Okullar açıldı.
Çocuklar heyecanlı.
Veliler, öğretmenler heyecanlı.
Ancak ilgili bakanlıkta ne bir heyecan belirtisi var, ne de bir hazırlık.
Koskoca tatil geçmiş ama yeterli sınıf önlemi alınmamış.
Öğretmen eksiklikleri giderilmemiş.
Kitaplar hazır mı meçhul.
Oysa ilgili bakanlık TC yetkililerinin ,Hala Sultan koleji konusundaki açıklamasında ne kadar da heyecanlıydı.
Ülkede yeni bir ilahiyat okuluna talep olduğunu ve böyle bir okulun açılacağını müjdeleyen (!) TC yetkililerini nasıl da ayakta alkışlıyordu.
Peki ilahiyat okullarına talep var da, ilkokula ve ana okuluna talep yok mu?
İlköğretim yasal olarak zorunlu değil mi?
Ailenin birisi evladını okula göndermezse kapısına polis dayanmaz mı?
Ya da en azından yasa böyle emretmiyor mu?
Gerçi hangi çocuğun okula gönderilip gönderilmediğinden haberdar olunsa sorun çözülürdü.
Geçen yıl da aynı sorun vardı ve dönemin Milli Eğitim bakanı tarafından önlem alınarak çözülmüştü.
Ne yazık ki Türkiye’nin Hala Sultan Kolejinin yetkisini istemesi ve bunu reddetmesi üzerine de yalnız bırakılmıştı.
Peki şimdi neden önlem alınmıyor?
Hükümette Türkiye yetkililerinin her söylediğini emir kabul eden hatta söylemediklerini bile yapan yetkililer var.
Şimdi bu yetkililere sorsanız, “Türkiye ilahiyat okullarınıkendi parasıyla yapıyor” diyecekler.
İyi de kendi parasıyla yaptıkları okulları kimin malının üstüne yapıyorlar.
Hala Sultan külliyesinin kurulduğu koskoca alan kimin malı?
Bu alanda dün sınıf olmadığı için ağlatarak evlerine gönderilen çocukların hakkı yok mu?
Hem kimin için yapılıyor bu okullar?
KKTC’de yaşayan tüm çocuklar için mi?
Öyleyse sınıfsız ve eğitimsiz bırakılan çocuklar kimin çocukları?
Onlar bu ülkenin evlatları değil mi?
Yoksa Kıbrıslı ve Türkiyeli ayırımı mı yapılıyor?
“Dinli”, “Dinsiz” ayırımı mı yapılıyor?
Neden okullara ayrılan bütçenin hatırı sayılır bölümü özel okullara ayrılıp, devlet okulları öksüz bırakılıyor?
Sendikalar okul yapma kampanyası başlatıyor, doktorlar halka ve kuruluşlara hastane yapma çağrısında bulunuyor, diğer yandan da bu halkın malı olan koskoca arazilerin üzerine görkemli binalar kurularak ilahiyat okulları ya da özel okullar açılıyor.
Parayı vermeye gelince, halk “besleme” oluyor,
Hizmet vermeye gelince “kendi vatandaşı” oluyor,
Ama arazileri ve halkın mallarını kullanmaya gelince “bir bütün” oluyoruz.
Öyle mi?
Hadi ordan.
Düpedüz ülkede nelerin olacağını Türkiye yetkilileri yazıyor, KKTC yetki(siz)leri de oynuyor.
Olan geleceğimiz olan çocuklara oluyor.
Eğitimi bitirdiniz bari öğretmenlerin bakıcılık yapacağı alanları sağlayın.
Hiç olmazsa bu ülkenin bakanı olduğunuza dair bir işaret olsun.
Gerçi siz de haklısınız.
Halk olan biteni normalleştirip, olmayan okullarda verilmeyecek eğitime gönderdikleri çocukların resimlerini sosyal medyadan paylaşarak mutlu oluyorlarsa, her şeyden memnunlarsa, sizin sorumluluğunuzda olan okulları kendi çabaları ile yürütmeye çalışıyorlarsa neden üzerinize düşen görevleri yapasınız ki?
Gerçi alınan maaşın karşılığında hakkı ile görev yapmak vicdan işi ama….