Seçim dönemiydi, ilk anketler Mehmet Harmancı’nın yarışta üçünü olduğunu gösteriyordu. Harmancı’ya yakın kaynaklar, Harmancı’nın bile kazanacağından şüpheli olduğunu ifade ediyordu. Bir anda rüzgar döndü. Mehmet Harmancı toplumdan büyük destek görmeye başladı. Harmancı için farklı reklam mecraları kullanıldı. CTP’liler Kadri Fellahoğlu’na DP’liler Kemal Deniz Dana’ya sırtını döndü. UBP’nin zaten gayri resmi olarak DP’nin adayından farlı bir aday destekleme arzusu varken bir anda ibre Mehmet Harmancı’ya döndü. Harmancı bu seçim döneminde belden aşağı hiç vurmadı. Çok büyük hedefler göstermedi. Standart seçim propaganda kampanyası içerisinde bir de “şüphesiz” şeklinde internette de farklı oluşumlar ile Mehmet Harmancı’ya alternatif bir destek oluşumu ortaya çıktı. Onun için destekçileri tarafından videolar yapıldı, şarkılar söylendi. Amatör bir ses kaydında, eski Lefkoşa’nın fotoğrafları ile Sezen Aksu’nun “kaç yıl geçti” şarkısı yeniden yorumlandı. Şarkının yeniden yazılan sözlerinde Mustafa Akıncı’nın LTB başkanlığından ayrılması bırakması sonrasında yaşanan çöküş dönemi tasvir ediliyordu. Şarkıda “Harmancım iki gözüm” şeklinde bir ifade vardı. Biz bu şarkıyı tebessüm ile dinlerken, Harmancı’dan bahsederken, “Harmancım İki Gözüm” şeklinde sohbetlerimizi hep sürdürdük. Farklı noktalardan gelen destekler Mehmet Harmancı’yı başkan yaptı. Rüzgar döndü, Lefkoşa’da Mehmet Harmancı zafer kazandı. Başkent’in kazanılması çok büyük bir başarısı olarak ifade ediliyor. Cemal Bulutoğluları döneminde iflas noktasına gelen, krizlerle boğuşan, Kadri Fellahoğlu’nun çözmeye uğraştığı sorunlar Mehmet Harmancı’nın başına kalmıştı. Genç dinamik, çalışan bir kişi olarak gösterilen Harmancı’nın Lefkoşa ile boğuşmakta çok zorlanacağı konuşuldu ve konuşulmaya devam ediyor. Bugün, enkaz haline dönen, içinden çıkılmaz sorunlar yumağı şeklindeki Lefkoşa’da Harmancı’nın başına büyük bir bela aldığını düşünenlerdenim. Aslında bu kanı, ortak bir kanı olarak karşımızdan duruyor. İlk 100 günün tamamlanmasının sonrasında gelen yağmurlar her şeyin üstüne tuz biber ekti. Vatandaşın ve LTB çalışanlarının içinde bulunduğumuz dönemde LTB’den çok yüksek beklentileri yok. Özellikle ilk düşen yağmurlar ile birlikte yaşanan su baskınları, taşan dereler, altyapı eksikliklerinin yarattığı kötü durum bu başkanlık döneminde bu genç başkanın canını çok yakacak gibi gözüküyor. Zaman zaman Lefkoşa’da yaşayan bir birey olarak, ötesinde bir gazeteci olarak bu kentin yükünü üstlenmenin ne kadar büyük bir cesaret istediğini fark ediyorum. Şu an itibarı ile kente küskün olan Lefkoşalıların kent ile barışacağı başkanın Mehmet Harmancı’dan başkası olmayacağının altını çizmekte fayda var. Öte yandan onun ruh halini, karşısındaki sorunları, sıkıntıları düşündüğümde ise onun için çok üzülüyorum. Harmancım iki gözüm, bu kentin sana büyük ihtiyacı var. Sabır ile doğru bildiğin yoldan yürümeye devam. Yolun açık, şansın bol olsun. ***** GÖZE ÇARPANLAR Sayın Serdar Denktaş, son zamanlarda DP’nin başına gelen pişmiş tavuğun başına gelmedi. Sizin vekiller ile ilgili sürekli olarak çıkan istifa dedikodularına kökten çözüm bulmanız şart oldu. *** Sayın Zeki Çeler, meclisin en genç vekili olarak konuşma rekorları kırdığınızı görüyoruz. Çok yakında vekillerin ne kadar konuştuğu ile ilgili bir analiz yayınlayacağız. Sanırım bu sıralamadaki yerinizi siz de merak ediyorsunuzdur. Bizden söylemesi. *** Sayın Gülten Karanfiloğlu, 7/24 çalıştığınızı, tüm festivallerde, tüm etkinliklerde insan üstü bir hız ve performans ile bulunduğunuzu gözlemliyoruz. Umarız aldığınız maaş performansınıza uygundur. *** Sayın Murat Kanatlı, şu sıralar asparagas haberlerden muzdarip olduğunuzu ve sizinle ilgili ithamlar yapıldığını ifade ediyormuşsunuz. Meyve veren ağaç taşlanır misali oldukça medyatik olduğunuzu kabullenmek gerek. Sizin gibi deneyimli bir siyasetçinin bunlara alışması şart oldu. *** Sayın İrsen Küçük, şu sıralar sizin adınız birçok platformda çok fazla duyulur olmaya başladı. Sessizliğinizi bozup, hem UBP hakkındaki yorumlarınızı hem de Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili tutumunuzu merakla bekliyoruz. *** Sayın Mehmet Ekin Vaiz, sağnak yağmurdan 15 dakika sonra taş yakan güneşin çıktığı bir memleketten herhangi bir konuda istikrar beklemek bizce de boşa beklemektir. Arayı soğuttuk. ***** GÜNÜN RESMİ