Hazır Değilmişiz (!)

Ayşegül Garabli

Çözüme hazır değilmişiz(!)

Ne finans sektörü, ne rekabet edebilirlik, ne de ekonomik denge açısından bir çözüm döneminde AB içerisinde hareket etmeye hazır değilmişiz (!)

Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş, bu kaygılarını dile getirip;  özellikle ekonomik açıdan çözüme hazır olmadığımızın bilinmesini istemiş!

Ekonomik açıdan içinde bulunduğumuz durumu çok güzel özetlemiş ama bu durumda olmamızın asıl sebebinin “çözümsüzlük” olduğunu niye dile getirmemiş, anlayamadım doğrusu (!)

Zira hem ekonomik çöküşümüze sebep olarak; “Bu Dünyanın bizi dışlamış ve sistemin dışında tutmuş olmasının yarattığı bir sonuç.” demek hem de “çözüme ekonomik olarak hazır değiliz” demek nasıl bir mantıktır?

Eğer, ekonomimizin çökmesi,  finans sektörümüzün yok oluşu ve  rekabet edebilirlik durumumuzun  olmayışı, çözümsüzlükten dolayı, dünyanın bizi sistemin dışında tutmasıysa, o zaman bu durumu düzeltmek için sisteme dahil olmalıyız öyle değil mi?

Yani, bir an önce sorunu çözmenin yollarını bulmalıyız.

“Çözüme hazır değiliz” demek ne demek?

Madem ekonomimiz dünyanın dışında kalmakla çöküyorsa, 10 yıl, ya da 20 yıl daha dışta kalsak ne olacak?

Bu ekonomi nasıl düzelecek?

Peki ya “rekabet edilebilirlik”?

Ülkede piyasa mı bıraktınız ki, rekabet edip edemeyeceğinden korkuyorsunuz?

Halkın mallarını bile Türkiye sermayesine sattınız.

Fabrikaları kapattınız.

Narenciyeyi kuruttunuz.

Halkın elinde ne piyasa kaldı, ne iletişim ne havayolu ne de havaalanı.

Hepsi Türkiye Sermayesinin elinde.

Neyin rekabetinden söz ediyorsunuz siz?

Hangi rekabet için kaygılanıyorsunuz?

Bırakın “rekabet edebilirliği” Türkiye sermayesi düşünsün.

Kaldı ki, “olası bir çözüm” ihtimali üzerine bu yatırımları yaptılar.

Baş edebilirler, siz dert etmeyin Sn. Denktaş.

Yoksa asıl dert bunlar değil de çözüm korkusu mu?

Ne bileyim, sorumluluktan korktuğu ya da kendine güvenmediği için “evliliğe henüz hazır değilim” diyenler gibi davranınca, ister istemez acaba Sn. Denktaş’ın da “çözüm fobisi” mi var diye düşünmeden edemedim.

Zira  40 yıldır çözüm süreci devam ediyor.

40 yılda hala daha “ hazır değiliz” diyorsa, ister istemez insanın aklına çözümden korktuğu için istemediği fikri geliyor.

Haksız mıyım?