Sn. Bertan Zaroğlu,
2014 yılının Eylül ayını hatırlıyor musunuz?
Hani o halkın anayasal hakkını kullanıp protesto eylemi gerçekleştirdiği günü?
Hatırlayamadınız mı?
Biraz hatırlatayım isterseniz,
Hani KKTC de yaşayan halk, kendilerine “ Beslemeler” dendiği için KKTC’ye gelen o dönemin TC Başbakanı Recep Tayip Erdoğan’ı protesto etmek istemişti ve siz de Başbakanın koluna girerek, Türkiyelisinden Kıbrıslısına kadar eylem yapan kişilere “Hayvanlar” ve “Havlayan mahluklar” demiştiniz
hatta hızınızı alamayıp bir bayana da “verip verebileceği 250 gram bile etmeyen etinden başka hiçbir şeyi olmayan aşağılık, kahpe’ diye hakaret ettiğiniz o günden bahsediyorum.
Hani kadınları cinsellik üzerinden aşağıladığınız o günden.
Hatırladınız mı?
Hah işte o günden beri içimden size “Sn.” demek gelmiyor ama yine de usulden yazdım “Sn.”ı
Zira birisinin “sayın” olabilmesi, “saygın” olabilmesi için, başkalarına ve başkalarının hakkına saygı gösterebiliyor olması gerekir.
Biliyor musunuz, dünya literatüründe Kendinden farklı düşünenleri ötekileştirip, “hayvanlar”, “aşağılık kahpe” ya da “onursuzlar” diye nitelendirenlere sayın değil “faşist” diyorlar.
Ama benim söylemek istediğim bu değil tabi ki.
Yapmış olduğunuz bir basın açıklamasından söz etmek istiyorum.
Hani şu “Yeniden Doğuş Partisi Genel Sekreteri” olarak yapmış olduğunuz açıklamadan.
Ezilen Türkiyelilerin hatta ezilen KKTC vatandaşlarının partisi olduğunuzu ifade etmişsiniz.
Haklısınız Kıbrıs’ın kuzeyinde menfaati uğruna halkını satan bir zümrenin dışında herkes eziliyor ve herkes mağdur ama keşke neden dolayı ve kim tarafından ezildiklerini de yazsaydınız.
Mesela Türkiyelisinden Kıbrıslısına kadar KKTC’de yaşayan tüm halkın ezilme sebebinin Türkiye Hükümetlerinin yanlış politikaları ve çözümsüzlük olduğundan söz etseydiniz.
KKTC Hükümetlerinin inisiyatif almamasından dolayı halkın kendisini ezik hissettiğinden bahsetseydiniz.
Hadi bunlardan söz etmediniz bari insanları ötekileştiren ve halkı bölen açıklamalardan kaçınsaydınız.
Uzunca bir süre siyasetçi abilerinizin siyasi rant elde etmek için kullandıkları Türkiyeli- Kıbrıslı ayrımını tekrardan canlandırmaya çalışmasaydınız.
Zira artık bu argüman eskisi kadar rağbet görmüyor.
Dünün çocukları büyüdü ve evliliklerle, dostluklarla, iş ortaklıklarıyla bu ayrım büyük ölçüde ortadan kalktı.
Hatta onlar da Kıbrıslılar gibi Türkiye’den gelip buradaki huzuru kaçıran, suç işleyen ve ekmeklerini ellerinden alan Türkiyelilere karşılar.
Tıpkı benim gibi.
Örneğin ben Türkiye’de yaşıyor olsaydım da 7 yaşındaki öz oğluna tecavüz edip sonradan öldüren Erol Diker ile aynı memleketi paylaşmak istemezdim.
Ya da din kisvesi altında insanların inançlarını sömüren, yalan dolan ile adam dolandırıp, gasp ve soygun yapan kişilerle kökenleri neresi olursa olsun aynı havayı solumak istemezdim.
Bunun milliyetle hiçbir ilgisi yok.
Reddedilen yapılan davranışlar.
Misal siz Hataylı oluşunuzla ilgili gurur duyan hatta Hataylılar Derneğine başkanlık yapan birisiniz.
Sırf Hataylı diye Erol Diker’i savunur musunuz?
Nasıl ki onun yaptığı tüm Hatay’a mal edilmezse, buraya gelip suç işlyen, ahlaksızlık yapan ve huzur bozan Türkiyelilerin yaptıkları da tüm Türkiyelileri temsil etmez.
İşte karşı çıkılan bu tür davranışları gösterenler ve ben Türkiye’de yaşıyor olsaydım da bu insanlara karşı olacaktım.
Elbette ki kast edilen bu olsa da “Türkiyeliler” genellemesinin kullanılması yanlış ve bazı kesimler bunu ırkçılıkla yapıyor.
Ancak diğer bazı kesimler de bunu kullanarak Türkiyeli- Kıbrıslı ayrımı üzerinden siyaset yapıyorlar.
Diğer yandan halkın TC Hükümetlerinin baskısına ve Kıbrıslıları aşağılayan tutumlarına gösterdikleri tepkiyi de “Türkiye düşmanı” olarak lanse ediyorsunuz.
Bu çok bilinçli ama bir o kadar da tehlikeli bir algı operasyonu ve doğru da değil.
Örneğin ben şu an TC Hükümetinin Türkiye’de de, KKTC’de de yaptıklarını onaylamıyorum ve eleştiriyorum.
Şimdi ben bunu Türkiye’de yaptığımda “Türkiye Düşmanı” olmuyorum da burada yaptığımda mı oluyorum?
Herkes TC Hükümetinde olan siyasi partinin politikalarını onaylamak zorunda mı?
Eğer böyle düşünüyorsanız siz nasıl “demokratik” bir partinin genel sekreteri olduğunuzu iddia edebilirsiniz?
Eğer Türkiye’de iktidarda olan bir partinin şubesi gibi davranıyorsanız,
Bu partinin politikalarını onaylamayanları aşağılıyorsanız, KKTC’deki tüm halkın partisi olduğunuz söylemi bir çelişki değil mi?
Hem nala hem mıha vurarak oy toplama modası geçti artık, bu halk bu oyuna gelmez.
O yüzden üstü küllenmiş bir ateşi tekrardan canlandırmaya çalışıp bu halkın arasına nifak sokmayın lütfen.
Bu çok tehlikeli bir oyun ve bu güne kadar kimseye faydası olmadı.
Bundan sonra da olmaz.
Bu size naçizane bir önerim olsun.
Haa bir de Türkiye’den gelip KKTC’ye yerleşen halk Kıbrıslılarla eşit olarak mal alamıyor demişsiniz.
Arkadaş ayıp ya.
Kıbrıs halkı Türkiye’den gelip Kıbrıs’ı vatan bilenlerle ekmeğinden toprağına, sağlığından, eğitimin kadar her şeyini bölüşmüş ve bölüşmeye de devam ediyor.
Yarattığınız ayrıma rağmen bir birine kenetlenmiş ama insaf ya.
Artık bu kadarına da tabiri caizse “dağdaki gelmiş bağdakini kovuyor” denir.