GYÖ’lerin ana hedefi Federal çözüm planının kabulünü teşvik etmek olmalıdır!

GYÖ’lerin ana hedefi Federal çözüm planının kabulünü teşvik etmek olmalıdır!

Sn. Anastasiadis’in Ersin Tatar’a gönderdiği 23 Mayıs tarihli mektupta müzakere daveti ile
birlikte Güven Yaratıcı Önlemlerin kurulacak masada değerlendirilmesi önerilmektedir. Sn.
Anastasiadis tarafından yapılan önerilerin BM yetkililerine de iletildiği bilinmektedir. Tatar,
kendisine iletilen önerileri Cumhuriyet Meclisi’nin bilgisine getirmediği gibi, siyasi partilerle
de paylaşmış değildir. Kıbrıs Sorunu gibi önemli bir konuda karşı taraftan yapılan önerilerin
“egemen eşitlik ve eşit statü”nün kabul edilmemesi gerekçesiyle ve hiçbir değerlendirmeye
tabi tutulmadan reddedilmesi kabul edilebilir değildir. Bu yaklaşım Kıbrıs Türk toplumunu
daha da yalnızlaştıracak, dünyadan daha da soyutlanmasına neden olacaktır.
Cumhuriyetçi Türk Partisi, Kıbrıs sorununun BM Güvenlik Konseyi parametreleri çerçevesinde
iki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitlik temelinde federasyonla mümkün olabileceğini
öngörmektedir. Elbette bu çözümün gerçekleşebilmesi için de karşılıklı olarak kabul edilebilir
olması gerekmektedir. Güven Yaratıcı Önlemleri ise Cumhuriyetçi Türk Partisi, kapsamlı
çözüm hedefine ulaşmak için bir motivasyon aracı olarak görmekle birlikte, Kıbrıs Türk
ekonomisinin kısa vadede nefes alabilmesine olanak sağlayacak önemli bir adım olarak
değerlendirmektedir. Yapılan önerilerin hayata geçmesi halinde havaalanı ve limanlardan
dünyaya ihracat kapısı açılacak, turizmde büyük atılımlar gerçekleşecektir. Bu da Kıbrıs Türk
ekonomisin ayağa kalkmasını, insanımızın da alım gücünün yükselmesini, gençlerin bu adada
kök salmasını sağlayacak ve işsizliği büyük oranda azaltacaktır.
CTP, bahse konu mektubun içeriğine dair öncelikle tüm tarafların yer alacağı kapsamlı bir ön
hazırlık ve istişare zemininin oluşturulması gerektiğini değerlendirmektedir. Bu süreçte BM
Genel Sekreteri’nin sorumluluk üstlenerek geliştireceği bir yöntemle başlatılacak
müzakerelerde hedef, ilgili BM Güvenlik Konseyi kararları ve parametrelerine bağlı iki
toplumlu, iki bölgeli ve siyasi eşitliğe dayalı federasyon zemininde kapsamlı bir ‘siyasi
anlaşma’ olmalıdır. Geri dönüşü olmayan bir “çerçeve” niteliğinde olmak zorunda olan
kapsamlı ‘siyasi anlaşma’, 11 Şubat 2014 tarihli ortak metinde yer alan prensipler, ayrıca BM
Genel Sekreteri’nin belirttiği gibi aşamalı ve sonuç odaklılık ilkelerini içermelidir.
Bu bağlamda, Anastasiadis’in önerdiği GYÖ’ler, kapsamlı ‘siyasi anlaşma’ hedefine ulaşmak
için bir kaldıraç etkisi yaratmak ve bu yolda Kıbrıs Türk ekonomisini güçlendirmek için, aynı
zamanda toplumları motive etme noktasında ele alınmalı ve istişare edilmelidir. 
Yapılacak istişarelerde, AB Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nün de hiç gecikmeden yasallaşması
sağlanmalıdır. Mağusa Limanı ve Ercan Havaalanı üzerinde devam eden Kıbrıs Cumhuriyeti
yaptırımları kaldırılırken, 10. Protokolde düzenlendiği şekilde Rum Yönetimi’nin otoritesi
Yeşil Hattın kuzeyinde herhangi bir yerde olmadığı gibi bahse konu limanlarda da
olmayacaktır. Gerek Ercan’ın BM yönetimine, gerekse Mağusa Limanı’ndaki ticaretin AB
yönetimine devredileceği koşullar, hak ve çıkarlarımızın gözetileceği şekilde istişare edilmeli
ve netleştirilmelidir.
Deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasıyla birlikte, AB’nin ciddi bir mali destek sağlayacağını
taahhüt ettiği ve İsrail- Kıbrıs-Yunanistan arasında tasarlanan “Eurasia Interconnector”
elektrik enterkonnekte projesi, çok daha hızlı ve ekonomik olarak revize edilmeli ve İsrail-
Kıbrıs-Türkiye arasında gerçekleşecek şekilde yeniden şekillendirilmelidir. Böylelikle, Kıbrıs’ın

bir bütün olarak yenilenebilir enerjiye dönüşümü mümkün olacak,  AB Yeşil Mutabakatı’nda
belirlenen çevreci ve karbonsuz bir yaşama kavuşmuş olacaktır.
GYÖ’le ilgili istişareler yapılırken, Crans Montana konferansı sonrasında Rumların çağrısıyla
dondurulan AB Ad-Hoc komitenin yeniden canlandırılması da sağlanmalıdır. Bu komitenin
görevi, geçmişte olduğu gibi, kuzeyin AB müktesebatına ve Euro bölgesine dair uyum sürecini
kolaylaştırmak olmalıdır.
GYÖ'lerin hedefi, Kıbrıs sorununun çözümüne engel olan siyasi irade eksikliğinin temel
nedeni olan güvensizliği hafifletmek ve kapsamlı çözümün getireceği kazanımları tüm
taraflara yaşatarak, kalıcı barış, istikrar, güvenlik ve refah için bu sonuçta hedeflenen
kapsamlı çözüm planının kabulünü teşvik etmek olmalıdır.