Hangisine yansın?

Ayşegül Garabli

Türkiye dile gelse, ya bir ağıt yakar ya da “Derdim çoktur hangisine yanayım” diye yanık bir türkü tutturur herhalde.

Hergün  toprağının kucakladığı onca ölene mi yansın?

İtibarsız hale getirildiğine mi?

Eşi,dostu ,komşusu kalmayışına mı?

Para parça edilmeye çalışılmasına mı?

Herkese yetecek zenginlik sunduğu halde, aç gözlüler sayesinde aç kalıp perişan olanlaratanıklık edişine mi?

Herköşede tecavüze uğrayıp yada dövülüp, öldürülen kadınlarına mı?

Maneviyatının,ayaklar altına alınıpyok edilişine mi?

Onca çocuğunun, geleceği elinden alındığıyetmiyormuş gibi, bir de üstünden istismar edilip, tacize, tecavüze uğrayışına mı?

Ne verdiyse, alıp yok ettiler.

İliğini, kemiğini kuruttular.

Yetmedi.

En sonunda, aç gözlülerin, ar damarları çatladı.

Önce afyon etkisiyle insanları, kendi yarattıkları, yapay bir “İslam dini” ile uyuttular.

Bu uykudan faydalanıp, her konuda Türkiye’yi çırılçıplak bıraktılar.

Hazinesi boşaldı.

Toprakları satıldı.

Doğal kaynakları, yabancıların elinde.

Halk aç, halk korumasız.

Ne uçkurlarına sahip çıkabildiler ne de insanlarına.

Yetmedi!

Doymadılar!

Daha fazla, daha fazla, daha fazla istediler.

Evler, yurtlar açıp, çaresiz insanların çocuklarının beyinlerini, çekirdekten uyuşturmaya başladılar.

Köylü, kentli, çaresiz ana babalar, sırf çocukları okusun ve dinini öğrensin diye, kilometrelerce uzaktaki bu tip yerlere emanet ettiler çocuklarını.

Nerden bileceklerdi ki, bu tip yerlerin, aslında paravan yerler olduğunu.

Zaten çoğunun gazete okumayla işi yok ya da bu tür yerlerin yönetiminde olan gazeteleri görüyor.

Televizyon deseniz, çoğu, aldatmanın, öldürmenin, ihanetin bol olduğu diziler, evlenme - yemek  programları ve uyuşturucu etkisi gösteren yarışmalar dışında bir şey göstermiyor.

Nereden göreceklerdi ki, bu tip yerlerin gerçek yüzünü?

Nereden bileceklerdi ki; asıl amaçlarının çocukları okutmak ya da dini bilgiler vermek değil, dinlerinin, imanlarının para olduğunu?

Nerden bileceklerdi ki, onlar çocukları eğitiliyor sanırken, çocuklarının, tacize uğrayıp, tecavüze maruz kaldıklarını?

Şimdi de  Türkiye neye yansın?

Uyutulan insanına mı?

Yoksa insanlık fukaralarının, minicik çocuklarına musallat oluşuna mı?

Misal, Konya’nınköylerinde oturan aileler, çocuklarını, okuması için Karaman ilçesindebulunan, Ensar Vakfı’na ait evlere  gönderiyor.  Çünkü bu tür vakıflar, çocukların, barınma ihtiyacını karşılıyor ve okutuyor.

Hem de bunu para almadan yapıyor.

İyi de nereden geliyor bu değirmenin suyu ya da amaçları ne diye soran olmuyor.

Hatta çoğu aile, çocukların orada neler yaşadıklarını bile sormuyor.

Çocuk aksi bir şey söyleyince de inanılmayıp, susturuluyor.

Allahtan bu ailelerden birisi, çocuklarına inandı da, Ensar Vakfına ait evlerde yaşanan o insanlık dışı olay ortaya çıktı.

İddiaya göre bu evlerde kalan 45 erkek öğrenci, bu tür vakıflarda gönüllü olarak çalışan ilkokul öğretmeni 54 yaşındaki Muammer B. Tarafından tecavüze uğramış.

Bu kişinin, ilkokul ve ortaokulda okuyan,vakıf ve dernek evlerine de, kursa gelen 10 erkek öğrenciye tecavüz ettiğidoktor raporuyla belirlenmiş ve bu çocuklara, psikolojik destek verilmeye başlanmış.

Diğerleri de araştırılıyormuş.

Ancak bu, buzdağının görünen kısmı, ya görünmeyen kısım?

Kaç evde yaşanıyor bu durum kim bilir.

Peki nasıl çıkacak ortaya?

Bu araştırma sonucunda mı?

Sanmıyorum.

Çünkü, bu olay ortaya çıkınca ne oldu biliyor musunuz?

Olayı ortaya çıkaran gazeteci tehdit edildi ve olaya gizlilik tedbiri koyduruldu.

Yani konu hakkında konuşmak, yazmak ya da bilgi duyurmak yasak!

Peki neden?

Sanırım cevabı, bu vakfın ve bu vakfın kardeş vakfı olan  TÜGEV vakfının kurucularının kim olduğunda saklı!!!

Yani, Karaman’da 45 erkek çocuk tecavüze uğradı ama 45 kişi çıkıp “bağırmadı”

Türkiye yanmasın da kim yansın?