Güzel işleri da övmek lazım…

Arif Alasya

Güzelyurt ana yolu için belki de çeşitli zamanlarda on, on beş yazı yazdım sayısını bile unuttum.

Maalesef bu yolumuzda çıkan ihaleler yarım kalmış ve sonuçta abuk sabuk tehlikelerle dolu bir yol.

Şahinler,Mevlevi ve Güzelyurt çemberleri tam bir felaket .Askerin atış günlerinde geçişe yasaklı bir yol.Yapacak bir şey yok proje da ihale da Türkiye’de gerçekleşiyor bizim müdahalemiz söz konusu değil.Ölümlü kazaların da çokça yaşandığı bir yol bu yolumuz.Derelerin su ile dolup kapanan bu yolumuz.

İşte bu yolumuzda Alkışlanacak bir iş yapılmış.

Geceleri bu yolda çok seyahat etmem nedeni ile bu yolun en zorlu kısmı çemberler ışıklandırıldıktan sonra Güzelyurt- Mevlevi arasındaki yoldu. Kapkaranlık ve düzgün virajları olmamsı nedeniyle sürücülerimizin geceleri çok zorlandığı bir yoldu.

Bölgemiz vekillerinden birinin Ulaştırma Bakanı olduğu dönemde da bu yol için şikâyetlerimi yazmıştım.

Halen yollarımızda ölümlü kazalar devam etmesine rağmen tüm suçlunun yalnız şimdiki bakanın olmadığını da kabullenmek gerekir.

Şimdiki Bakan Sn.Osman Dürüst bu yola new jersey tipi uygulama yapacağını söylediğinde inşallah demiştim.

İşte bu yoldan akşam geçerken ona içimden teşekkür etmek geldi. Bunca zaman korkarak araba kullandığım bu yolda çok rahat araba kullandım. Fosfor levhaları ile aydınlatılmış, karşıdan gelen araç ışıklarının sürücüyü rahatsız etmediği bir yol.

Bu nedenle kendisini arayıp teşekkür ettim. Kendisi da bana bu yolun nasıl yapıldığını ve neleri planladığını anlattı.

Bakanımız bu yol ile ilgili halen Güzelyurt-Lefke yolunu yapan firmadan ricada bulunmuş. Onlar da anlayış göstermişler ve bu yolun yapımını üstlenmişler ve yapmışlar.

Bunun devamında ayni uygulamanın Şahinler çemberine kadar uzatılacağının da müjdesini verdi.

Alayköy kavşağına kadar uygulanan ve başarısın yarım bırakılan refrüjlerinin içi taşlar ve çöplerle dolu uygulamanın kötü görüntüsü için neler yapabileceğini da sordum. Açık kalplilikle böyle bir bütçesinin olmadığını bu konuda farklı bir düşüncesi olduğunu söyledi şöyle ki:

‘’bu yol boyunca mevcut direklere reklam koymak isteyen şirketler varmış ve reklam karşılığı bu refrüjlerin temizleilmesini düşünüyormuş.Bu konuda ihale usulü ile yapılması koşulu ile destek verdiğimi bu yoldan elde edilecek gelirin yine bu yol için kullanılmasının uygun olacağını söyledim.

Tüm bu bilgilerin ışığında kendisine öncelikle Güzelyurt-Mevlevi çemberi arasında yapılanlar için teşekkürler.

Dillendirdiği diğer işler için da başarılar.

Yazımın sonunda bir serzenişimi da yazmak isterim.

Türkiye Başbakanının Kendi ülkesinde yapılacak bir referandumun KKTC’deki propaganda sürecine KKTC’li bir Bakan olması nedeniyle katılmasını uygun bulmadım. Nasıl bundan önce Lefkoşa Terminalinde yapılan Ümmet mitingine Ata Atun’un katılıp da kendisi için ‘’Bakanlığın değil ümmet olmanın önemli olduğunu’’ söylemesi gibi. Ata Atun ile birlikte bu kampanyaya başka bir ülkenin Bakanı olarak katılmalarını tasvip etmedim ve etmem. Ayrıca kürsüye çıkıp ‘’  "Bizler bu toprakalardan ezan sesinin eksilmesini istemiyorsak, bayrakların dalgalanmasını istiyorsak ana vatanın yolundan yürüyeceğiz. Ana vatan da 'evet'ler' ne kadar güçlü çıkarsa biz de o kadar güçlü olacağız. Onun için evet."Şeklindeki açıklamasını tasvip etmek mümkün değil Çünkü yüz yıllardır bu topraklarda ezan okunduğu gibi Türkiye Cumhuriyetin ilanından itibaren o bayrağın asılması yönünde her türlü mücadeleyi veren ve kazanan Kıbrıs Türk’üdür.