Hasan Ustaya Veda…

Kıvanç BUHARA

Acı haber, dün sabahın erken saatlerinde ulaştı! Geçitkale Belediyesinde çok uzun yıllar emek veren, emekli ustabaşı Hasan kardeşimizi kaybettik… Mesarya’nın soğuk bir kış sabahında; Adaletsizliğe karşı isyanlarını geride bırakarak sonsuzluğa uçtu! *** Geçitkale Sağlık Merkezine tayin olduğum 1979 yılının Aralık ayında tanımıştım Hasan Çavuşu… Tam bir Geçitkale sevdalısıydı! Geçitkale Günay Spor Kulübü onun hayatının ayrılmaz bir parçasıydı! “Fanatik” bir taraftardı. Kulübün nice başarılarında ve şampiyonluklarında emeği vardı! Hasan usta sayesinde ben de kulübün bir fanatiği olmuştum. Birlikte sahanın otlarını temizler, maç öncesi çizimleri yapar, “stadı” hakemlerin görüşlerine hazırlardık… O’nun teşvik ve desteği ile bir dönem Kulübün başkanlığına seçilmiştim! Büyük işler peşinde değildik aslında… İmkansızlıklar içinde kulübü ayakta tutmak ve yaşatmak için uğraş veriyorduk… *** Yıl 1994! Geçitkale Belediye başkanlığına aday olmuş ve seçilmiştim… Hasan usta, belediyede çalışıyordu… Kader bizi orada da buluşturdu! “On parmağında on hüner” deyimi sanki onun için söylenmişti… Belediyenin su tesisatçısı, kaynakçısı, demircisi, kalıpçısı, ağır vasıta operatörü… Kısacası Hasan Usta her şeyimizdi… Eksik olduğu gün, belediyenin işleri yürümez, herkes “ Hasan ustayı gördünüz mü?” diye sorardı! Sırası geldiğinde vidanjörle kuyu boşaltır, cenaze arabasını sürer, odun motoruyla ağaç budardı… Ve toplumumuzun değişmeyen gerçeği… “ Çok çalışan sevilmez…” Ve bir acımasız tespit daha… “Topluma hizmet için koşuşturanlar, önce kendini sonra ailesini ihmal eder!” *** Hasan usta, iyi insan Hasan Çavuş’umuz kendine hiç bakamadı! Sağlığını önemsemedi… “ Hasan, sigarayı bırak, öldürecek seni “ dediğim zaman; “ - İçmeyenler de ölür, başkanım… Acı patlıcana kırağı ne yapsın!” derdi. Son yerel seçimlerden sonra, üzülüyordu! Ustabaşı görevinden alınmıştı… Ve emekli oldu! İkramiyesini alamadan ve torunlarını doyasıya sevemeden, insan rezillikleriyle dolu bu yalan dünyayı zamansız terk etti… Şimdi… Mesarya’da ekinler yavaştan çimlenirken; Yaban nergisleri rutubet tutmuş kayalıklar arasından çiçek açarken; Ve göçmen kuşlar Beşparmakları mesken tutmuşken… Neydi bu acelen sevgili ustabaşım!!? Gittiğin yerde bil ki… Şimdi… Herkes seni çok özleyecek! Çok arayacaklar seni… Yokluğunda aranan insan değil mi zaten kıymetli olan?