Herkesin gerekçesi farklı

Arif Alasya

New York’da BM’de yapılan 3’lü görüşme sonrası yapılan açıklamalarda halkımızı doyurucu yani tatmin edemeyen açıklamaların ardından yapılan yorumlar dikkat çekicidir.

New York’a kadar giden ve bazı yetkililer ile yapılan röportajların yayınlanması ve Akıncı’nın yaptığı açıklamaların ardından

Kendilerini çözümsüzlüğe adamış kesim neredeyse davul zurna çalıp halay çekecekler.

Çözüm yanlısı olan kesimse ikiye bölünmüş durumda.

Özellikle şimdiki garanti sistemini onaylamayan ve eski garanti sisteminde yaşananları topluma anlatmaya çalışan bir kesim var.Bu kesime göre garantör olduğu bir ülkede darbe yapan ve darbe yapan ülkeye karşı diğer garantörün işgal edip taksim edebildiği bir garanti sistemine karşıdırlar ve Akıncı’nın bu yöndeki söylemlerini çözüme engel nitelikte görüyorlar.

Diğer bir kesimse bu iş bitmedi. Ban Ki Moon’un ,Eide’nin açıklamalarını referans göstererek.Satır aralarınız sıkıştırılmış şu tümceleri  bir umut olarak ortaya koyuyorlar.

Ban Ki Moon:

1-     Kapsamlı bir çözüme ulaşmak için kararlılıkla devam ettirdikleri çabaları kutluyorum.

2-    Bu fırsatı kullanıp bir şekilde gecikme yaşamadan sonuca ulaşmayı öngörüyoruz

3-    Uluslararası konuda da yardım edeceğiz

4-    Kıbrıs sorununun çözümü gereklilik ortaya koyuyor

Eide:

1. Her iki lider de çok büyük bir ilerleme olduğunu, daha önce hiç bu kadar ileri bir noktaya gelinmediğini aktardılar.
2. Her iki lider de 2016 yılı içerisinde çözümü başarmak iddiasında olduklarını aktardılar.
3. Geriye stratejik önemde bir iki konu, toprak ve mülkiyet ve garantiler gibi konular kaldı.
4. İki taraf arasında büyük siyasi kültür farkı var. Bir taraf (ki herhalde Kıbrıs Türk tarafıdır) daha fazla şey söylemek isterken, diğer taraf (ki herhalde Kıbrıs Rum tarafıdır) daha az şey söylemek istiyor. 
5. Şu tarihte yeniden bir araya gelinecek dense iyi olurdu. Ama yakın zamanda Ban ve liderlerin yeniden bir araya geleceğine dair bir fikir birliği var.

İşte bu tümcelerden hareketle çözümün mümkün olduğunu umudunu taşımaktadırlar.

Çözümsüzlük tarafı ise çözümsüzlüğü başta Rum halkına güvenmiyoruz diyerek birçok şey söylüyorlar.

Hüseyin beye göre : “16 aydan bu yana sürdürdüğü müzakere süreci sonrasında çözümün ön şartı olarak ileri sürdüğü ve Kıbrıs Türk halkı tarafından kabul edilemez taleplerini New York’ta da yineleyen ve müzakere sürecine ilişkin takvimlime, hakemlik ve beşli konferansa karşı olumsuz tavır sergileyen Rum lider Anastasiades yine zamana oynamıştır. Kıbrıs Türk Halkı, New York zirvesinden ne mucize, ne de ‘garantörlük kalkmazsa çözüm olmaz’ diyerek efelenen Rum lider Anastasiades’e zaman kazandırılmamasını beklerdi.”

Başbakan Özgürgün, bütün bu gerçekler ortada iken, halka çözüm umudu pompalamaktan vazgeçilmesi gerektiğini vurguladı. ‘’

Serdar Denktaş : Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş,  Kıbrıs Türk tarafı ekonomik açından çözüme hazır değil. Finans sektörü, ne rekabet edebilirlilik, ne de ekonomik denge açısından bir çözüm döneminde AB içerisinde hareket etmeye hazır değildir. “Kendi görüşmecilerimiz, ‘koçanlarımız geçersizdir’ anlayışı ile konuyu ele alıyor. Bizim koçanlarımız devletin teminatı altındadır ve geçerlidir.

Bütün bu görüşlerin ışığında tam bir değerlendirme yapmak için herhalde Aralık ayını bekleyeceğiz.

Pazartesi günkü yazımda yazdığım gibi çözüm var mı yoksa Kaf dağının ardına mı saklandı. Çözüm için başka tez mi geliştirme gerekliliği var?