KKTC’de yaşanan denetim eksikliği nedeniyle Güney Kıbrıs’tan kaçak olarak getirilen hastalıklı et ve sakatatın yanı sıra marketlerde satılan ciğerlerin hastalıklı olması halkın sağlığını ciddi şekilde risk altına sokuyor. KKTC’nin sınırlarında yeterli oranda denetim yapılmadığı için sofralarımızda yer alan ne idiğü belli olmayan et ve ciğer insan sağlığını ciddi risk altına sokuyor. Lefkoşa Türk Belediyesinin Sağlık Biriminin denetimin aksine diğer birimlerin yeterli denetimi yapamaması son günlerde hastalıklı ciğerlerin sofralarımızda yer almasına neden oluyor. Geçtiğimiz günlerde bir vatandaş tarafından satın alınan ve daha sonra kızartılırken içerisinden leblebi ve nohut büyüklüğünde topaklar çıkan ciğerden sonra bukez hastalıklı ciğer satılması vatandaşın tepki göstertmesine neden oldu. CİĞERİN PİS BİR KOKUSU VARDU VE ZEHİRLİYDİ Lefkoşa’da sakin güvenilir bir kaynak yapmış olduğu açıklamada Süpermarket’ten evde pişirmek için ciğer aldım. Aldığım ciğeri eve getirip pişirmek için naylonunu açtığım zaman pis bir kokusu olduğunu gördüm. Kontrol ettiğim zaman bazı yerlerinin zehirlenmeye yüz tuttuğunu ve kısmen de yeşillendiğini gözlemledim dedi. DENETİM YOK VE HASTALIKLI CİĞERLER HALKA SATILIYOR Ani kaynak açıklamasına devamla geçen gün ciğer ile ilgili bir haber vardı gazetelerde. Bir vatandaş o ciğeri kasaptan aldığını söylüyordu. Ben ise bu ciğeri marketten aldım. Ciğer zehirliydi. Bu nasıl bir denetimsizliktir ki hastalıklı ciğerleri halka satıyorlar. Denetim ve kontrol yok. İnsan sağlığını düşünen kimse kalmadı. Bu ülke nereye gidiyor ifadesinde bulundu. ***** Üstü açık kamyonetlerle asker taşımacılığı KKTC’de görev yapan Kol Orduya bağlı askerlerin izin günlerinde ulaşım sorunu yaşaması ve üstü açık kamyonetlerle izinlerini geçirecekleri yere gitmesi Sosyal Medya’da günün konusu oldu. Birçok bölgede olduğu gibi Paşaköy-Vadili Bölgesinde de askerliğini yapmakta olan Mehmetçiklerin izinlerini geçirecekleri yere üstü açık kamyonet ile gitmesi çeşitli yorumların da yapılmasına neden oldu. Yazın yakıcı güneş altında, kışın da yağmur altında izinlerini geçirecekleri bölgelere gitmek için otobüs bekleyen Mehmetçiklerin yaşadıkları sıkıntı ve sorunların giderilmesi gerektiğine vurgu yapılıyor. İzin saatlerini geçirecekleri yerlere bazı vatandaşların yol içerisinde bekleyen askerli alarak gidecekleri yere götürmesi sonrasında izinlerini geçirebilecekleri yere gidebilen askerlerin vasıta bulamazlarsa onlarcasının üstü açık kamyonetlerle taşınmasına Komutanlığın çare üretmesi gerektiğine vurgu yapılıyor. Ceplerinde sınırlı para olduğu için taksi ve benzer ulaşım vasıtasına binemeyen askerlerin merkez bölgelerde toplanmak suretiyle askere ait vasıtalar ile büyük yerleşim yerlerine götürülmesinin çok daha iyi olacağı öne sürülüyor. ***** Sahibine Mesajlar Sayın Özkan Yorgancıoğlu geçen gün Sibel Siber hanımın verdiği yemekte yaptığınız konuşma çok beğenilmiş. Hem yeşiller hem kırmızılar tarafından beğenilen konuşmanız sonrasında hah işte başkan ilk defa CTP’li gibi konuştu yorumları yapılmış. Sayın Başbakan sizi anlıyoruz. Çünkü bugüne kadar en büyük ön yargınız etrafınızdaki birçok insanı “insan” sanmamızdır... * Sayın Sibel Siber, seçim maratonuna başlarken araba hep düşük vitesle giderdi. Ama bakıyorum araba ısındıkça sürat artıyor. Ancak araba hızlanmak istedikçe birileri tekerlere ‘Androş’ koymaya çalışıyor. Etrafınızdaki bazı dost sandığınız kişiler elinde ‘Guspo’ kürek seçim sonrasında siyasi mevta olmanız için mezarınızı bile kazmaya başladı. Cenaze namazını kılacak hoca bile hazır. Dikkat etmezseniz seçim sonrasında Hoca rahmetliyi nasıl bilirdiniz diye sorduğu zaman bu zattı muhteremler tam kazanacağına inanmıştı. Siyasi mevta oldu diyecekler. Sayın Siber, şimdi yüzünüze gülenlere sizde gülersiniz ancak, şunu asla unutmayınız. Bugün gülerken kaybettiklerinizi yarın inanın ağlayarak kazanamazsınız. ** Sayın Doğuş Derya, kendini bilmez bazı Sosyal Medya dangalakları galiba nasırınıza fena bastı. Sizi öyle bir kızdırdılar ki, ucu sivri kaleminizin ve dilinizin harekete geçmesine neden oldular. Sevgili Doğuş, bazıları emir eri olmayı tercih edenlere şakşakçılık yapmayı marifet sayıyor. Gerçeklerden hep kaçıyorlar. Aslında yaşadığın yeri cennet yapamadığın sürece kaçtığın her yerin cehennem olduğunu bu dangalaklar görmezden ve bilmezden geliyorlar. ** Sayın Nazım Beratlı öncelikle geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Muhteşem bir göz ameliyatı geçirdiğinizi öğrendik. Eşiniz Sosyal Medya’da paylaştığı mesajında Prof. Ameliyatın harika geçtiğini söyledi. Bugün hastanedeyiz. Yarın sabah taburcu oluyoruz dedi. Vallahi güzel çok da sevindik ama senin gibi duyarlı bir insanın siyasetteki çirkefi, insanların yağdanlık ve grasoculuğunu daha net göreceği için o konuda üzüntü yaşadık. Bu grasocular kendilerinin yüzüne gülenlere gülerken kaybettiklerini, daha sonra yaşayacakları hayal kırıklığı sonrasında ağlayarak kazanamayacaklarını henüz bilmiyorlar. ** Sayın Arif Alasya, mesajında Başbakan Yorgancıoğlu bir cümlesini veya tespiti açıklamak zorunda. 2’nci tura Eroğlu ile Siber kalırsa Siber kazanır Eroğlu ile Akıncı kalırsa Eroğlu kazanır. Benim anladığım tam bir dangalaklık yapılıyor ve parti küçük düşürülüyor diyorsun. Ah be Arif gardaş dangalaklık yapanlar o kadar çoğaldı ki, saymak için zaman yetmiyor. Gardaş dost sanma her zaman yüzüne güleni, gül de güzel kokar fakat sonra batar dikeni der ünlü düşünürler. ** Sayın Birikim Özgür Sosyalistler denizinde yüzerken Neo Liberalizmi savunmak sanırım her baba yiğidin harcı değil. Geçenlerde yine yolum Lefkoşa Mezarlığına düştü. Her mezarlığa gittiğimde duyduğum o sesleri yine duydum. Mezarın birisinden ah kemiklerim sızlıyor. Ne etimde böyle bir evlat yetiştirdim. Keşke doğmadan gideceği yere göndereydim sesleri 4 oktavdan yükseliyordu. İnan o sesin sahibini ve o göndermeyi kime yaptığını bir türlü öğrenemedim. Acaba bu konuda senin bir bilgin var mı? Varsa beni aydınlatırmısın? O sesin sahibini ve gönderileni çok merak ediyorum. ** Sayın Ahmet Sennaroğlu, Sosyal Medya’da çiftetelli oynarken dağıtılan fotoğrafın hatırı sayılır bir tıklanmaya sahip oldu. Sen Kıbrıs oyunlarından figürler sunarken bölge halkı da senin bölgede yaptığın güzel işler sonrasında keyifle Kıbrıs Havaları eşliğinde sirtaki ve çiftetelli oynuyormuş. Ancak senin başarına bakıp iç geçirenlerde ağlama değmez bu hayat gözyaşlarına şarkısı eşliğinde hüzünlendim yine dansını yapıyormuş. Sevgili Ahmet bunlar dev eserleri taşların değil, çalışmanın meydana getirdiğini hala daha öğrenemediler. ** Sayın Kâtip Demir, sen Yeniboğaziçi Belediyesi ile bölgeye yeni bir çehre ve görünüm kazandırmak isterken, birileri ayağına bayda (Çelme) atmaya çalışıyor. Sen insanların sağlığını ve canlarını düşünüp tedbir derken birileri kazı koz anlayarak ‘Nayır’ diyor. Eski eser denilen bir duvardan mamul binanın ne tamirine ne de yıkımına izin veriyorlar. Başkan edepli edebinden susar, edepsiz de ben susturdum zanneder der ünlü düşünürler. Bazıları edepli oluşun nedeni ile sustuğunu yanlış yorumluyor. Yakında Hanya’nın Girit’te, Konya’nın da Türkiye’de olduğunu anlarlar sanırım. ** Sayın Mehmet İngenç bizim Minik Kuşlar bıyığınızı jilet sakalınızı da ustura kesmezmiş diyor. Türkiye’ye giden Judo sporcularımızın Judo şampiyonasında parlak dereceler alması kafile başkanı olarak seni memnun etmiş diyorlar. Antalya’ya yüzerek giderim diyorsun. Aman biz sığ sularda bile yüzmekten korkuyoruz. Sen Antalya’ya yüzerek gitmekten bahsediyorsun. Dikkat et iki ayaklı köpek balıkları çok. Senin bu başarıların sonrasında kıyıda bile yüzerken saldırıya uğrayabilirsin.