İki yanlış bir doğru etmez!..

Taner ULUTAŞ

Ülkede yaşananları gördükçe bindik bir alamete gidiyoruz felakete diyesim geliyor. Afrika Gazetesinin manşeti sonrasında, CTP Milletvekili Derya Doğuş’un açıklamaları gündeme bomba gibi düştü.  Afrika Gazetesinin manşetine, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bursa’dan cevap verince arı kovanına değnek sokulmuş gibibirileri harekete geçti.
Ve ne Afrika’nın binası, ne Meclisin damı, nede Meclisin toplantı salonu kaldı. Meclisin içerisinde Doğuş Derya’nın yemini esnasında terör estirildi.Doğuş Derya’nın açıklamasını hatalı bulanların artık bir Milletvekili olan ve mecliste ülkeyi temsil eden Bertan Zaroğlu’nun kendisi gibi bir Milletvekili olan Doğuş Derya’ya yönelik hareketine ne diyeceklerini çok merak ettim.
Burası bir hukuk devleti ise olayları bizler gibi seyreden Polis Genel Müdürlüğünün bundan sonraki zaman diliminde, gözlemci statüsünden çıkıp, artık icra eden ve hesap soranlar statüsüne geçmesini bekleyenlerdenim. 
KKTC Cumhurbaşkanına saldıracak kadar gözü dönmüş birilerini seyreden ve Cumhuru Gazetecilerin korumasına bırakan,PGM’nin artık bakmaktan öte tedbir alma zamanının geldiğini söylemek isterim. Ha bunu yapamayacaksa eli ile yapamadığını ayakları ile yaparak mahalleye gitmelerini öneririm.
Şimdi bunları yazdığım için bana kızacak olanlar var biliyorum. Ve bu nedenle buzdolabından çıkarttığı buzlu soğuk suyu da yanımda taşımayı ihmal etmiyorum.
Bakın iki yanlış bir doğru etmez. Birileri yanlış yaptıysa o yanlışı fikirleriniz ile çürütmek gerekir. Vurma, kırma salya sümük birilerine saldırma bizleri ötekileştirir. Ki, bu yapacağımız en büyük yanlış olur. 
Evkafın su meselesine geldiğim zaman Türkiye’nin Afrin’e yönelik operasyonu bence ‘Meşru’ bir müdahaledir. Teşbihte hata olmasın, benim kapı komşum benim bahçemi darmadağın edecek, kapımı ve kapımın önünü eski Çarşamba pazarına döndürecek ve ben ona yapma dememe rağmen bu eylemini sürdürecek ve bende seyretmeye devam edeceğim. Var mı öyle yağma? ABD’nin Irak’a, Suriye’ye yönelik bölme operasyonlarını bile meşru gösteren dış güçler, Türkiye’nin kapısının önünde bomba atan. ABD’nin çıkarları için bir şerit oluşturarak petrolün Akdeniz’e taşınması için maşa olanlara Türkiye’nin müdahale etmesine sanırım lafı olamaz. Ben gidecek gencecik canlara, ana kuzusu askerlere ve bu savaşta ölecek siviller ile çocuklara yanarım. Onlar için yüreğim ve ciğerim yanıyor.
İsrail’in, Yunanistan ile Ege’de tatbikat yapmasına, yine İsrail’in, Suudi, Mıdır ve Yunanistan ile jetlerini uçurarak bende buralardayım imasına ses çıkartmayan ABD’ye, girdiği Irak’tan, Suriye’den ve Afganistan’dan ne zaman çıkacaksın diye de sorulması gerekir.
Bölgemizde bunlar yaşanırken, bizleri bir birimize düşürmek için çabalayanların ekmeğine yağın üzerine balda sürüyoruz. Bakın Afrika Gazetesinin önüne gidenlere karşılık bukez sendikalar sahaya inecek. Yine bir gerginlik yaşanacak. Ötekileştirmeyi elini ovuşturarak seyredenler hadde bir hissa daha bir birine girsinler diyecek. 
Sonrasında olaylar tırmandıkça birileri buralara ‘OHAL’i getirme çabası içerisine girecek. Perde arkasında birilerine sendikal hakları budamak gerekir açıklaması yaptıranlar, bir zamanlar bu nedenle TOMA getirmeyi bile düşünen perde arkasındakiler, mırıldanma senfonisini bukez yüksek ses senfonisi olarak hayata geçirmeye çalışacak.
Bence yapacağımız eleştiriler veya eylemler, UBP Milletvekillerinin, Mecliste Doğuş Derya’nın yemin ettiği gibi, CTP ve TDP’nin de Bertan Zaroğlu’nun yaptığı kabul edilmez davranış sonrasında sessizce salonu terk ettikleri gibi olmalı. Doğuş Derya ile Bertan Zaroğlu’nun tartışması esnasında araya giren UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün ve CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman gibi yatıştırıcı olmalı. Aksi olması olayların körüklenmesine ve önüne geçilmesi imkânsız hale dönüşmesine neden olur.
UBP yaşananları elini ovuşturarak 4’lü koalisyonun bozulmasını beklerken, içinde de başkanlık seçimi yarışını yaşıyor. Sunat Atun, Faiz Sucuoğlu ile Ersin Tatar’ın adı başkanlık yarışı için geçerken, 4’lü koalisyonun bozulması sonrasında kurulacak hükümette de Başbakan olma hesapları yapılıyor.
UBP’ye yakın kaynaklar yaptıkları yayınlar ve paylaştıkları mesajlar ile Serdar Denktaş’ın koalisyondan çekilmesi yönünde etkili olmaya çalışırken, 4’lü koalisyondan çekilecek DP’nin eriyeceğini ve YDP’nin altında eriyeceğini düşünmüyor. 
O zaman hadde hayırlısı diyelim ve gün doğmadan neler doğacağını birlikte izleyelim.