TANSİYON YÜKSELDİ
Su krizi en sonunda resmen hükümet krizine döndü. Üstelik kriz bir tek hükümet ortakları arasında değil, hükümetin büyük ortağı Cumhuriyetçi Türk Partisi içinde de su yüzüne çıktı. Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Erkut Şahali, gerek Başbakan Ömer Kalyoncu’nun süreci yönetemediği şeklindeki açıklamaları, gerekse istifanın eşiğine döndüğü şeklindeki açıklamalar ile tansiyonun yükselmesine neden oldu.
MUHALEFET TEYAKKUZDA
Su nedeniyle yaşanan kaotik ortamda muhalefet partileri süreci yakından takip etmeye çalışırken yeni bir koalisyonun veya erken seçimin kaçınılmaz olduğuna vurgu yapıyor. DP-UG Genel Sekreteri Hasan Taçoy UBP ile DP-UG koalisyonuna ışık yakarken, DP ile UBP’nin aynı çatı altında birleşmesini düşündüğünü kaydetti ve “Keşke böyle bir şey olsa” dedi. Öte yandan TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit ise Meclis’in yerel seçimlerin ardından halktan aldığı yetkiyi kaybettiğini söyledi. Özyiğit, erken seçime gidilmesi gerektiğini vurguladı.
Suyun yönetimi konusunda yaşanan belirsizlik iç siyaseti de karıştırdı. Bir yandan hükümet ortakları arasında kriz daha da alevlenirken, çelişkili açıklamalar yapılmaya devam ediyor. Dün özellikle Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Erkut Şahali’nin istifanın eşiğine geldiği yönündeki açıklamalar tansiyonun daha da yükselmesine neden oldu. Şahali yaptığı açıklama ile CTP’nin içindeki kargaşayı da gözler önüne serdi ve Başbakan Ömer Kalyoncu’nun süreci başarılı bir şekilde yönetemediğini kaydetti.
“İSTİFA ETMEYİ DEĞİL, GÖREVDEN ALINMAYI TERCİH EDERİM”
Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Erkut Şahali’nin istifa edip etmediği yönündeki haberler günün gündemini oluşturdu. Bakan Şahali, bu yöndeki sorulara yönelik BRT ve katıldığı bir televizyon programında yaptığı açıklamada istifa etmediğini görevinin başında olduğunu ifade etti. Şahali böyle bir şey söz konusuysa istifa etmeyi değil, görevden alınmayı tercih ettiğini ifade etti.
Şahali gelinen aşamada yönetsel sorun yaşandığını düşündüğünü belirtti. Şahali, hükümetin, su konusundaki belirsizliği aşması gerektiğini ve bunu yapacak olanın da bakanlar kurulu olduğunu söyledi.
Konunun Bakanlar kurulunda değerlendirilmesi gerektiği üzerinde duran Şahali, “Belirsizlik hali ortalığı ve siyaseti yormaktadır. Hükümet bir bütündür. Bir bütün olarak karar verilmesi gerekir dedi.
“BAŞBAKAN SÜRECİ İYİ YÖNETEMEDİ”
Şahali Başbakanı başarısız bulmadığını sürecin iyi yönetilmediği düşüncesinde olduğunu belirtti.
Çözümü yaratabilmek için, bir karara ulaşılması gerektiğinin altını çizen Bakan Şahali, bu konuda “3 ihtimal bulunduğunu belirtti.
3 SEÇENEK VAR
Şahali ihtimallerden 1’incisi, “su konusunda gelinen nokta tamamdır”. 2’incisi, “tamam değildir, şu talepler vardır, şu hassasiyetlere ihtiyaç vardır”. 3’üncüsü de “Biz ortaklar olarak mutabık kalamayız” seçenekleri olduğunu söyledi.
Şahali Ama karar için görüşmek lazım ve bu da yarın olacak” dedi.
Bakan Şahali Türkiye’de gerçekleştirilen görüşme süreciyle ilgili bilgi de vererek, ortaya iki metin çıkmasının tam olarak mutabakat sağlanmadığının göstergesi olduğunu belirtti.
Şahali tıkanıklık noktasının yerel yönetimlerin sisteme katılımı noktasında yaşandığını Türkiye’nin zorunlu katılımı kendilerinin ise gönüllülüğü öngördüklerini anlattı.
HÜKÜMET BOZULMAZ
Ekonomi Sanayi ve Ticaret Bakanı Sunat Atun, hükümetin bozulmasının gündemde olmadığını söyledi. Suda yaşanan ve hükümet ortaklarını da geren kriz UBP’li bakanların hükümeti bozmak gündemiyle toplandığı haberlerine neden olmuştu. O toplantı sonrasında Kıbrıs Genç TV’de yayınlanan Günün Getirdikleri programına konuk olan Atun, toplantının rutin yapılan toplantılardan biri olduğunu söyledi. UBP Genel Sekreteri’nin UBP-DP hükümetine işaret ettiği açıklamanın hatırlatılması üzerine ise Atun, “ortada bir hükümet varken farklı senaryoları konuşmak doğru değildir” dedi.
Atun su konusunda zaten uzlaşıldığını da belirtti.
“ANKARA’DA NE AHVALDE TOPLANTILAR OLACAĞINI BİLEREK GİTTİK”
Ankara’da gerçekleştirilen toplantının düzeyi ile ilgili bir rahatsızlık olmadığını ifade eden Atun, Başbakan’ın söylemlerinin aksine, teknik konuların başkanlığını her zaman Kıbrıs İşleri’nden Sorumlu Bakan’ın yaptığına işaret ederek, ortada temsiliyet sorunu olmadığını belirtti ve “Ankara’ya giderken hangi ahvalde toplantılar yağılacağını bilerek gittik” dedi.
“SÜREKLİ İSTİŞARE HALİNDEYDİK”
“Ankara’da yaptığımız görüşmelerde, biz de UBP’li bakanlar olarak, diğer iki bakan arkadaşım da Genel Başkanlarımızla ve Başbakanla sürekli istişare halinde konuyu değerlendirdik” diyen Atun, sonunda ortaya çıkan neticenin herkesin onayıyla oluştuğuna işaret etti. Konunun adaya dönüşte, Bakanlar Kurulu gündeminde de değerlendirildiğini ve hiçbir bakanın karşı çıkmadığını, oylama yapılmasa da genel bir fikir birlikteliğinin orada da teyit edildiğini ifade eden Atun, “hatta orada o günün sonunda belediyelere anlatılması noktasına karar aldık” dedi.
“DEĞİŞİKLİK GEREKSİZ, REFARNDUM FİKRİ DÜRÜST DEĞİL”
Alım garantisi konusunda Ankara’da yapılan toplantılarda bazı tereddütler yaşandığını ancak ortaya çıkan iki alternatiften biri olarak alım garantisi konusunu kabul ettiklerini de ifade eden Atun, “metinde bir değişiklik yapılmasına karşı mısınız” şeklindeki soruya karşılık ise, “karşı değilim ancak gereksiz görüyorum. Ortaya çıkan metni olgunlaştırarak, istişare ederek bu noktaya getirdik” dedi.
Su konusunda referandumun da UBP için manası olmadığına işaret eden Atun, UBP’nin seçim bildirgesinde hem suda hem de KIB-TEK’te özelleştirme öngördüğümüzü söyleyerek seçmenin karşısına gittik. %28 oy aldık. Seçmen bunu bilerek bize oy verdi” dedi.
Referandumu dürüst ve samimi bulmadığını da söyleyen Atun, halktan UBP olarak bu konularda zaten yetki almış durumda olduklarına işaret etti.
“CTP TÜRKİYE’YE KARŞI REFLKES İÇİNDE”
Biz Rum tarafıyla karşılıklı menfaatler çerçevesinde müzakere ederiz ama Türkiye ile işbirlikleri yaparız” diyerek son zamanlarda Türkiye karşıtlığı üzerinden bir siyaset geliştirildiğine işaret etti. Sunat Atun, “nasıl yıllar önce biz Rum tarafıyla görüşmeyi ya da uzlaşı aramayı Rumculuk olarak niteliyorsak, şimdi de Türkiye’ye hayır demek dik durmak gibi bir noktaya geldi. Bunun üzerinden siyaset yapılmaz. Bu doğru değildir” şeklinde konuştu.
CTP’nin Türkiye’ye karşı bir refleks geliştirdiğine işaret eden Atun, Türkiye üzerinden muhalefet yaparak siyaset üretmeye çalışanlar olduğunu ve parti içinde bu yüzden kafa karışıklıklarının yaşandığına işaret etti.
“İHALEYİ ALAN ŞİRKET ÇÖZÜM SONRASINDA DA VAROLACAK”
“su, çözüm sonrasında sahip olacağımız en önemli stratejik kazanım olacak” diyen Atun, suda ihaleyi alacak olan şirketin çözüm sonrasında da geçerli olacak anlaşma gereği federal devlet çatısı altında yetki sahibi olacağına işaret etti.
UBP’nin Başbakan’ın Ankara’ya gönderdiği metne Belediyeler konusunda açılım getirdiğine de işaret eden Atun, Aksa ve Ercan’da yaşanan tecrübeler sonrasında çok daha doğru bir ihale sürecinin yaşanacağına inandığını da belirtti. Yapılacak anlaşmayla istikrarlı kesintisiz ve kaliteli suya kavuşacağız diyen Atun bu değişim karşısında 1-2 TL2lik bir fiyat artışıyla ölçülecek durumda olmadığını söyledi.
“SU KUYULARI SAYAÇLANDIRILACAK”
Çok tartışılan su kuyuları konusunda da Atun, bütün yeraltı kaynaklarının dağıtımının da özel şirkete devredileceğinden dolayı evler ve tarlalardaki su kuyularına sayaç takılarak bunlardan da belli bir ücret alınacağını ifade etti.
UBP İLE DP-UG HÜKÜMETİ
DPUG Genel Sekreteri, Hasan Taçoy’da süreci değerlendirdi. “Her bakan kendi başına hükümet durumundadır. Bir hükümet yoktur. Hükümet olarak alınan herhangi bir karar da yoktur. Bakanlıkların yaptığı işler vardır” diyen Taçoy, hükümeti eleştirdi.
Taçoy, UBP’den olası bir UBP-DPUG koalisyon hükümeti için bir girişim olup olmadığı yönündeki soruya karşılık ise,
“UBP’den nabız yoklaması…Benimle ilişkili öyle bir durum olmadı. Öyle bir şey görmedim. Öyle bir durum ne konuşuldu, ne tartışıldı. Herhangi bir şekilde gündem olmayan bir şey” dedi.
Taçoy, “Böyle bir hükümet modelinin istikrarlı olabileceğini düşünüyor musunuz?” sorusuna ise kendisinin her zaman DP ile UBP’nin aynı çatı altında birleşmesini düşündüğünü vurguladı ve “Keşke böyle bir şey olsa” dedi.
ERKEN SEÇİM KAÇINILMAZ
TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, yaptığı açıklamada, ne suyun ne de ülkenin diğer kaynaklarının devredilmesini kabul etmediklerinin altını çizerek, “Böyle bir teslimiyet anlaşmasına hayır diyoruz. Geçtiğimiz gün açıklamamızdan yola çıkarak kitle toplantıları yapıyoruz” dedi.
BELEDİYE BAŞKANLARI İLE GÖRÜŞÜYORUZ
Belediye başkanları ile de görüşmeye başladıklarının altını çizen Özyiğit, İskele Belediye Başkanı Hasan Sadıkoğlu ile, dün ise Girne Belediye Başkanı Nidai Güngördü ve Gönyeli Belediye Başkanı Ahmet Benli ile görüştüklerinin altını çizdi, hedeflerinin topyekun bir karşı çıkış olduğunu vurguladı. “Onlar da buna karşı çıkalım diyorlar. Bunun kabul edilemez olduğunu belirtiyorlar.
Gönyeli Belediye başkanı kesinlikle karşı, Girne Belediye Başkanı bunun kabul edilemez olduğunu düşünüyorlar” diyen Özyiğit,
belediye başkanlarıyla görüşmelerini devam ettireceklerini kaydetti.
ERKEN SEÇİMİ İŞARET ETTİ
Topyekun bir karşı çıkış konusunda ise, “Halkımızın gerekirse meydanları doldurarak bunu kabul etmeyeceğini haykırmasını istiyoruz” diyen Özyiğit, TDP’nin mevcut Meclis yapısıyla iktidara gelmek gibi bir amacının olmadığını da vurguladı. Meclis’in yerel seçimlerin ardından halktan aldığı yetkiyi kaybettiğini ifade eden Özyiğit, erken seçime gidilmesi gerektiğini kaydetti, “Buradan erken seçim çağrısı yapıyorum. Olması gereken budur” dedi.