25’inci yılın geride bırakan Yakın Doğu Üniversitesi’nin (YDÜ), 33 yaşındaki genç Mütevelli Heyeti Başkanı Doç. Dr. İrfan S. Günsel, Detay Gazetesi’ne samimi açıklamalarda bulundu.
“11 YAŞINDAN BERİ HATIRLIYORUM”: Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) 25’inci yılını geride bırakırken, Mütevelli Heyeti Başkanı Doç. Dr. İrfan S. Günsel, üniversitenin hiç bilinmeyen yanlarını gazetemize anlattı. 1988 yılında kurulan ve bugün 24 bin öğrencisi, 5 bin personeli olan Yakın Doğu Üniversitesi’ni, kendisinin 1993 yılından itibaren yani 11 yaşından sonra hatırladığını belirten İrfan Günsel, üniversite ile birçok hayallerinin gerçek olduğunu kaydetti.
“ÜLKESİNİN SAĞLIK SORUNUNU ÇÖZDÜK”: Yakın Doğu’nun araba üretiminin, babası Kurucu Rektör Dr. Suat Günsel’in çocukluk hayali olduğunu anlatan İrfan Günsel, üniversite kurulduktan sonra, ülkesinin sağlık sorununu çözmüş olan bir üniversitenin, babası Suat Günsel’in ideali olduğunu anlattı. İrfan Günsel, “Ben 50’li yaşlara geldiğimde ise, Yakın Doğu Üniversitesi’ni Harvard Üniversitesi gibi, ülkemizin sayılı üniversitelerinden biri görmek istiyorum” diye konuştu.
Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) 25’inci yılını geride bırakırken, Mütevelli Heyeti Başkanı Doç. Dr. İrfan S. Günsel, Detay Gazetesi’ne samimi açıklamalarda bulundu.
Detay Gazetesi’nin sorularını yanıtlayan YDÜ’nün Mütevelli Heyeti Başkanı Doç. Dr. İrfan S. Günsel, üniversitenin hiç bilinmeyen yanlarını gazetemize anlattı.
1988 yılında kurulan Yakın Doğu Üniversitesi’ni, kendisinin 1993 yılından itibaren yani 11 yaşından sonra hatırladığını belirten İrfan Günsel, “O gün kafamızdaki Yakın Doğu, tam 4 sene önce Hastane’nin açıldığı Yakın Doğu’ydu aslında” dedi.
İrfan Günsel, hastanesi olan, sağlık alanında eğitim veren ve ülkesinin sağlığına katkısı olan bir üniversite hayalleri olduğunu belirterek, Yakın Doğu Hastanesi’nin açılmasıyla bu hayallerini gerçekleştirdiklerini anlattı.
24 bin öğrencisi, 5 bin personeli olan Yakın Doğu Üniversitesi’nin olabileceği en büyük yerde olduğunu belirten İrfan Günsel, 15 sene sonra Yakın Doğu’yu dünyadaki sayılı üniversitelerden biri yapma hedefinde olduğunu söyledi ve “Ben 50’li yaşlara geldiğimde Yakın Doğu Üniversitesi’ni bir Harvard üniversitesi gibi görmek isterim” dedi.
Bugün 33 yaşında olan İrfan Günsel, 1988 yılında kurulan Yakın Doğu Üniversitesi’ni, kendisinin 1993 yılından itibaren yani 11 yaşından sonra hatırladığını belirterek, “öncesini de hatırlıyorum ama benim kendi hatıralarım mı yoksa anlatılanlardan beynin kurduğu mu, onu ayırt edemiyorum açıkçacı” diye konuştu.
“O GÜN KAFAMIZDAKİ YAKIN DOĞU…”
İrfan Günsel, babası YDÜ Kurucu Rektörü Suat Günsel’in aklındaki Yakın Doğu’nun, ülkesindeki sağlık sorununu çözen ve dünyaya doktor yetiştiren Yakın Doğu olduğunu anlatırken, “O gün kafamızdaki Yakın Doğu, tam 4 sene önce Hastane’nin açıldığı Yakın Doğu’ydu aslında. Yani bir hastanesi olan, sağlık alanında eğitim veren ve ülkesinin sağlığına katkısı olan bir üniversiteydi. Yani 4 yıl önce hastane açıldığı gün, diyebiliriz ki, evet isteğimiz buydu” diye konuştu.
“YAKIN DOĞU, 25’İNCİ YILI İLE BİR ÜST SINIFA ÇIKTI”
“Üniversiteleri; ‘üniversiteler, bir üst sınıf üniversiteler yani sağlık eğitimi veren üniversiteler ve artık kaymağı diyebileceğimiz master ve doktora eğitimini ağırlıklı veren üniversiteler olarak 3’e ayırırız” diyen İrfan Günsel, “Yakın Doğu, 25’inci yılı ile bir üst sınıfa çıktı. Master ve doktora programlarımıza baktığımızda, hemen hemen lisans programlarımızdan daha çoktur. Çünkü, üniversite eğer bilimse, bilim de masterli ve doktorlı yetiştirirken olur. Master, doktora derken, tabi bunun doçentliğe, profesörlüğe gidişidir” dedi.
Yakın Doğu’nun araba üretiminden de bahseden İrfan Günsel, bunun Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) Kurucu Rektörü Dr. Suat Günsel’in çocukluk hayali olduğunu şöyle anlattı:
“İşin araba üretme boyutu, o üniversiteye bağlı değildi aslında. O, Suat Hoca’nın çocukluk hayalinden güzel spor arabalar veya arabalar üretip, bunları çiftlerin veya uzun saçlı kızların, bu arabaları saçlarını savurarak sürmesini hayal ederdim hep, der. Üniversitenin bilimi geldi ve bizi o hayali gerçekleştirmeye getirdi. Aslında, üniversite ile araba hayalleri birbirinden bağımsızdı.”
Üniversitenin, babası Suat Günsel’in, çocukluk hayali olmadığını, fakat üniversite kurulduktan sonra, ülkesinin sağlık sorununu çözmüş olan bir üniversite ideali olduğunu anlatan İrfan Günsel, 4 yıl önce kurulan Yakın Doğu Hastanesi ile ilgili şunları söyledi:
“Ki, 4 yıl öncesine kadar, ya boynumuzu eğer Güney’e geçerdik. Ya da zamanımızı harcar, masraf yapar, ailemizden uzakta Türkiye’de şifa bulmaya çalışırdık. Türkiye bizim Türkiye’miz, ama bilmediğimiz bir yerdir. Bugün burada iken, gerek ilaç ihtiyacında gerekse farklı ihtiyaçlarda, yanınızda yakınlarınız, sevdikleriniz vardı. Fakat orada, belki eczanelerin yerini dahi bilmezsiniz ve tamamen yalnızsınız.”
“Özellikle yurtdışına sevk edilen hastalıkların büyük oranı da, kötü hastalık diye tarif edilen kanserdir. Kanserin de, en büyük ilacı moraldir. Sevdiklerinizden uzakta bir yerde ise, moralinizin yüksek tutulabilmesi imkânsızdır. Hastanemizden önce, ben göğüs kanseri geçiren halamın durumuna şahit oldum. Halam defalarca Türkiye’ye gitti. Tanıdığımız, bildiğimiz, eli kolu uzun insanlar olmamıza rağmen, orada çok zorluklar çekildi. Daha sıradan, daha yurtdışı ile bağlantısı az vatandaşlarımızın gittiğini düşünün, ne kadar zorluklar çekerler. Bu, büyük bir eksiklikti. Bin yıllardır, devlet isek, eğitim, sağlık ve güvenliğin önemine dikkat çekilir. Dolayısıyla eğitim ve güvenlikte iyiyiz, bugün artık sağlıkta da iyiyiz. Bugün yurtdışından hasta gelebiliyorsa, demek ki bir şeyler verilebiliyor ki geliyor.
“GÜRCİSTAN, HASTALARINI YOLLUYOR”
“Böbrek nakli için gelen hastalar da oldu. Resmen değim yerindeyse, ülkeden döverek attık. Ama bunlar da aşılacak. Bugün Gürcistan, hastasını yollayıp, burada sağlık masraflarını karşılıyor. Ülkemizle resmi anlaşamadığı için, resmi değil ama yolluyor ve münferiden masrafını ödüyor.”
“EN BÜYÜK AVANTANIM”
Yakın Doğu’nun gelişimi ve yükselişi karşısında heyecanlanmamasının mümkün olmadığını da belirten İrfan Günsel, “Heyecanlanmamak mümkün değil. Benim için en büyük avantaj, 15 yıllık bu eğitimi alabilmiş olmaktır. Sınıftaki eğitimden bahsetmiyorum, 15 yıl Suat Hoca ile birlikte çalışabilmiş olmaktır. Çünkü bu geminin dümeninde ben oturacaksam, bir günde oturulabilecek boyda bir gemi değildir. Önce 4’üncü kattan, sonra 3, 2, 1 ve sonra gemide süvari olacaksınız. Bu 15 yılda ben bu avantajı yaşadım. Bunun heyecanı üzerimde çok büyüktür” dedi.
“BABAM, DEDEM VE BEN”
3 yıl önce kendisi tam 30 yaşındayken, babası Kurucu Rektör Suat Günsel’in 60, dedesinin ise 90 yaşında olduğunu ve üç neslin de fiilen kampusta çalışmalarının önemi ve zenginliğinden bahseden İrfan Günsel, “Şimdi de dedem artık daha yaşlı ama şuanda da üçümüz de fiilen çalışırız. Bu büyük bir zenginliktir. Bu eğitimi verebilecek hiçbir yer yoktur. O heyecan müthiş vardır. Çünkü hep hayal ettiğimiz bir şeylere artık dokunabiliyoruz. Bugün o bir zaman hayal ettiğimiz hastanenin, hayal ettiğimizin çok daha büyük bir şeklinde içerisinde sohbet ediyoruz” dedi.
“OBAMA, DÜNYAYI YÖNETECEK ZAMAN BULUYOR”
Ülkenin en büyük üniversitelerden biri olan Yakın Doğu’yu yönetmenin yorgunluğunun ise olmadığını belirten İrfan Günsel, “Yorgunluk hiç yoktur. Neden yoktur biliyor musunuz? Bir kere insan ‘zaman bulamam’ der veya ‘çok yorulurum’ der. İkisi de mazerettir ve yersiz mazerettir. Bir kere, Obama, dünyayı yönetecek zaman buluyor. Nice insanlar nice işler için zaman buluyor. Dolayısıyla bizim de zaman bulamama mazeretimiz olmaması lazım. Yorgunluk da aynı mazerettir. Yorgunluk olmaması için şansımız da şudur; işimiz hiçbir zaman rutin değildir. Düne kadar üniversiteydi, sonra hastane, şimdi yeni bir hayvan hastanesi. Dolayısıyla işimiz hep farklıdır ve heyecanı var diye yorgunluk hissetmiyoruz. Yorulmamız için değil, belki yılmamız için çok sebepler var. Mesela bir R25 ile yarışa gidip gelmek, insanın üzerine 10 sene daha enerji koyar” diye konuştu.
Yakın Doğu’nun, bir üniversitenin olabileceği en büyük halde olduğunu, 24 bin öğrencisinin bulunduğunu, Vakıf üniversiteleri arasında tüm dünyada daha büyük bir sayıya rastlanamayacağını belirten İrfan Günsel, “YDÜ büyüklük olarak en büyük yerindedir, isim olarak çok daha büyük bir yerde görünmektedir. Kıbrıs dendi mi, akla Yakın Doğu’nun gelmesini ve tüm dünyanın, Kıbrıs’ta böyle bir üniversitenin olduğunun bilinmesini istiyoruz” dedi.
“50’Lİ YAŞLARA GELDİĞİMDE YAKIN DOĞU’YU…”
15 sene sonra Yakın Doğu’yu dünyadaki sayılı üniversitelerden biri yapmak istediğini de anlatan İrfan Günsel, “Bugün‘en iyi 500 üniversite’ hiç hoşlaşmadığımız bir tabirdir. Şimdi Orta Doğu Teknik ile Yakın Doğu’yu karşılaştırabilir misin? Bir kere Orta Doğu Teknik’in sağlık alanları yok, nasıl eşleştireceksiniz? Veya Hacettepe ile Orta Doğu Teknik’i, hem yaşları yakın hem de nüfusları yakın. Karşılaştıramazsınız çünkü aynı değildirler. Bir kere Yakın Doğu, Kıbrıslı tarafından benimsenmeye başlandı. Ben 50’li yaşlara geldiğimde Yakın Doğu Üniversitesi’ni bir Harvard üniversitesi gibi görmek isterim” diye konuştu.
“YAKIN DOĞU, ÖNCE BU 5 BİNİNDİR”
Yakın Doğu Üniversitesi’nde 5 bin kişinin çalıştığını belirten İrfan Günsel, “Yakın Doğu, önce bu 5 binindir. Dümende ben olabilirim. Ama Yakın Doğu bir gemidir. Bu gemi düzgün seyrederse, herkes için hayırlısıdır. Titanik gibi buz dağına çarparsa, herkes için felakettir. Dolayısıyla bu benimsenmeye başlandı” dedi.
“YDÜ’NÜN ARTIK PİŞMESİ BEKLENECEK”
15 sene sonra, Harvard üniversitesi gibi, halkın tamamen benimsediği bir üniversite hedefleri olduğunu aktaran İrfan Günsel, “Yakın Doğu’da olmayan yoktur. Süper bilgisayardan tutun, araba üretimine; tıptan hayvan hastanesine; kardeş üniversitesinde, havacılık, denizcilik, uzay bilimleri mevcuttur. Yakın Doğu’nun hiçbir şeyi eksik değildir. Yakın Doğu’nun artık, hazır bir yemek gibi pişmesi beklenecek” diye konuştu.
“ÜNİVERSİTELERE ÇOK BİR ŞEY KAYBETTİRMİYOR”
Kıbrıs’ta çözüm olmamasının üniversiteler açısından nasıl bir etkisi olduğu yönündeki soruya karşılık ise İrfan Günsel, “Bugün üniversitelerimiz olmasa, bizim herhangi bir anlaşmada Güney’le başa çıkabilecek neyimiz kalır? Bugün bir barış vardır, bir çözüm arıyoruz. Bir çözümün olmaması üniversitelere çok bir şey kaybettirmiyor. Herkesin çok söylediği direk uçuş yok. Herkesin hep söylediği, direk uçuşun olmamasıdır. Peki, bugün Gaziantep’teki üniversiteye direk uçuş var mı? Kıbrıs’tan bile direk uçup gidemezsiniz. Ya da Adana’ya dünyanın kaç yerinden direk uçuş var?” diye konuştu.