İşte açıklama;
Dörtlü Hükümet Döneminde Ekonomi ve Enerji Bakanlığı görevini yürütmekte olan Sn. Özdil Nami, az önce BRT'de katıldığı canlı yayında Yatırımlar konusunda kendisinin yatırımların önündeki engel olduğu konusunda Halkın Partisi yetkilileri olarak yalan söylediğimizi iddia etmiştir.
Kendisinin Yatırımlar konusundaki en büyük engel olduğunu yalnızca HP'li temsilci olarak ben değil, bu durumu bizzat yaşayarak gören TDP'nin de, DP'nin de, CTP'nin de temsilcileri yazılı ve görsel basında defalarca dile getirmişti. Tüm bu partilerin temsilcileri yalan söylerken bir tek kendisi mi doğru söylüyordu?
Dörtlü Hükümet döneminde, Başbakanlıkta gerçekleşen ve dört parti Başkanının ve KIBTEK Yönetim Kurulunun da bulunduğu toplantıda, koalisyon ortaklarından bir tanesinin KIBTEK yönetim kuruluna ataması olan arkadaşın, "Yatırım kararını size rağmen aldık" demesi üzerine Sn. Nami'nin bağırarak ayağa kalkıp Bakanlık görevinden istifa etmeyi de dile getirdiğini de kendisine hatırlatmak isterim. Aksini iddia ediyorsa, toplantıya katılanların tamamının isimlerini de tek tek paylaşmaktan çekinmeyeceğimi belirtmek isterim.
Yine Sn. Nami'nin "yatırımların acil olduğunu dile getirmişiz ve bugün olmuş hala enerji açığı söz konusu değilmiş, demek ki yatırımlar da acil değilmiş" şeklinde bir ifadesi oldu.
KIBTEK Yönetim Kurulunun hazırlamış olduğu tüm raporlarda, AKSA ile olan sözleşmenin 2024'te sona ereceği, bu sözleşmenin akıbetinin ne olacağı ile ilgili müzakrelerin sözleşme gereği 2022 yılında başlayacağı, KIBTEK Yönetim Kurulu olarak bizim ise tüm yatırım planlarımızı, yalnızca ülkenin mevcut talep artışına göre değil, 2024'te AKSA Sözleşmesinin de sonlandırılarak üretimin tamamının KIBTEK tarafından yapılması şekli ile hazırlağımızı dile getirebilmesini arzu ederdim.
Gönül isterdi ki Sn. Nami, 2024'te AKSA'nın sözleşmesinin sonlandırılması gibi bir hedefi olmadığı gibi, üretimin %45'lik kısmının AKSA tarafından yapılıyor olmasından, 2024'te bu sözleşmenin uzatılacak olmasından ve Kıbrıs Türk Halkının her yıl AKSA'ya 26 Milyon Amerikan Doları Kira Bedeli ödemesinden zerre rahatsızlık duymadığını da açık yüreklilikle dile getirebilsin..
Zira aksini iddia ediyorsa, bunun yolu "demek ki acil değilmiş" dediği yatırımları yapmaktan geçiyordu. Elektrik Üretiminin %45'lik kısmını oluşturan AKSA'nın üretimden çıkması halinde %45'lik bu üretim kapasitesi kendiliğinden gelmeyeceği gibi, bu kapasiteyi karşılayacak yatırımlar da bir günde yapılmıyor.
Yine Sn. Nami Doğalgaz konusuna da değinerek "Doğalgaz'ın olmadığı ülkede Doğalgaz'a yönelik yatırıma ne gerek var, üstelik bu yatırımlar da çok pahalı, finansmanını kim karşılayacak" şeklinde ifadeleri oldu.
Bu gibi büyük ölçekli projeler cebinizde hazır bulunan sermaye ile değil, bugün birçok Dünya Ülkesinde uygulanmakta olan ve bizim de KIBTEK Yönetim Kurulu olarak önermiş olduğumuz "Proje Finansmanı" denen, 15-20 yıl gibi uzun vade ve uygun ödeme koşulları ile Uluslararası Finans Şirketleri veya Yatırım Bankaları tarafından projeye özel finansman seçenekleriyle karşılanır.
Diğer yandan Doğalgaz ile Elektrik Üretimi talebimizin bilimsel birçok dayanağı vardı. Bunlardan en önemli ikisi Bacagazı Emisyonları ve Elektrik Fiyatları idi.
KIBTEK Yönetim Kurulunun sunmuş olduğu ve kendisinin beğenmediği, Fuel Oil yerine Doğalgaz ile elektrik üretimi yapılması, bu sayede üretimin Çevre Yasasındaki Emisyon limitleri çerçevesinde olması ve Elektrik Fiyatlarında %30-40'lık ucuzlama sağlanması yerine, Bakanlığı döneminde kendisi Fuel Oil ile Filtresiz Elektrik Üretimi ve AKSA'nın devamı haricinde hangi alternatif öneriyi ortaya koymuştur?