Hükümet ve Ertuğruloğlu

Arif Alasya

Bir ülke düşünün Partisinin Cumhurbaşkanı adayını %60’a%40 sandıkta yenmiş.

Görüşmeleri yenilen Cumhurbaşkanının 11 Şubat 2013’de imzaladığı metin çerçevesinde görüşmeye başlamış yeni bir Cumhurbaşkanı.

Görüşmelerin devamı süresince hep Cumhurbaşkanına karşı çıkmış hep kendisine ve partisine verilen bilgileri ters yüz ederek halkına ve tabanına aktarmış bir Dışişleri Bakanı.

Her görüşme süreci yavaşladığında veya durma noktasına gelindiğinde zil takıp oynayan bir Dışişleri Bakanı

Görüşmelerin devamındaki Cenevre sürecinde Parti başkanı ile birlikte çok büyük bir kafile ile Cenevre’ye gezmeye giden bir Dışişleri Bakanı

Güneyde herkesçe faşist grup olarak bilinen ELAM vekillerinin verdiği ve kabul edilen bir öneri sonrası kesilen görüşmeler sonrası zil takmayı bırakın davul zurna eşliğinde halay çeken bir Dışişleri Bakanı.

Şimdilerde tıkanan görüşme sürecinin yeniden başlaması gündemde. Hatta iç ve dış basında görüşme süreci ile ilgili takvimler da yayınlanmakta ve de iki taraf da karşı çıkmamaktadır.

İşte bu olasılık karşısında Şimdi bu partinin Dışişleri Bakanı bakın ne buyuruyor.

‘’Akıncı Masaya yeniden dönme kararı alırsa tam bir rezalet olur.’’

‘’Akıncı’nın bizim görüşlerimize tahammülü yoktur’’

‘’Akıncı’nın masadan eşitlikle kalkacağına inanmıyorum’’

‘’BM’nin özel temsilcisi Eide maaşının derdinde’’

‘’Bizim içimizde Kıbrıs Türk halkını kandıranlara söylüyorum vazgeçin ayıptır günahtır.’’

‘’BM Kıbrıs Türk halkının 50 yılını çalmıştır’’

Hükümetteki bağımsız destekli UBP-DP Hükümetinin Dışişleri olan bu Bakan Kıbrıs konusunda Hükümetin temsilciliğini yapmaktadır.

Hükümetin başları Başbakan ve Başbakan yardımcısı Söylemlerinde Dışişleri Bakanlarını geride bırakmadıkları da gayet net.

Yani ortadaki tablo şu:

Çözüm için gayret gösteren bir Cumhurbaşkanı ve ekibi (Hükümetin dışında da çözümü yavaşlatma adına da tepki gösteren partiler de var. Fakat onlar çözümden yana olan partiler.)

Çözümsüzlük için ellerinden gelen her şeyi yapan bir Hükümet.

Başbakan çıkıp açıklıyor ‘’Artık tezimiz açık ve net.Toprak konusunda ‘’Kapalı Maraş’ı verir Yeşilırmak’tan Erenköy’e kadar olan alanı alırız.’’demektedir.Sanki ülkeye aydan geldi.Ne kapalı Maraş’ı biliyor ne de Yeşilırmak ile Erenköy arasındaki mesafeyi.

Bu koşullarda başlayacak yeni tur görüşmelerin olumlu sonuca ulaşması belli ki Hükümet tarafını çok çok üzecektir. Süreç içinde hep doğru olmayan bilgileri halka aktaracaklar, olası bir referandumda zaten çoktan HAYIR kampanyasını başlatmışlar.

Yeni başlayacak çözüm sürecinde 11 Şubat belgesinin son iki maddesi kimine göre 5’li kimine göre çoklu görüşmede ele alınıp sonuçlandırılmaya çalışılacaktır.

Her ne kadar ilk dört maddede de pürüzler varsa da bu pürüzler son iki madde toprak ve garantilerin çözümü ile kolaylaşacaktır.

Her iki tarafın çözüm güçleri yeniden başlayacak görüşme sürecine destek vermeye başlamalı ve desteklerini yükselterek devam ettirmelidirler.