Boş sohbetlerin, konuşacak konunun bulunmadığı zamanlarda hep havadan dem vururuz. Havalar sıcak, havalar soğuk, bu havalar çekilmiyor, ahhh yaz havası. Hatta “Havadan, sudan” konuşuruz kimiz aman. Boş konuşuyorum demeye cesaret etmeyiz. Kimi zaman ise yaşanılan olaylarda, bir de havaları suçlarız. Klasik meteorolojik bilgilere, olduğundan çok daha fazla değer yükleriz. Ve suçlarız. Moral bozuktur, suçlusu hava. Hasta oluruz, “havalar hastalık havası”. Hatta havamızda olmayız iş yapmak için. Havaya girdik mi tutana aşk olsun. Havalı olanı sevmeyiz, Havasız ortamda durmak istemeyiz, Yaz geldi. Özellikle Perşembe gününden bu yana ben havaların iyiden iyiye ısındığını hissettim. Lefkoşa’nın yaz günlerindeki havası çekilmezken, gecelerini hiçbir yere değişeme. Her ne kadar Orhan Veli kadar olmasa da, yaz havası bizi yavaş yavaş mahvetmeye başlıyor. Çiftçi perişan, işçi perişan, tatile gelen bile neredeyse perişan. Sinek bir dert, güneş bir dert. Ben yasemin kokulu Lefkoşa’yı, Pakistan Geceleri’ni, Surlariçi’nin güzelliklerini yazmak isterken, yok, olmuyor. Bunlar dile gelmiyor. Beni Bu Havalar Mahvetti Beni bu güzel havalar mahvetti, Böyle havada istifa ettim Evkaftaki memuriyetimden. Tütüne böyle havada alıştım, Böyle havada aşık oldum; Eve ekmekle tuz götürmeyi Böyle havalarda unuttum; Şiir yazma hastalığım Hep böyle havalarda nüksetti; Orhan Veli Kanık ESKİ FOTOĞRAFLAR Şener Levent, Akay Günce, Dr.Kıvanç Buhara ve Erol Atakan 1968 Yılında Girne Limanı’nda (Şener, Kıvanç ve Erol ayni yıl Sovyet Hükümeti’nden aldıkları burs ile yüksek eğitime gittiler. Akay Günce ise şu an aramızda bulunmuyor) FIKRA Kadri Fellahoğlu İtalya’da Lefkoşa Belediye Başkanı Kadri Fellahoğlu İtalya’ya tatile gitmiş. Yoğun bir tatil programında ilk olarak Roma’ya ardından ise Venedik’e ziyaret gerçekleştirmiş. Tatili sonrasında ülkeye geri dönen Fellahoğlu, sosyal bir sohbette partililer ile buluşmuş. Arkadaşları Fellahoğlu’na tatilini sormuş. - Kadri tatil nasıldı? - Çok yoruldum, ama İtalya’ya gittiğime değdi. - Roma'yı gördün mü ? - Gördüm. - Nasıl bir yer? - İnanamazsınız ama moralim düzeldi. Her yeri yıkık, yanık. Evler harabe. - Peki Venedik nasıl bir yer? - Orası Lefkoşa’dan beş beter, her yanı sular basmış. İLGİNÇ HABER Timsah yumurtasından dondurma! Filipinler'deki bir restoran dondurmaya bakış açınızı değiştirecek bir ilke imza attı. Tmsah yumurtasından dondurma yapan Davao City’deki bir restoran camına, “Timsah dondurması bulunur” yazınca hayvan severler ayaklandı. Korkulacak bir şey olmadığını sadece timsahın yumurtalarının kullanıldığını belirten restoran sahibi Bianca Ramos, “Yumurtaları Davao Timsah Parkı’nda çalışan amcamızdan alıyoruz. Çok faydalı bir değişiklik çünkü bu yumurtaların protein değeri çok yüksek” dedi. BİRAZ SAĞLIK Tükenmişlik Sendromu Eskiden enteresan diye nitelendirilen hastalıklar yoktu. Değişen dünya şartlarında şimdi bir de çağın hastalıkları ile buluşuyoruz. Kendinizi sürekli yorgun hissediyor musunuz? Enerjinizin hızla tükendiğini, ancak yerine aynı hızla koyamadığınızı mı fark ettiniz? Önünüzü göremeyecek kadar yoğun mu çalışıyorsunuz? Belli bir nedeni olmaksızın kendinizi huzursuz mu hissediyorsunuz? Üzerinizdeki baskılar nedeniyle duygularınızda hızlı değişmeler oluyor mu? Hiçbir şey yapamayacak kadar isteksiz ve halsiz misiniz? İş yerinizde etrafınıza bir bakın. Bazı çalışanlar daha coşkuyla çalışırken diğerlerinin pili bitmiş gibi mi? Ya siz... Stres ve yoğun çalışma temposunun etkilerini eskiye oranla daha fazla hissediyor musunuz? Yatağa yapıştığınızı, işe gitmemek için bahaneler bulmaya çalıştığınızı fark ediyor musunuz? İş yaşamıyla ilgili eski coşkunuzu yitirdiğinizi, işe giderken yol boyunca geri geri gittiğini hissediyor musunuz? Yoğun baş ağrıları çekiyor musunuz? Bu soruların hepsine ya da çoğuna evet diyorsanız ; • İş temponuzu düşürmeyi deneyin • İş saatleri içinde kısa ancak sık aralıklı molalar vermeye çalışın • Yemek ve uyku saatlerinizi düzene koyun • Tatile gitmeye gayret edin Bunları denemenize rağmen sıkıntılarınız değişmiyor ve hatta artıyorsa “ tükenmişlik sendromu” yaşıyorsunuz demektir.