“Diş Hekimliği Haftası” etkinlikleri, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği’nde gerçekleştirilecek basın toplantısı ile başladı.
Toplantıda sırasıyla, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Özlem Gürkut, Kıbrıs Türk Tabipleri Odası Başkanı Mustafa Taşçıoğlu ve Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Ahmet Özant konuşma yaptı.
GÜRKUT
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Özlem Gürkut, Tabipler Birliğinin Kıbrıslı Türklerin zorlu tarihinde her zaman sorumluluk alıp, topluma önderlik ettiğini belirterek, günümüzde de daha iyi yaşam şartlarına ulaşılması için mücadeleye devam ettiklerini kaydetti.
Toplumun ve ülkenin içinde bulunduğu şartların kendilerini de etkilediğine işaret eden Gurkut, “Ülkede, sosyal ihtiyaçlar bir kenara temel ihtiyaçlar karşılanamaz hale gelmiştir” dedi.
Gürkut, “Hükümet, toplumdan tasarruf yapmasını beklerken ve her şeyin fiyatı artıp yaşam giderek zorlaşırken, kamu çalışanlarının maaş ve ödeneklerinden kesintiler devam etmektedir” dedi.
Toplumun elini taşın altına koyduğunu ancak devlet kademelerinde aynı tasarrufu görmemekten rahatsız olduğunu dile getiren Gürkut, insanlar neredeyse sadece karın tokluğunu sağlayabilecek hale gelmişken devletteki harcamaların hız kesmeden sürüyor olmasını kabul etmenin mümkün olmadığını belirtti.
“Ülkenin hekimleri olarak, devletin anayasal yükümlülüğü olan, her vatandaşına, beden ve ruh sağlığı içinde yaşayabilmesini ve tıbbi bakım görmesini sağlama ödevini yerine getirmekten uzak olduğunu söyleyebiliriz” şeklinde konuşan Gürkut, nüfusun artışına paralel artan hasta yükünün, personel, alt yapı ve donanım eksikliği nedeni ile karşılayamaz hale gelen kamu hastanelerinden yapılan sağlık kurulu sevklerinin, zaten sınırlı olan sağlık bütçesinin yatırıma dönüşmesinin önünde engel oluşturduğunu vurguladı.
Hekimlerin, yasal boşluklar içine düşürüldüğünü söyleyen Gürkut, “Ekonomik kaynakları gibi insan kaynakları da kısıtlı olan ve yetişmiş en değerli insan kaynaklarından biri olan hekimlerinden nasıl yararlanacağına bir türlü karar veremeyen devletimiz, sağlık yasalarını güncel şartlara uygun hale getirmeyi ve eksiklerini tamamlamayı hala başaramamıştır” dedi.
Gürkut, “Ülkemizde kamuda ve özelde çalışan hekim ve diş hekimlerini çerçevesi altında toplayacak bir hekim yasası olmadığı gibi halk sağlığı yasamız da yoktur” dedi.
Sağlıklı beslenme bilincinin oluşturulması için eğitim kurumlarının, medyanın, sivil toplum örgütlerinin ve meslek örgütlerinin, Sağlık Bakanlığı ile ş birliği yapması gerektiğini, spor ve aktivite alanlarının, güvenli parkurların artırılması için yerel yönetimler ile ortak projeler yürütülmesi gerektiğini sıralayan Gürkut, hastalıklara karşı en güvenli kalkan olan aşıların devlet eliyle ücretsiz uygulanması, ulusal aşı programlarının ülke ihtiyaçlarına uygun hale getirilmesini istedi.
Sağlık alanında yaşanan sorunlara örnekler veren Gürkut, halkın ve basının gündeminden hiç düşmeyen, gıda güvenliğini sağlayacak yasa Cumhuriyet Meclisi’nden geçmiş olmasına karşın, tüzükleri tamamlanarak, tarladan çatala gıda güvenliğinin sağlanamadığını hatırlattı.
Hastalıkların bir çoğunun çevresel nedenlerle oluştuğunu ifade eden Gürkut, “On yıllardır konuştuğumuz elektrik santrali bacasına filtre takılması, taş ocakları, limanlardaki çevre sorunları çözümlenmemiş beklerken, etrafımızda insan sağlığı için potansiyel tehlike oluşturan elektromanyetik alanlar artmakta, yüksek gerilim hatları altında yaşam alanları oluşmakta, okullar faaliyet göstermektedir. Ülkemiz her geçen gün çölleşmektedir. Çarpık yapılaşma, denizlerimizin kirletilmesi ve kıyıların korunamaması, insan sağlığı yanında, turizm gelirlerimizi de etkileyecek noktadadır” dedi.
Gürkut, ülkelerin geleceklerini planlaması, 10 yıl, 20 yıl, 50 yıl sonrasını görebilmeleri ve ona göre yatırım ve plan yapmalarının, gelişmişliklerinin bir göstergesi olduğunu vurgulayarak, “Bizler ise, yarını planlamak şöyle dursun, bugünümüzü bile kayıt altına almayı başaramamış durumdayız. Nüfusunu bilmeyen bir ülke, değil 10 yıl sonra, yarın kaç hastane yatağına, kaç okul sırasına, kaç öğretmene, kaç konuta, kaç kilometre yola, kaç aşıya, kaç ekmeğe ihtiyacı olacağını bilemez” ifadelerini kullandı.
KTTB olarak, ülkenin gelecekteki hekim ve diş hekimi ihtiyacını belirlemek, tıp ve diş hekimliği fakültelerinde eğitim gören gençlerin sayısını öğrenmek ve onları ihtiyaç alanlarına yönlendirmek arzusunda olduklarını belirten Gürkut, yaptıkları bir çok başvuruya ve görüşmeye karşın, tıp ve diş hekimliği fakültelerinde kaç KKTC vatandaşı öğrenci olduğunu öğrenemediklerini, daha doğrusu, kaç öğrenci olduğunun bilinmediğini öğrendiklerini söyledi.
DÜNYADA ÖNERİLEN HER 1 MİLYON NÜFUSA 1 TIP FAKÜLTESİ
Gürkut, dünyada, bilimsel verilere dayanılarak, her 1 milyon nüfusa 1 tıp fakültesi açılması önerilirken, KKTC’de şu anda 6 diş hekimliği fakültesi mevcutken, 2 diş hekimliği fakültesi için ise müracaat yapıldığını söyledi.
Gelecekte işsiz hekimler ya da planlanamayacak bir hekim iş gücü ile karşı karşıya kalma olasılığı olduğunu dile getiren Gürkut, “Bütün bu sorunları yaşamaktayken, 22 Kasım Diş Hekimliği Günü ve Diş Hekimliği Haftası’nın, diş hekimlerimizin sorunlarını ve ihtiyaçlarını irdelemek, çözüm önerileri oluşturmak, birlik ve beraberliklerini sağlamak, eğitim amaçlı toplantıların yanı sıra, koruyucu sağlık hizmetlerini oluşturup vermek için de Kıbrıs Türk Diş Tabipleri Odamıza çok önemli görevler düştüğüne inanmaktayım. Bu vesile ile tüm diş hekimi meslektaşlarımın Diş Hekimliği Günü’nü kutlar, daha iyi şartlarda meslek icra edeceğimiz günler için dayanışma duygularımı belirtirim” dedi.
TAŞÇIOĞLU
Kıbrıs Türk Tabipleri Odası Başkanı Mustafa Taşçıoğlu, kendisinin çocuk hekimi olduğunu belirterek, korumanın tedavi etmekten daha kolay daha az zahmetli olduğunu vurguladı.
Çocukların düzenli diş kontrolleri yaptırmadığına işaret eden Taşçıoğlu, ne yazık ki ülkede 0-18 yaş grubundaki çocuklar için belirlenmiş bir ulusal ağız diş sağlığı politikası olmamasını eleştirdi.
“Artık Bizim şansızım diş hekimi bir bakanımız var” diyen Taşçıoğlu, çağrı yaparak Sağlık Bakanının 0-18 yaş dönemine yönelik ulusal ağız ve diş sağlığı politikası belirlenmesini istedi ve kendilerinin bu konuda her türlü çalışmaya katkı koymaya hazır olduklarını söyledi.
Taşçıoğlu, kamuda çalışan 26-27 diş hekimi bulunduğunu, aynı sayıda da Ünit olduğunu kaydederek, 26 diş hekiminin kamu diş sağlığı politikası oluşturmak için yetersiz olduğunu, ülke nüfusunu bilmeden sağlık alanında planlama yapmanın de mümkün olamayacağını ifade etti.
ÖZANT
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı tüm diş hekimlerinin “ Diş Hekimliği Günü’nü”nü kutladı.
Vücudun giriş kapısı olan ağız ve dişlerin sağlığının bozulmasının, bir enfeksiyon odağı hâline gelmesinin sadece ağzı değil tüm vücudu etkilediğini ve birçok rahatsızlıklara da sebep olduğunu belirten Özant, toplum olarak kaliteli bir yaşam için mutlaka ağız ve diş sağlığına önem verilmesi gerektiğini vurguladı.
Toplumu ağız ve diş sağlığı konularında bilinçlendirmek için, “Toplum Ağız ve Diş Sağlığı Komitesi” kurma kararı aldıklarını belirten Özant, 6 Diş Hekimliği Fakültesi’nden birer üyenin katılımı ile kurulan komitenin esas görevinin “Bilimsel yaklaşımların ışığında, halkın bilgi seviyesini yükselterek doğru ağız-diş sağlığı alışkanlıkları kazandırmak ve toplumun ağız-diş sağlığı seviyesini yükseltmek” olacağını söyledi.
her konuda halkı bilgilendirici eğitsel programlar yapacaklarını, Sağlık Bakanlığının oluşturduğu Koruyucu Hekimlik Komitesinin yapacağı koruyucu diş hekimliği uygulamaları ile komitelerin yapacağı eğitim çalışmalarının birbirini tamamlayarak halka daha yararlı olmasını arzuladıklarını dile getiren Özant, sağlık alanında hükümetlerin yapacağı her türlü organizasyonda, programda veya yasal düzenlemelerde çalışma gruplarına ve komitelere hekim örgütleri olarak dahil edilmeleriyle daha iyi ve daha doğru işler ortaya çıkabileceğini ifade etti.
SAĞLIKTA ÇÖZÜM BEKLEYEN SORUNLAR
Sağlık Çalışanları Yasasının uygulanamadığını, 2 yıl boyunca kliniklerin kapatılmak zorunda bırakıldığını, bazı hekimler hakkında suçlamalar ve davalar açıldığını, tatsız fırtınalı günler geçirildiğinİ, yapılan bir tüzükle hekim ve hastaların mağduriyetlerinin geçici olarak hafifletildiğini dile getiren Özant, hala ne yasa, ne de hastanelerin alt yapısı ve çalışma koşullarının düzenlenemediğini vurguladı.
Özant, Sağlık Bakanlığının Teşkilat yasasının 30 yılı aşkın süredir yenilenmediğine işaret ederek, şöyle devam etti;
“Yeni uzmanlık alanlarında kadroların dahil edilmesi ,kadroların genişletilmesi acil yapılması gereken işlerden birisidir. Olmayan kadrolar nedeniyle sözleşmeli çalışan doktorlarla eksiklikler tamamlanıyor. Sağlık Bakanlığı bünyesinde 11’i Hastanelerde (4 Hastane) 15 sağlık merkezlerinde olmak üzere toplam 26 diş üniti mevcuttur. Toplam çalışan hekim sayısı ise 26 dır ( 14 sözleşmeli 12 kadrolu). Hekimlerin 13’ü Hastanelerde kalan 13’ü de sağlık ocaklarında görev yapmaktadır”.
Toplam 21 sağlık ocağının 15’inde diş üniti olup, 6 diş hekiminin haftanın belli günlerinde başka bir sağlık merkezine giderek hizmet vermeye çalıştığını kaydeden Özant, bu yıl sadece 1 yeni sözleşmeli diş hekimi alındığını belirtti.
25 yıl önce atanmış 2 diş hekiminin hala ilk atandıkları III. derecede hizmet verdiğini, ayıca 15 yıla yakın bir süre hastanede sözleşmeli çalışan başka bir meslektaşlarının da hala kadrolanmak için beklediğini anlatan Özant, bu duruma sebep olanlar her kimler ise şiddetle kınadıklarını belirtti.
2012 yılında yapılan “özel hastane, özel klinik, özel muayenehaneler yasasının tüzüklerinin 6 yıl sonra hayata geçirildiğini, tüzüklerde, diş klinikleri, veya diş hastanelerinin ne gibi tıbbi ekipmanlara sahip olması gerektiği konusunda hiçbir madde bulunmadığını ifade etti. Özant, çıkarılan bazı tüzüklerin eksiklikleriyle ilgili bir dizi örnek vererek “Eğer uygulanmayacaksa neden yasalar yapılıyor, neden tüzükler yapılıyor?” dedi.
Diş Tabipleri Odasının bugün 235 üyesi, 2016 yılında ülkede iki diş hekimliği fakültesi bulunurken, bu gün 6 Diş Hekimliği Fakültesi’nin hizmet verdiğine işaret eden Özant, “Fakültelerin açılmasına karşı değiliz ancak fakültelere KKTC vatandaşı olarak girecek öğrenci sayısının ülke nüfusuna ve ihtiyaçlarına göre belirlenmesinin şart olduğunu ve kontenjan belirlerken meslek örgütleri ile işbirliği yapılması gerektiğini hep söyledik” dedi.
Diş fakültelerinde verilen eğitimleri eleştiren Özant, “Yakın gelecekte öğrencilere video gösterileri ile bakın diş böyle çekiliyor, dolgu bu şekilde yapılıyor, dişler böyle kesiliyor ölçü alınıyor protez böyle takılıyor diye eğitimlerle, hastaya el sürmemiş hekimler mezun verirsek hiç şaşırmayalım” dedi.
Özant, nüfusun 5 yılda %18 civarında bir artış gösterdiğini ancak bugünkü mevcut kontenjanlarla bile 5 yıl sonra mezun diş hekimi sayısının % 45 gibi büyük bir rakamla artmasının söz konusu olduğunu belirterek, Avrupa Birliği’nde her yüz bin kişiye ortalama 66 dişhekimi düşerken ülkede bu rakamın şu anki verilere göre, 67.84 olduğu ve mevcut kontenjanlarla bile 5 yıl sonra bu sayının 82.5’e yükseleceğini söyledi.
ZORUNLU STAJ VE BOARD SINAVI
Özant, son genel kurullarında oy birliği ile kabul edilen yeni mezunlara mezuniyet sonrası zorunlu staj ve board sınavı getirilmesi konusunda da yasal çalışmalara başlandığını kaydetti.
Özant konuşmasını şöyle tamamladı;
“Bugün en önemli haklarımızdan biri olan sağlıklı yaşam, 40 yıldır sağlıkta sistemin bir türlü oluşturulamaması nedeniyle sekteye uğruyor. Diğeri eğitim, aynı şekilde kurumları ile yenilenemeyen kendini çağın gereklerine adapte edemeyen bir yapıda devam ediyor. Bilindiği gibi bu iki konuda devletin yetersizliği yüzünden özelde, sağlık ve eğitim sektörleri sürekli büyümektedir.
Bu iki önemli hizmeti özel sektörden almak için de vatandaşlarımızın cebinden büyük paralar çıkıyor. Hatta pek çok ihtiyacından keserek fedakarlık yapıyor. Güvenliğimiz derseniz Allah’a emanet en az 2000 yeni emniyet görevlisine ihtiyaç olduğu bilinmektedir. Mahkemeler perişan onlarca hakim ve savcıya yüzlerce personele ihtiyaç var en önemlisi “Adalet Sarayı” denilen yeni bir binaya ihtiyaç vardır. Bütün bunları yerine getirmek elbette hükumetlerin görevleridir. Ancak kötü yönetimler, kurduğumuz devlete duyulan güvenin ve halk tarafından sahiplenme duygularının azalmasına neden olmaktadır.
Toplumumuzda ciddi anlamda bir yozlaşma söz konusu, bazı insani değerlerimizi de yitirmekte olduğumuz aşikardır. Dolayısı ile bizler önce sivil toplum örgütleri ve halk olarak bir silkelenip kendimize gelmeliyiz, hesap sormalı ve siyasileri kararlı duruşumuzla doğru yola getirmeliyiz”
DİŞ HEKİMLİĞİ HAFTASI PROGRAMI
Diş sağlığı konusunda farkındalık yaratmak adına yıl 10’uncusu yapılacak geleneksel ortaokullar arası afiş yarışmasının duyuruları okullara yapıldı.
Ayrıca yakın zamanda çekimleri tamamlanacak, yeni bir kamu spotu hafta içerisinde yayınlanmaya başlayacak.
21 Kasım Çarşamba günü sabah 9.00-13.00 arasında 4 konuşmacının sunumunda seminer düzenlenecek.
22 Kasım Perşembe gün TV programı, cuma gün sabah ise Atatürk İlkokulu ziyaret edilecek çocuklara konferans verilecek ve diş fırçası ve diş macunu dağıtılacak. Öğleden sonra ise çocuk yuvası ziyaret edilip çocukların bazı ihtiyaçları giderilecek.