KKTC dediğimiz coğrafyada adına parasızlık demeyi marifet sayarak yapamadığımız şeylere bir türlü beceriksizlik demeyi öğrenemedik. Birçok belediyelerde yapılması becerilemeyen işlere hemen kılıf uydurulup kılıfın üstüne parasızlık yazıyorlar. Ancak onların yapamadığı işleri becerenlere de nedense bir ‘Aferin’ demeyi bile çok görüp onların ayağına ‘Androş’ koymayı şan ve şereften sayıyorlar. Gideceği limanı bilmeyene hiçbir rüzgârdan yardım gelmeyeceğini bilmeyenler, bu nedenle aksona gardası kopan araba gibi yampuri yampuri gitmekten bir türlü kurtulamazlar. Görevini yapamayan veya halkın takdirini alamayan birçok belediyede görev değişikliği yaşandı. Bu değişiklikten Lefkoşa’da nasibini aldı. Kadri Fellahoğlu’nun iyi şeyler yaptıktan sonra biraz da ‘Brütüs’ler nedeni ile seçilemeyip yapamadıklarını genç başkan Mehmet Harmancı yapmaya başladı. 7 ay gibi kısa sürede maaşları gününde ödemeye başladı. 6 Milyon civarındaki over draftı 1 milyona indirdi. Sosyal Sigorta ve İhtiyat Sandığı yatırımları haricindeki diğer Sosyal hakları da çalışanına vererek bu konuda önemli adımlar attı. Kısacası belediyenin yürürken sakız çiğneyebileceğini cümle âleme göstertti. Günlerce köşelerimizde Lefkoşa’nın dökülen parklarını kaleme almıştık. Ailelerin en önemli varlıkları olan çocukların bu parklarda güven içerisinde sağlıklı bir şekilde oynayamayacağını ve parkların tehlikeler ile dolu olduğunu dile getirdik. Gazetecilerin dile getirdiği bu konuya duyarlı davranan LTB Başkanı ile Meclis Üyeleri de oturarak Lefkoşa’nın 4 güzide parkını çocukların güven içerisinde oynayacakları, ailelerin de rahatlıkla vakit geçirebileceği bir yere döndürmek için ihaleye çıktı. 2 firma ihaleye katıldı. Bir tanesinin verdiği miktar ile diğerinin verdiği rakam arasında önemli bir fark olduğu ve buna ilaveten bazı alanlara da tartan pist yapacağı için o firma Belediye Meclis Üyelerinin oy birliği ile ihaleyi kazanan taraf oldu. Ancak Cumhurbaşkanlığı seçimleri gelince bu defa plak ters dönmeye başladı. Popülizm ve biraz da partidaşlara şirin görünme ağır bastı. 200 bin Türk Lirasına 4 parkta oyun sahası, tartan pisleri ile hemde 4 taksitte yapılmasına önce yeme de yanında yat diyen CTP’liler bu defa tuzda koktu diyerek karşı çıktı. Para yok sıkıntı var diyen bu üyeler kısa bir süre önce 100 bin Stg.’ye (380 bin Türk Lirasına) 5 araç alımına okey dediklerini unutarak hiçbir bedelin ödeyemeyeceği çocuklarımız için yapılması kararı alınan park oyun sahaları için ‘Yes be Annem’den sonra bu kez ‘Sorry be Annem’ demeye başladı. Ünlü düşünür Braunon başkalarının yolunda yürüyenler, ayak izi bırakmazlar derdi. Ben buna katılmam. Çünkü başkasının, bir başka deyişle ustalarının emirlerinin peşinde gidenler o kadar çok ayak izi bırakıyorlar ki, Kar Adamı Yeti’nin kocaman ayakları bile bunların ayak izlerinin yanında bebek ayağı gibi kaldı. CTP Milletvekilleri çocukları sosyal etkinlikleri gelişsin ve kaynaşsınlar diye Lapta ile Kantara Kampına götüren Gencal Eroğlu’na 11-12 yaşlarında çocuklara babasına oy versinler diye götürdüğü suçlaması yaparak Derviş Eroğlu, Mehmet Harmancı üzerinden de Mustafa Akıncıyı dövmeye çalışıyorlar. Yokuş aşağı inmek kolaydır ama manzaranın tepeden seyredildiği de unutulmasın. Hz. Mevlana parası olan pazardan, imanı olan mezardan korkmaz demişti. Günümüzde bu sözün yerini artık dürüst ve azmi olan yanardönerlerden, halka hizmet etmek isteyenler ‘Asena’lardan korkmaz aldı. Bu da lütfen böyle biline ***** İlginç Tesadüf !... Büyükkonuk Belediyesi’ne ait sosyal tesislerin Red-Ten (Cyprus) Ltd. Şirketi’ne Büyükkonuk Belediye Meclisinin 02.03.2011 tarihli ve BKBM –T 2011-02 -14 sayılı kararı ile 17 Aralık 2012 tarih ve BKBM 2012- 07-03 sayılı kararı gereğince 1.1.2013 – 31.12.2061 tarihleri arasında 49 yıllığına kiralanması ile ilgili tartışma devam ederken, ilginç bir tesadüf çeşitli yorumların yapılmasına neden oluyor. Büyükkonuk Belediyesi tarafından Red-Ten (Cyprus) şirketine kiralanan tesislerin kiralama tarihleri ile Büyükkonuk Belediye Başkanı Sezai Sezen ile devrin İçişleri Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun yakın tarihlerde ayni model arabalar alması Büyükkonuk çevrelerinde ilginç bir tesadüf olarak yorumlandı.