Felsefe idealizmi “bilgide temel olarak düşünceyi alan ve varlığı insan düşüncesinin kurduğunu kabul eden öğretilerin genel adı” şeklinde tanımlıyor. Türk Dil Kurumu ise birinci anlam olarak idealizmi “ülkücülük” olarak açıklıyor. Platon'a göre "gerçek varlık” “idea” yani düşünce varlığıdır. İdealizm üzerine düşündükçe ben “hedefler doğrultusunda karakterden ödün vermemek”, ve “kafamızdaki gibi bir dünyanın olabileceği”, şeklinde ideallere gitmek hedefi ile tanımlıyorum sözcüğü. Oysa burası KKTC. Biz idealizmin ve ideallerin ülkesinde yaşıyoruz. Herkesin kendi idealleri var. Elbette bu idealler doğrultusunda %100’lere varan okuma yazma oranımız, %75-80’lere varan üniversiteli mezunumuz ile yaşıyoruz. Her geçen gün mantar gibi artan eğitim kurumlarımız sırf daha idealist, daha ideleri için savaşan gençler için değil midir? Elbette değildir… Biz idealist bir toplum olmayı başarsak, devlet kapısında çalışmak ve hantal bir yapıda devlet mesai saatleri içinde üretmeden yaşamak için neden savaşalım. Eğer devlette çalışmıyorsanız “işsiz” olduğunuz ve toplumun, özellikle anne, babaların bu gözle baktığı “zavallılar” arasında gözükürsünüz. Adına asgari ücret denilen paraya, “vasıfsız işçi” konumunda çalışan binlerce üniversitelimiz yok mu bu topraklarda? Sırf ülkesinin kendisine sahip çıkamayacağını fark eden binlercesi kök salmıyor mu yabancı diyarlara? İdealizm ile dünyanın kurtulamayacağını fark ettiğimizde “salaklığımız” yüzümüze vurur. İşte böyle anlarda herkesin derdi ile sizin derdinizin ayni olmadığını, derdinizin kimsenin umurunda olmadığını fark edersiniz. Kimisi idealizm için sandığa gider ve bayrak sallar. Kimisi sırf idealist olduğu için oy kullanmaz, sandığa gitmez inanmaz da. Kimisi sırf idealist olduğu için sınırın ötesine geçmez. Kimisi sırf idealist olduğu için devletin kendisini sömürdüğünü düşünür ve devlete savaş açar. Hep garip bir savaşın içindeyiz. Kiminin idealizmi rahat yaşamak için, kimisi cebini doldurmak, kimisi koltuk, kimisi aile adına… Aslında herkeste bir ideal var. Ancak en komiği çok büyük düşünen ve toplum nezdinde aykırı olanlar olsa gerek. Siz idealist misiniz? Aykırı mısınız? Hiçbiri mi? Peki idealizm ile dünya kurtulur mu? Alfred Nobel sırf idealleri yüzünden uğraş vermedi mi nitrogliserin üzerine. Kardeşini yine sırf bu kimya mucizesi nedeni ile kaybetmedi mi? Yine Nobel adına verilen altından Barış Ödülleri geri getirir mi milyonlarca savaş kurbanını? Adolf Hitler sırf idealleri olan Alman ırkının üstün ırk olması için savaş vermedi mi? Donlarca sabuna çevirmedi mi Yahudi ırkını? Hasta ruhlu idealler aklar mı yaşanan dramları. Tarih bir çok idealist ile buluştu… Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. İdealler ile hayatı daha güzele çevirenler de var. Önderleri, gerçek anlamda liderleri unutmamak gerek. Ancak ülke gerçeklerimizde boş verin idealleri. Bal tutanın parmağını yaladığı bir coğrafyadayız. Neyi değil, kimi bildiğinizin önemi var. Hal böyle olunca, ikna olun söylenilenlerden. Hadi sandığa gidin. Oy verin…