Gurbetçilere Almanya'da oy kullanabilme müjdesi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Berlin'de bir araya geldiği Alman mevkidaşı Angela Merkel ile ortak basın toplantısı düzenledi.

ALMANYA’DA OY VE ÇİFTE VATANDAŞLIK

Basın toplantısında ilk sözü alan Merkel, “Hukuk sistemiyle ilgili aramızda görüşmeler oldu. Adalet bakanlarımızın birbirleriyle görüşmesi, yargının bağımsızlığı, hakimlerin ve savcıların seçimi gibi bütün bu noktaları ele aldık.” dedi.

Merkel, toplantıda ayrıca Türkiye’deki reformların üzerine konuşulduğunu söyleyerek, Türkiye’nin AB üyeliğini ucu açık olarak gördüklerini belirtti.

Türkiye’de olacak seçimlerin de konuşulduğunu aktaran Alman Başbakan, Almanya’da yaşayan Türk vatandaşlarının Cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılması ve oy hakkını Almanya’da kullanabilinmesi için için destek verileceğini anlattı.

Çifte vatandaşlık konusunu da dile getiren Merkel, “Almanya’da yaşayan ve Alman vatandaşlığı olan ya da çifte vatandaş olanlar ve Türk kökenli olanlar açısından, ben onların şansölyesi olarak onları hissediyorum. Bütün Almanya’da yaşayan insanların şansölyesi olarak kendimi hissediyorum. Çifte vatandaşlığın korunmasını kabul ediyoruz. Kendilerinin iki vatandaşlık arasında tercih etme zorunda kalmalarını değil, ikisini de sürdürebilmelerini istiyoruz.” şeklinde konuştu.

SURİYE KONUSU VE OY KULLANABİLME

Başbakan Erdoğan ise toplantıda Suriye konusunda kapsamlı bir şekilde görüşüldüğünü belirterek, bu konuda neler yapıldığı ve neler yapılabilineceğinin ele alındığını bildirdi.

Almanya’da yaşayan Türk toplumunun sorunlarının da ele alındığını anlatan Erdoğan, “Federal Parlamento’da 11 Türk kökenli parlamenterin yer alması bu seçimlerin önemli yanıdır diye düşünüyorum. Bu siyasetçilerin başarı öyküleri genç nesillere de örnek olacaktır.” dedi.

Oyların kullanabilme konusuna değinen Erdoğan, 7 ayrı noktada artık Cumhurbaşkanlığı seçimi ilk olmak üzere buradaki vatandaşlarımızın oy kullanma şansının olacağını, oy kullanma yerleri, salonlar ve 4 gün devam edecek her turda böyle bir imkanın olacağını aktardı.

YEREL SEÇİMLER TEST OLACAK

Erdoğan, siyasi gündemle ilgili olarak “Aramızda ilişkiler o kadar ileri derecedeki biz burada, onlar da Türkiye’de neler oluyor takipte. 30 Mart’ta yerel seçimler var. Özelliği kim nereye belediye başkanı olacak değil hangi siyasi parti ne kadar oy alacak? Bu test olacak. Partim 3 genel seçim yaşadı, trendi devamlı arttı.Yerel seçimler ve referandumlar da öyle. Bu yerel seçimden de başarıyla çıkacağımıza inanıyorum.” dedi.

“Yargı ve temel haklar, adalet ve özgürlük konusundaki 2 faslın açılmasının önem ifade ettiğine inanıyorum.” diyen Başbakan Erdoğan, bunun başarılacağına ve Şansölye Merkel’in bu konudaki desteğine ihtiyacın olunduğunu belirtti.

Erdoğan vize muafiyeti ile alakalı “Şansölye geri kabul anlaşmasını imzalamamızın ardından vize muafiyeti konusunda Almanya’nın yapıcı bir şekilde adımlar atmaya devam etmesini istiyoruz.” şeklinde konuştu.

SORU-CEVAP

Soru (AA): Suriye konusunda Cenevre’deki ilk tur görüşmelerde ilerleme sağlanamadı. Esed rejiminin varil bombası kullandığı da bildirildi. İnsani yardım koridoru konusunda BM’den beklentiniz nedir? Almanya’nın tavrı konusunda ne düşünüyorsunuz?

ERDOĞAN: Suriye konusunda Cenevre 1 ve 2 ne yazık ki şu an itibariyle beklentilere olumlu bir netice ortaya koymadı. İnsani yardım konusunda Suriye Yermuk’ta şu anda insanlar açlıkla terbiye ediliyor. AA ‘nın yayınladığı 55 bin kare fotoğraf var. Suriye’deki insanlık trajedisi çok açık ve net gösterildi dünya TV’lerinde de. Bu kabul edilebilir bir şey değildi. Buna karşılık tüm insanlığın ortak tavır koyması lazım. 160 bin insanın öldürüldüğü dünyada insanlık nasıl futbol maçı seyreder gibi seyreder. Benim ülkemde 700 bine ulaşan sığınmacı var. 220 bini çadır ve konteyner kentlerde kalıyor. 2,5 milyar dolara yakın harcama yaptık. BM’den ne gibi destek geldi derseniz. 130 milyon dolar bir destek geldi. Açık kapı politikasıyla kaçan Suriyeli komşularımızı ağırlamaya devam edeceğiz. BM Güvenlik Konseyi kilitlenmiş durumda. Bu işin birinci derecede sorumlusu BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleridir. Bu da reforme edilmesi gerektiğini gösteriyor. Reforme edilmedikçe BM güvenlik Konseyi bir ilkenin iki dudağı arasında sıkışıp kalmış olacaktır.

MERKEL: Rusya ile de çok yoğun şekilde konuşuyoruz. Rusya kilit bir rol oynuyor. Erdoğan'a katılıyorum bu konuda. Varil bombaları, resimlerle birlikte kesinlikle bir şeyler yapmamız gerekiyor. Rusya, Çin, İran açısından adımların atılması doğrultusunda çalışmak istiyoruz.

REUTERS: Türkiye ve benzeri diğer ülkelerle farklı medya haberleri okunuyor. Ekonomik canlanmanın duraksamaya yön tuttuğu ve Almanya ile ticari ilişkilerde yavaşlama olur mu tereddüdü var mı?

ERDOĞAN: Bağımsız bir kurum olan MB bu konuda adımları atıyor. Faiz artışına karşı olan bir Başbakanım. Bağımsız bir kurum olduğu için de benim müdahale yetkim yok ama kendi kanaatimi açıklamaktan da geri duramam. Bunun geçici olduğunu, bir süre sonra da B, C planımız var. Bunu en kısa zamanda ama seçim öncesi ama seçim sonrası bu uygulamayı başlatacağız.

EL CEZİRE TÜRK: Türkiye AB kapısında bekliyor. İyi niyet beyanınız ötesine giden bir adımınız olacak mı? Bu başlıklar daha önce açılsaydı yargı bağımsızlığı tartışmaları bu şiddette olmazdı görüşüne katılıyor musunuz?

MERKEL: Türkiye’deki tartışmalar Türkiye’de yürütülen tartışmalar. Bizler de bu konuda yorumlarda bulunuyoruz. Gezi Parkı’ndaki protestolar konusunda bunun temel hak olduğunu söylemiştim. Protesto bir temel haktır. Her ülke kendi iç sorunlarını kendisi halletmek zorundadır. Bu süreç ucu açık olan, zaman sınırlaması olmayan görüşmelerdir. Ankara protokolü önemli bir adımdır. Adım adım ilerliyoruz. Türkiye’nin tam üyeliğine dair tereddütlerim var. Bu ucu açık bir süreç ve bu sürecin ilerlemesini istiyoruz. Fasılların açılmasını ve adımların atılmasını destekliyorum.

BERLINER ZEITUNG: Almanya ziyaretlerinizden birinde Türkleri asimilasyon konusunda uyarmıştınız. Hâlâ bu görüşte misiniz?

ERDOĞAN: Herhalde bu cevabı şansölye vermeli. Bu bir genel ilkedir. Biz Almanya’da yaşayan tüm vatandaşlarımızın entegrasyon konusunda olumlu davranması gerektiğini ifade ettik. Hem kendi hem de Alman toplumunun huzuru için bu çok isabetli bir konudur.

MERKEL: Biz uyum çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Uyum, çıkmaz yol değil, tek taraflı yol değil. Almanya’ya gelenler Almanca öğrenip burada hayatlarını devam ettiriyor. Sayın Başbakan asimilasyon olmaz dediği zaman sanki bize bunun bir uyarı gibi söylendiği hissine kapılıyoruz. Burada kimse bunu istemiyor. Böyle bir amacımız yok. Farklı kültürlerin zenginlik kattığını düşünüyoruz. Kabine görüşmelerinde bu çabaları ele aldık.