DÜŞTÜ DÜŞECEK: Türkiye’den borularla ülkemize gelen ve hükümet ortaklarının arasını açan su krizi devam ediyor. Hükümeti düşürme noktasına getiren kriz ile ilgili gözler Cumhuriyetçi Türk Partisi’ne (CTP) çevrildi. Başbakan Ömer Kalyoncu’ya bugüne kadar süre tanıyan hükümet ortağı Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP) bir uzlaşıya varılamaması durumunda bugün hükümeti bozabileceği dile getiriliyor.
TAMAM MI? DEVAM MI?: UBP Parti Meclisi’nin 18 Şubat günü gerçekleştirdiği 2.5 saat süren toplantı sonrasında yaptığı açıklamada Başbakan Ömer Kalyoncu’yu bugüne kadar “su krizini” sonlandırmaya ya da “devlet ciddiyetinin gereğini yapmaya” çağırdı. Parti Meclisi’nden tam yetki alan UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün bugün gelişmeleri değerlendirecek ve bu yetkiyi kullanacak.
UBP Parti Meclisi (PM) geçtiğimiz hafta yaklaşık 2.5 saat süren bir toplantı yaparak son gelişmeleri değerlendirdi. UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, PM toplantısının ardından basına parti meclisi kararını okudu. Yapılan toplantıda parti başkanına hükümet ile ilgili tam yetki verilirken CTP’ye de bu güne kadar süre tanındı.
CTP’nin tutumuna göre hükümetin bugün düşüp düşmeyeceği belli olacak.
UBP PM toplantı kararında şunlar kaydedildi:
“Anavatan Türkiye’den gelen su konusunda bugüne kadar sürdürülen gereksiz ve anlamsız tartışmaların, tarihi ve adanın geleceğinde hayati öneme haiz bu projenin, amacını aşan mecralara taşınmasına ve ülkede yaratılan yapay krizin boyutlarının derinleşmesine hizmet ettiği gerçeğinden hareketle Başbakan Sayın Ömer Kalyoncu’yu en geç çarşamba (24/02/16) gününe kadar su krizini sonlandırmaya ya da devlet ciddiyetinin gereğini yapmaya çağırır.
Bu bağlamda, ülkeye, halka hizmet temelinde kurulan reform hükümetinin, özellikle su konusundaki anlamsız tavrının ve buna bağlı ülkede yarattığı yapay krizin kabul edilemez seyirler aldığı gerçeğinden hareketle UBP Genel Başkanı’nın UBP’nin hükümetteki görevini yeniden değerlendirmesine ve gerekli gördüğü adımları atması konusunda tam yetkilendirilmesine karar verir.”
CTP-UBP PM KAVGASI
Kararı okuduktan sonra değerlendirme yapan Özgürgün, su konusunda anlamsız ve yapay bir kriz yaşandığını, bunun kabul edilemez seyirler aldığını, Anavatan Türkiye ile ilişkileri etkileme noktasına geldiğini söyledi.
CTP Parti Meclisi kararına saygılı olduklarını fakat Başbakan Klayoncu’nun söz konusu parti meclisi kararı nedeniyle kendi hükümetinde almış olduğu kararı imzalayamaz duruma geldiğini söyleyen Özgürgün, hükümetlerin yönetiminin Başbakan ve bakanların yetkisinde, ülke sorunlarının da hükümette çözülecek sorunlar olduğunu söyledi.
UBP’nin bir an önce krizden çıkılmasını istediğini, krizi çözecek kişinin de Başbakan olduğunu söyleyen Özgürgün, çarşamba gününe kadar çözemezse o gün de gereğini yapması gerektiğini söyledi.
BUGÜNDEN SONRA YETKİYİ KULLANACAK
Parti Meclisi’nden tam yetki istediğini ve bugünden sonraki gelişmeler için bu yetkiyi kullanacağını söyleyen Özgürgün, su krizinin en erken zamanda halkın yararına çözümünü beklediklerini fakat bu olmazsa arkasından bir adım atılması noktasında olmadıklarını belirtti. Özgürgün, şu an hükümetin devam ettiğini, fakat suyun artık halkın da sabrını taşırır noktaya geldiğini ifade etti.
Sorunun çözülmemesi ve devam etmesi halinde o zaman düşünmeye başlayabileceklerini kaydeden Özgürgün, öncelikli hedefin krizin çözülmesi olduğunu, 3-4 ay önce de aynı sorunun bulunduğunu ve “bir parti meclisi kararının hükümet işlerine karıştırılmaması gerektiğini” o zamanlar da belirttiklerini ifade etti.
İÇERİK 2. PLANDA
Özgürgün, gündemin artık farklı mecralara çekildiğine ve boyutunun değişmekte olduğunu ifade ederek, Başbakan’ın Türkiye’yle istişareler için bakanlarını gönderen, hatta metni de Türkiye’ye önceden gönderen kişi olduğunu ifade ederek, kriz çözülüp anlaşma metni imzalanacaksa UBP için içeriğin ikinci planda olacağını ekledi.
TALAT ERDOĞAN’A KOŞTU
CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat ise yaşanan gelişmeler ile birlikte jet hızla Türkiye’ye uçtu ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi. Talat yaptığı açıklamada, hükümetlerin çabasıyla çözümlenecek su konusunda yaşanan sürece siyasi destek vermesini talep ettiğini söyledi.
Talat, tek arzunun; sadece ve öncelikli olarak Kıbrıs Türk halkı için adaya getirilen suyun bir an önce akması olduğunu ifade ederek, su konusunun çözümlenmesi için hükümetlerin olumlu gayret gösterdiğini ve Kıbrıs Türk halkının temiz suya kavuşacağını vurguladı.
Su konusunda bilgi kirliliği yaşandığını, ancak tam resmi anlaşma sağlanmadan ve anlaşma ortaya çıkmadan da bu bilgilerin kamuoyuyla paylaşılmasının mümkün olamayacağına işaret eden Talat, suyun fiyatının henüz belli olmadığını çünkü işletme hakkının kaç yıl olacağının henüz belirlenmediğini, ayrıca yerel su kaynaklarının da devletin olmaya devam edeceğini kaydetti.
KALYONCU SESSİZ
Yaşanan gelişmeler ile ilgili gelen tüm tepkilere karşın Başbakan Ömer Kalyoncu sessizliğini koruyor. Önceki gün Cumhuriyet Meclisi’nde konunun gündeme gelmesi ve Talat’ın Erdoğan ile görüşmesinin kendisine sorulması üzerine Kalyoncu, “Ortada bir davet var Talat da icabet etmiştir. Davet Erdoğan’dan gelmiştir” dedi.