Hak ararken başkalarının haklarını Engellemek şart mı?

Taner ULUTAŞ

Bugün sayfamızı kiraladık. İsmi bizde mahfuz bir arkadaşımız bir günlüğüne sayfanı kiralamak istiyorum deyince ona bir günlüğüne sayfayı değil ama köşeyi verelim dedik. Hak ararken başkalarının haklarını Engellemek şart mı? Ülkemizde hakkını almak için yapılabilecek en basit yol meydanlara çıkmak, yolları kesmek ve gerekirse başta Başbakanlık olmak üzere ilgili Bakanlıkların önünde tabir caizse gövde gösterisinde bulunmaktadır. Son yapılan üreticilerin, hayvan yetiştiricilerin hak arama yeri de ilgili Bakanlık, Başbakanlık ve Meclis önü olmuştu. Yalnız burada istismar edilen bir halk topluluğu da oldu.Belli yolların trafik akışının engellenmesi nedeniyle normal şartlarda ayni yolu kullanan birçok vatandaşımızın gideceği yere gitmesinin engellenmesine sebep olmuş ve bu hak aramada haksızlığa uğrayan başka bir kesimin ortay çıkmasına sebep olmuştur. Burada anlaşılmayan bu eylemi yaptıktan sonra iki taraf arasında varılan mutabakata eylem önceleri varılması olmazmıydı? İlle de bizim ülkemizde kişilere hakkını vermek eylem sonunda mı olmalı mı? Dahası neden insanımızın ürettiği ve belli bir emek ve zaman sonrası ortaya çıkan bir ürünü Devlete veya Devlete bağlı kurumlara sattığı zaman ücretini niye düzgün bir şekilde zamanında alamıyor? Tüm bu soruların cevabı ne yazık ki düzenli, disiplinli ve Bütçesine göre ayağını uzatmayan bir toplum olmamız. Proğramlı, düzenli ve yapılması gereken işleri zamanında ve yasalara uygun yapmak isteyeni de ne yazık ki aralarında barındırmaz bizim siyasilerimiz. Üretici üretmiş olduğu ürünü veriyor ancak karşılığını zamanında alamadığı gibi alması içinde eylem yapmak zorunda kalıyor. Peki üretici bu mağduriyeti sebebiyle ödemede güçlük çektiği belki de ödeyemediği Banka,elektrik borcu ve buna benzer borçları için kendilerinden gecikme faizi talep eden bu gibi kuruluşların karşısında alacaklarını alamadıkları Devlet kurumları onları koruyor mu? Ebetteki hayır.Ama onlar Devletten gecikme faizi talebinde bulunuyorlar mı veya hakları var mı? Hayır. O zaman KKTC'yi yönettiğini söyleyenler bu gibi ödemelerin zamanında yapılması için gerekli düzenlemeleri ve tedbirleri almak zorundadırlar. Bunu yapamıyorlarsa da boşuna o koltukları işgal etmesinler ve bu ülkeye daha fazla zarar vermesinler. Son yapılan Milletvekili seçimlerinde halkımız bir yerde belli oranda yeni yüzleri Meclise getirdi. Ancak Meclise giren bu yeni yüzlerde ne yazık ki halkın beklentilerine tam anlamıyla cevap veremedi. İlk fırsatta müşavir ordusu yaratmayacağız diyenler belli bir zaman geçtikten sonra bunun artması için ellerinden geleni yapmışlar ve bu müşavir ordusunun artırılmasına devam etmişlerdir. Artık olması gereken Devlete vermiş olduğu herhangi bir hizmet karşılığı alacağı olan kişilerin günü geldiğinde alacağını alması ve insanlarımızı korumak ve kollamakla sorumlu olan devletimizin onlara olan bu ürün veya hizmet alımından borçlarını zamanında ödemesidir. Bunu yapmak o kadar da zor değildir. Yeter ki istek olsun, İlgili kalemlerin bütçelerini başka ilgisiz kalemlerin ödemeleri için kullanmasınlar. Aksi durumda bu ülkede hak aramak ve hakkını almak yasalarla değil yollarda yapılan eylemlerle olmaya devam edecektir. Umarız artık yapışılı koltuk sevdası artık son bulur. **** Sahibine Mesajlar Sayın Alpay Burahan, torununuz Poyraz’a atıfta bulunarak yazdığınız kitap muhteşemdi. Zaten  birçok kitap yazmış kültürlü bir aile reisi, iyi yetiştirilmiş mükemmel evlatlara sahip bir baba ve Poyraz gibi bir toruna sahip bir ‘Büyükbaba’dan daha başka bir şey beklenmezdi. Ve baktığımız zaman her şeyi ile mükemmel olan bir insandan tabii ki böylesi güzel bir eserin çıkması beklenirdi. Eline ve kalemine kuvvet. Ülke senin gibi kaliteli insanlar ile gurur duyar.  Bataryası zayıflayan ve bu nedenle kapsama alanımız dışında kalan birçok insanın aksine full çeken bataryası ile sen bizim gönlümüzün/kalbimizin kapsama alanından hiç çıkmıyorsun ** Sayın Fatma Solmaz Antalya’da yapılan  Ak Parti kongresinde baş roldeydeydiniz. Şık bir bayan olarak AK Partililer arasında yıldız gibi parladınız. Konuk olarak katıldığınız AK Parti kongresinde sanki UAP’ın kongresi gibi kongremizi tamamladık açıklamanız UAP’ın KKTC’de AK Parti’nin küçük bir versiyonu veya minaytürüymüş gibi bir algıya neden oldu. Antalya’dan sonra Isparta kongresi için güller diyarı Isparta kongremizi katılmak için harekete geçtik durmak yok demeniz KKTC’de bir kısım halk tarafından manidar karşılandı. Bence partinizin adını UAP yerine KAK (Küçük Ak Parti) koysaydınız sanırım çok daha yerinde olurdu. ** Sayın Osman Acaroğlu bugün yine soğuk ve yağışlı ülkenin üstünde kara bulutlar var alışılmadık hava hareketleri yaşıyoruz, bu kara bulutlar dağılacak bir gün, ülke inşallah aydınlığa çıkar o zaman... gününüz sorunsuz ve mutlu olsun Günaydın mesajınız güzeldi. Ancak siyasilerin ördüğü bu karabulut güne aydın başlamamıza engel değilmi? Bakın bizim anamız ağlarken onlar geride play back yapıyor.  Sayın Acaroğlu,  bunları seçtik ve başımıza getirdik. Umut dediler umutsuzluk yaşattılar. Sanırım geçti borun pazarı geçtiğimiz gün pazartesiydi. ** Sayın Segure Sigorta yöneticileri bir müşteriniz sizden son derece şikayetçi oldu. Gönderdiği mesajda arkadaşlar Segure denen bir sigorta şirketi var, benim arabama arkadan çarptılar çarpan kişini sigortası ordaymış expert geldi baktı evraklarımız alındı, daha sonra oraya gittiğimde evrakların kaybolduğunu bu evrakları alan kişinin işiten ayrıldığın evraklar olmadığı için arabamı yapamayacaklarını bana bildirdiler. Arkadaşlar sakın bu şirketten sigorta yaptırmayın her gün personel değişiyorlar bilerek sonra da evraklar kayboldu diyorlar sigortanın adı SEGURE diyor. Yani açılımı ile Servet Gürkan Reasürans sigorta şirketi adam gittiydi, evrak kaybolduydu hikayeleri ile hasarın üstüne yatmamalı. Bakın alancının mumu mum bitene kadar söner bilesiniz. ** Sayın İzzet İzcan Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP) Genel Başkanı olarak AKP hükümeti ve Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun izlediklerini savunduğu gerginlik politikasıyla önümüzdeki aylarda gerçekleşecek seçimlerde avantaj elde etmeyi planladıklarını iddia ettiniz, “Müzakerelerin yeniden başlaması, Nisan ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Haziran ayında Türkiye’de yapılacak genel seçimler nedeniyle kurban edildi” dediniz. Ah başkan müzakereler kurban edilmedi. Türkiye ile Kıbrıs Rum tarafı arasında pazarlık masasına kondu. Biz Kıbrıslı Türkleri de garnitür olarak yanına meze olarak kattılar. Bir bir daha iki on bir değil değilmi? ** Sayın Prof. Dr. Derviş Zihni Deniz, Prof. Dr. Ferhat Erişir, Prof. Dr. Hasan Kömürcügil ve Prof. Dr. Ali Efdal Özkul, YÖDAK üyeliği için genel nitelikleri taşıdığınız oy birliği ile karara bağlandı. Hepsiniz de değerli hocalarımızsınız. YÖDAK’a üye olarak katılmanız eminim bu ülke eğitimine çok şey katacaktır. Ancak bu ülkede bilgi ve bilgelikten öte siyasi arenada dayınız ve amcanızın olması esastır. Değerli hocalarım kızlar eskiden beyaz atlı prenslerini beklerdi ancak şimdi  artık beyaz yatlı prenslerini bekliyorlar. Siyasiler de bal arısı gibi gördükleri istediğini yaptıracaklarını sandıkları Proflarını bekliyorlar. Ama bal üreten arının ağzında balı varsa kuyruğunda da iğnesi olduğunu unutuyorlar. Hayırlısı olsun diyelim. [caption id="attachment_47855" align="alignleft" width="650"] Günün Fotoğrafı[/caption]