İkinci iş yapma yasağı, doğru bir karar mı? Ya da, ikinci iş yapmak doğru bir eylem mi? Yıllar önce, bana bu tür sorular yöneltilseydi, yasaklara karşı olan bir kişi, olmama rağmen, cevabım; “evet, ikinci iş yasağı doğru bir karardır” olurdu. Çünkü, kişilerin, ellerindeki yetkiyi, çıkar odaklı kullanmasına, oldum olası karşıyım. Ama, şu anki koşullarda, ne yazık ki, bu yasağın doğru bir yasak olduğunu söyleyemeyeceğim. Elbette ki; kişilerin, ellerindeki yetkileri, kötüye kullanmaları konusundaki, fikrim değişmedi. Hala daha, böyle davranan kişileri, onaylamıyorum, hatta lanetliyorum. Ancak, gelinen noktada, özellikle “ sosyal güvenlik yasasının” hayata geçmesi ile, kişilerin ikinci bir iş yapmadan, geçinebilmesi mümkün değil artık. Yeni işe giren bir doktor, 2500-3000 TL civarı, öğretmen 2000-2500 TL civarı, memurlar deseniz, bu rakamlardan da aşağı rakamlarda maaş alıyor. Bu koşullarda, geçinebilir mi? Kaldı ki; Bu örnekler, toplumda diğer kesimlerden daha fazla maaş alan kesimler. Bir çok çalışan, asgari ücret civarı maaş alıyor. Piyasanın durumu ortada, ev kirasıydı, elektrik parasıydı, su parasıydı derken, bir çoğu, yemek ihtiyacından kısmak zorunda kalıyor. Hele bir de çocuk varsa, yandı gülüm keten helva. Ya çocuğun masraflarını karşılayacak, ya ev kirasıydı, suydu, elektrikti, ısınmaydı, ulaşımdı gibi olmazsa olmazgiderleri, ödeyecek, ya da kendisinin ve eşinin karnını doyuracak. Peki ikinci bir iş yapmayıp ne yapsın? Çalsın mı, soysun mu? Ne yapsın? Tabi ki, özel sektör çalışanın durumu, kamuda çalışanlardan çok daha vahim durumda. Ancak, kötü durumdakini örnek göstererek, diğer kesimlerin durumlarını da kötüye götürmekle adalet sağlanmaz. Kaldı ki, özel sektörde çalışanlar da, tek bir iş yaparak geçinemiyorlar. Eğer ki, bu ülkede, gerek özelde, gerekse kamuda çalışanlar, ikinci, belki de üçüncü bir işte çalışmak zorunda kalıyorsa, bu durum, ülkeyi yönetenlerin ayıbıdır. Daha doğrusu, ülkenin, verimli yönetilemediğinin kanıtıdır. Eğer ikinci işin yapılmasını istemiyorsanız, öncelikle, insanların, insanca yaşayabileceği, koşulları yaratacaksınız. Var olan maddi kaynakları, seçimlerinize malzeme yapıp, sıra maaşlara gelince, “Para yok, ne yapalım” demeyeceksiniz. Yine, seçim rüşveti olarak, kamuya, gerekli gereksiz, istihdamlar yapıp, hem çalışma verimini düşürüp, hem de, var olan kaynakları, verimsiz kullanmayacaksınız. Kamuya ait kaynakları, gereksiz kalemler açıp, gereksiz savurganlıklarla, bitirip, insanları açlığa mahkum etmeyeceksiniz. İşe alımları, liyakata göre yapıp, işin karşılığı olan ücreti, ödeyeceksiniz. Eğer ki, tüm koşulları yerine getirip, çalışanları, başka iş yapmaya mecbbur etmeyecek, tatminkar ücretleri ödemenize rağmen, hala daha ikinci iş yapan varsa, onu da denetleyip gerekçesini öğreneceksiniz. Kişi, işi gereği, gerçekten kamu yararını gözeterek, iş etiğine uygun, ikinci bir iş yapıyorsa, ve bu da kamudaki görevini verimli yapmasına engel olmuyorsa, vergilendirip, usulüne uygun yapmasına ses çıkarmayacaksınız. Ancak, denetiminiz sonucunda, gördünüz ki, kişi ikinci işi haksız kazanç elde etmek için yapıyor, işte o zaman da, tanıdıktır, eştir, dosttur, akrabadır demeden, kamu görevine son vereceksiniz. Örneğin, bir doktor için ikinci iş yasağı koymak için, kamudaki sağlık koşullarını düzeltip, alternatif yaratacaksınız. Özellikle, doktorluk gibi, mesai saati gibi kavramlarla tanımlanamayıp, çalışma saati 24 saat olan meslekleri, kendi içinde ayrıca değerlendirip, koşullarını ayrıca yaratacaksınız. Kamuda her alanda, yok olan sistemi, yeniden yapılandırıp, halkı alternatifsiz bırakmayacaksınız. Hükümetseniz eğer, sap ile samanı ayıracaksınız. Ama bu işe önce, kendinizden başlayacaksınız ki, inandırıcı olsun.