Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP-BG) Cumhurbaşkanı adayı, Meclis Başkanı Dr. Sibel Siber, dış dünyaya ve uluslararası topluma bakış açısının, “zaten bizi istemezler, sevmezler, taraflıdırlar” demekle olmayacağını vurgulayarak, hellim tesciliyle ilgili gelişmeleri örnek gösterdi. Siber, “Rum tarafının başvurduğu şekliyle kabul görürse bu bizi bitirir. Üretimden tamamen koparız, ekonomide büyük bir şok yaratır. İkinci bir ABAD kararı olur. Bu yüzden oturup bekleyemeyiz” diye konuştu.
CTP-BG Basın Bürosu’nun açıklamasına göre BRT’de “Günün Özeti” programına konuk olan Siber, barış dilinin, kolektif çalışma ruhunun, temiz ve çözüm odaklı siyasetin değişim ve çözüm getireceğini söyledi.
Siber, Kıbrıs’ta çözüme ve barışa inanan biri olarak, halkın çıkarlarını gözeten bir çözüme imza atan lider olmayı hedeflediğini belirtti.
“TEK ADAM DEVRİ BİTTİ”
90’lı yıllarda Birleşmiş Milletler (BM)’nin toplumların barışması için düzenlediği iki toplumlu çalışmalara genç bir doktorken katılmaya başladığını anlatan Siber, kolektif çalışmanın önemine vurgu yaptı ve “Artık tek adam devri bitti” dedi.
Siber, seçilmesi halinde, toplum lideri olarak yürüteceği müzakerelerde konularında uzman kadrolar ile çalışacağını, iç sorunlara yönelik kurulacak masalarla da halkın sorunlarıyla ilgileneceğini; yeni bir siyasi anlayış, uzlaşı kültürüyle ve empati ile tüm halkı kucaklayan bir cumhurbaşkanı olacağını belirtti.
Siber, hükümeti döneminde yapmış olduğu ilk açıklamanın arşivlerde bulunduğunu ve o gün temiz, şeffaf, hesap verebilir bir siyasetten bahsettiğini söyleyerek, kısa bir dönem olsa bile bunu başardıklarını dile getirdi.
“EN BÜYÜK ÖDÜLDÜ…”
Görev süresinin bittiği günün ertesinde gazete manşetlerinin Siber hükümetinin devamından yana olduğunu ifade eden Siber, “Halkımızın bu tavrı bizim için en büyük ödüldü” dedi. Makamların halka hizmet için araç olduğunu kaydeden Siber, halkın özne olduğunu hissettirmenin görevleri olduğunu söyledi. Siber Cumhurbaşkanlığı makamında da aynı anlayışla hizmet vermek için aday olduğunu söyledi.
“DEMOKRASİ VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ BU DEĞİL”
Seçim dönemine girilen bu dönemde bazı yayın organlarının karalama, iftira ve yalanlarına maruz kaldığını söyleyen Siber, bunun kimseye fayda sağlamayacağını hatta kendi adaylarına zarar vereceğini kaydetti. Yalan ve iftira ürünü haberlerin halkın güven duygusunu da zedelediğini ve ‘hepsi aynı’ düşüncesini pekiştirdiğini, siyasete girecek genç aydınlık yüzlerin bundan çekindiğini belirten Siber, “Çamur at izi kalsın anlayışından artık vazgeçilmelidir. 40 yıldır bunun bir faydasını görmedik. Bu tarz yayınları kınıyorum” dedi.
Artık yeni şeyler söylemenin ve yapmanın zamanı geldiğini vurgulayan Siber sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sibel Hanım başbakanlığı döneminde yakınlarına arazi mi verdi diye yayın yapıyorlar oysa Sibel Hanım göreve geldiğinde halkın malını peşkeş çekenlerin verdiği arazileri tek tek geri aldı. İnsanları yalan yanlış üç beş haberle kandıramazlar. Gerçekleri de saptıramaz, unutturamazlar. Geçmiş hükümet dönemiyle ilgili elliye yakın dosyayı başsavcılığa yolladım. Kısacası böyle demokrasi, böyle basın özgürlüğü, böyle yayın anlayışı olamaz.”
“PARTİZANLIK GÖÇ YOLLARI AÇTI”
Halkın, güven veren, yüzü siyasi bir partiye değil tüm halka dönük olan, şeffaf, temiz siyaset izleyen bir cumhurbaşkanı istediğinin altını çizen Siber, halkın denetimine açık olan bir cumhurbaşkanı seçilmesi gerektiğini, 40 yıldır yaratılan bu düzende zedelenen güven duygumuzu yeniden tesis edecek bir cumhurbaşkanı seçileceğini ifade etti.
Cumhurbaşkanlığına bağlı olan Kamu Hizmeti Komisyonu’ndaki kişilerin partizan ve politize olmalarının yıllar yılı bu ülkede gençleri küstürdüğünü, devlete olan inancı sarstığını ve göç yolları açtığını söyleyen Siber, “Şaibeli, sınavsız, torpille istihdamlara artık son” dedi.
“HELLİM KONUSU İKİNCİ BİR ABAD KARARI OLUR”
Dış dünyaya ve uluslararası topluma bakış açısının, “zaten bizi istemezler, sevmezler, taraflıdırlar” demekle olmayacağını vurgulayan Siber, seçilmesi halinde kendi kabuğuna çekilmeden uluslararası toplumun üzerine gideceğini, baskı kurulacağını, sıkıntıların anlatılacağını söyledi. Hellimin tescili ile ilgili yaşanan son olayları örnek gösteren Siber sözlerine şöyle devam etti:
“Güney Kıbrıs hellimin tescili için AB’ye başvurdu. Bu tescil olduktan sonra coğrafi olarak Kıbrıs’tan başka bir yerde hellim üretilemeyecek. Bu iki taraf için de olumludur. Bizim de ihracatımızın yüzde 25’i hellim. Ancak Rum tarafının yaptığı müracaatta ‘Hellim’ mi ‘Halloumi’ mi olacağına karar veren Rum Tarım Bakanı… Eğer onların başvurduğu şekliyle kabul görürse bu bizi bitirir. Üretimden tamamen koparız, ekonomide büyük bir şok yaratır. İkinci bir ABAD kararı olur. Bu yüzden oturup üye değiliz diye bekleyemeyiz. Ticaret ve sanayi odaları ile dışişleri bakanlığı bu konuda ciddi çalışma yürütüyor. Buna bir de cumhurbaşkanı eklenirse tabii ki daha etkili olurdu. Ben meclis başkanı olarak parti başkanlarıyla konuşarak AB komisyonu başkanına ve BM temsilcisi Eide’ye mektup yazarak durumun ciddiyetini bildirdim. Eide bu mektubun ardından girişim başlattı. İki haftaya kadar sonuçlanacağı yönünde duyumlar alıyorum, umarım lehimize olur. Bunun aksi ekonomimize darbe olur.”
“EMPATİ VE UZLAŞI KÜLTÜRÜNE SAHİP KADROLARLA ÇALIŞACAĞIM”
Siyasette yeni oluşu ile ilgili eleştirileri de değerlendiren Siber, 25 yıldır halkıyla iç içe olduğunu ve sağlık hizmeti verdiğini, hayatı boyunca ülkesini ve siyasi gelişmeleri kendine dert edinen, gaile çeken biri olduğunu söyledi. Yaklaşık iki yıl köşe yazarlığı yaptığını ve ‘Düşlerim ve Düşüncelerim’ isimli bir de kitabı olduğunu hatırlatan Siber, şöyle devam etti:
“Kitabıma da yazmıştım… Annemle babam İngiliz sömürge döneminde evlendi. Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde çocukları oldu, KKTC döneminde ise torunları oldu. İnsan ömründen bile kısa bir dönemde böyle değişen devlet yapıları görmek ve hala gelecekle ilgili belirsizlik yaşamak sizi ne kadar uzak tutar ki Kıbrıs sorunundan. 90’lı yıllarda gencecik bir doktorken BM’nin organize ettiği ‘Çözümsüzlük Çalışmaları’na katılıyordum… Kısacası çözüme ve barışa inanarak, barış dili kullanarak, empati ve uzlaşı kültürüne sahip donanımlı kadrolarla iyi bir müzakerecilik yürüteceğim. Artık bu gibi konularda tek adamlık devri bitmiştir. Ekip çalışması şarttır. Başbakanlık dönemimde de aynı görüşe sahiptim. Ekip çalışmasıyla ve inançla başardık. Çözüm odaklı icraat ve bilirkişilerle çalışmak size başarı getirir.”
“KADININ BARIŞ DİLİ ÇÖZÜM GETİRECEK”
Cumhurbaşkanlığı makamında bir kadının olmasının tüm dünyada yaratacağı olumlu yanlardan da bahseden Siber, birkaç ay önce 25 milyon üyesi olan dünyanın en büyük insan hakları sitesinde Avrupa’nın en etkili kadınlarını konu alan bir makale yayınlandığını, Avrupa’daki 8 kadından birinin de kendisi olduğundan bahsedildiğini ve makalede ‘Sibel Siber- Kuzey Kıbrıs’ ifadelerinin yer aldığını kaydetti.
Bunun ülkenin tanıtımı için çok önemli olduğunu vurgulayan Siber, makaleyi okuyanların Kuzey Kıbrıs neresi diye merak ettiğini, ülkeden haberdar olduklarını söyledi. Dünyada çok az kadın lider olmasının ve geçtiğimiz günlerde Hırvatistan’da bir kadının cumhurbaşkanı seçilmesinin de ayrı önem taşıdığını ifade eden Siber, “Barış dili ve takım çalışması hak ettiğimiz barışı, çözümü ve değişimi bu adaya getirecektir” dedi.