HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ, Dağlıca'da 16 askerin şehit edilmesi sonrasında yönlendirilen bazı grupların HDP'ye yönelik 128 yerde planlı saldırı yaptığını belirterek, "iç savaş provası yapılıyor" dedi.
Yüksekdağ, İstanbul Kağıthane'de telefonda Kürtçe konuştuğu için bir işçinin öldürüldüğünü ileri sürerek, Kürt yurttaşlara saldıranların şehit olan 16 askerin cenazesine zerre kadar saygı duymadığını söyledi.
7 Haziran seçimi öncesinde Türkiye'de barış umudu olduğunu ancak seçimlerin ardından toplumun kutuplaştırıldığını öne süren Yüksekdağ, şöyle devam etti:
"Yaşanan gelişmeler, tarihsel bir ibret tablosuydu. Dağlıca'da 16 askerin yaşamını yitirmesinden sonra çatışmanın, patlamanın yaşandığı meydana giden yaralı ve şehit düşmüş, yaşamını kaybetmiş askerlerin cenazelerine sahip çıkan, sırtında taşıyarak bölgeden çıkaran Yüksekovahalkıydı, Kürt halkıydı ancak batıda birçok merkezde saldırıya uğrayan hedef tahtasına oturtulan, linç edilen, linç edilmeye çalışılan da Kürtler oldu, Kürt halkı oldu. Dün yaşanan tabloyu basit bir gerilim olarak tarif etmek, Dağlıca'da yaşanan ölümlere karşı bir tepki ve reaksiyon hareketi olarak tanımlamak kesinlikle doğru değildir."
İç savaş provası yapanlar...
HDP parti binalarına eş zamanlı 128 yerde planlı saldırı yapıldığını ifade eden Yüksekdağ, İstanbul Kağıthane'de telefonda Kürtçe konuştuğu için bir işçinin öldürüldüğünü ileri sürdü. Parti binalarına yapılan saldırıların "polis nezaretinde" gerçekleştirildiğini iddia eden Yüksekdağ, "Dün geliştirilen saldırı hareketinin yenilir, yutulur, kabul edilir hiçbir tarafı yoktur. Biz, bunun bir siyasi saldırı konseptinin parçası olduğunu, yönlendirilmiş ve güdümlü güruhlar tarafından gerçekleştirildiğini çok iyi biliyoruz. Saray ve Cumhurbaşkanı, 'Eğer 400 milletvekili verseydiniz bunlar yaşanmazdı' dedikten sonra işte tam böyle bir saldırı süreci içerisinde, saldırı girdabı içerisinde buldu bütün Türkiye kendisini" dedi.
Türkiye toplumunda Türk-Kürt çatışmasına yol açabilecek bir gerilim siyasetinin yürütüldüğünü öne süren Yüksekdağ, saldırıların planlı olduğunu savundu. Yüksekdağ, şöyle devam etti: "Dün bu saldırıları gerçekleştirenler, partimize dönük saldırıları yapanlar, düzenleyenler, 16 askerin cenazesine zerrece saygısı olmayanlardır. 16 askerin cenazesine saygısı olanlar, bedenini canlı kalkan yaparak, Yüksekova halkından bahsediyorum, gidip o askerlerin cenazesini sırtında taşıyanlardır. Ama HDP binalarına saldırı düzenleyenler, sokakta gördükleri Kürt yurttaşlarımıza saldırı düzenleyenler, bir iç savaş provası yapanlar, asker cenazesine zerrece saygı duymuyorlar. Bu devletin başı, 'bazı asker aileleri karaktersiz' diyecek kadar asker ailelerine, askerlerin cenazelerine saygı duymuyor."
Çürümesin diye evladının bedenini buzla ovan anne
Cizre'de yaşanan olaylarda yedi kişinin yaşamını yitirdiğini, bunlardan beşinin çocuk olduğunu belirten Yüksekdağ, son 2 ayda 100'e yakın sivilin kolluk güçlerinin mermileri ile yaşamını kaybettiğini savundu.
Yüksekdağ, "Çözümü buzdolabına kaldıranlar, Cizre'de 2-3 günden bu yana 10 yaşındaki evladının cenazesi çürümesin diye bedenini buzla ovan, derin dondurucudan, buzluktan çıkardığı buzla ovan anneye nasıl hesap verecekler? Yaşanan bütün bu acıların, ölümlerin, trajedinin sorumlusu, çözümü buzdolabına kaldıranlardır" ifadesini kullandı.
Direnişe de seçime de hazırız
Soru üzerine seçim ve sandıklara hazır olduklarını belirten Yüksekdağ, sandıklara ve demokrasiye inancı öne çıkarmak istediklerini söyledi. Yüksekdağ, "Ama bugünkü koşullarda ne yazık ki seçimlerin sağlıklı ve güvenli bir ortamda yapılmaması için siyasi iktidar ve saray, elinden gelen her şeyi yapıyor" dedi. Yüksekdağ, şöyle devam etti:
"Bizler, dün olduğu gibi bugün de seçimlere, sandıklara da hazırız, direnişe de hazırız. Her yerde partimize, parti binalarımıza, partili arkadaşlarımıza karşı gerçekleştirilen saldırılar ve bu vahşet karşısında insan olmanın gerektirdiği biçimde, demokrasinin gerektirdiği biçimde bizler direneceğiz ve direniş çizgisini bu zalim, zorba iktidarı ait olduğu yere gönderene kadar sürdüreceğiz. Biz, direnişe de hazırız, seçimlere, sandıklara da hazırız ama bu siyasi iktidar ve saray, halkının seçimine hazır değil. Bu siyasi iktidar halkının yaşamına, yaşam hakkına, yurttaşlarının yaşamına ve yaşam hakkına saygılı değil ve yok etmek üzerine, yıkmak üzerine kurumuş bir siyasi mekanizmayı karşımıza çıkarmış durumda."
kaynak: milliyet.com.tr