Kısa ve net anlatalım ki akılda kalsın. Saptırılamasın. Hortlaklar çarptıramasın. Okuyan herkes açık ve kesin olarak anlasın. Tufan Erhürman Hoca, Işık Kitabevi yayınları arasında, 2009 yılında çıkan “100 Soruda Kıbrıs’ta Federasyon” adlı kitabında bu soruya “bal tadında” cevap vermiş. Aslında cevap ona ait değil. DÜNYAYA ait. Birleşmiş Milletler belgelerine ait. İsteyen kabul eder, isteyen Digomo’ya doğru koşturur misali… Geçin BM ve dünyanın tanıdığı belgeleri, Kıbrıs Türklerinin Birinci Cumhurbaşkanı rahmetli Rauf Raif Denktaş da bu tanıma katkı koymuş olanlar arasındadır. “İki Kesimlilik ilkesi, 1977 Denktaş-Makarios Zirve Anlaşması’ndan beri, BM’nin Kıbrıs’ta çözüm için öngördüğü ana ilkelerden biri olarak kabul edilmiştir. Bu anlaşmanın 2’nci maddesine göre, “iki toplumdan her birinin yönetimi altında bulunacak olan kesim, ekonomik yaşayabilirlik veya üretim ve taşınmaz mal mülkiyeti dikkate alınarak BELİRLENECEKTİR”. Görüldüğü gibi bu hükümde, federasyonun iki federe devletinin yönetiminde olacak kesimlerin hangi kıstaslar dikkate alınarak belirleneceği öngörülmüş fakat bu kıstasların dikkate alınmasının doğuracağı sonuca dair belirgin bir kural yer almamıştır.” Peki, BM belgelerinde bu kuralın daha da açılımı yapılmış mı? Pek tabii ki yapılmış. Bakalım Tufan Hoca nasıl devam ediyor? “BM belgelerinde bu kuralın içeriğinin belirlenmesi konusunda en önemli yorum BM Genel Sekreteri’nin 1990 tarihli ve S/21183 sayılı ile 1992 tarihli ve S/23780 sayılı raporlarının 20’nci paragrafında bulunmaktadır. Bu yoruma göre; “federasyonun iki kesimliliği, her bir federe devletin, kendi kesiminde, açık bir nüfus çoğunluğuna ve toprak mülkiyetine sahip bir toplum tarafından yönetileceği olgusunca yansıtılacaktır. İki kesimlilik, ayrıca, federal devletin, federe devletlerin yetki ve işlevlerini ve federe devletlerin de federal devletin yetki ve işlevlerini İHLAL EDEMEYECEĞİ olgusunca yansıtılacaktır”. Tufan Hoca hızını alamamakta, sanki de GONCOLOZLARIN bu durumu saptıracağını, çarptıracağını o zamanlardan görerek açıklamaya devam etmekte: “BM Genel Sekreteri’nin raporlarına göre, İKİ KESİMLİLİK İLKESİ dört önemli sonuç doğurmaktadır;
- Her bir federe devlet, toplumlardan BİRİ tarafından YÖNETİLECEKTİR.
- Kıbrıslı Türkler, Türk Federe Devleti’ndeki, Kıbrıslı Rumlar da Rum Federe Devleti’ndeki NÜFÜSÜN AÇIK ÇOĞUNLUĞUNA SAHİP OLACAKTIR.
- Kıbrıslı Türkler, Türk Federe Devleti’ndeki, Kıbrıslı Rumlar da Rum Federe Devleti’ndeki TOPRAK MÜLKİYETİNİN AÇIK ÇOĞUNLUĞUNA SAHİP OLACAKTIR.
- Federal devlet federe devletlerin, federe devletler de federal devletin YETKİ ve İŞLEVLERİNİ İHLAL EDEMEYECEKTİR.”
11 Şubat 2014 belgesini de SAVAŞ ÇIĞIRTKANI ve FETİH ZİHNİYETİ taraftarlarının yeniden okuması ve altındaki imzanın Üçüncü Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu’nun olduğunu anlaması gerekmektedir. Bunların dışında bir TANIMLAMAYA yönelmek, Sevgili Ali Bizden’in yaratmış olduğu Kıbrıs’ın Endemik Öcüleri’ne GONCOLOZ ve HORTLAK kahramanı olmaktan başka işlev göremeyecektir. İster Denktaş, ister Eroğlu, ister Talat olsun… Hangisini beğeniyorsanız beğenin, hepsinin de söyledikleri AYNİ KAPIYA çıkmaktadır. Hadi diyelim ki bunların hiç birine inanmamaktasınız… Dünyaya da? Gemiler bu limandan mutlaka kalkmalı… Ama içinde “ulusalcı” geçinen bu GONCOLOZ ve HORTLAKLAR olmalı!