Uzun yıllar CERN’de çalışmalar yürüten İstanbul Teknik Üniversitesi Fizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Kerem Cankoçak, Deneysel Sağlık Bilimleri Araştırma Merkezi’nin (DESAM) düzenlediği periyodik konferanslar dizisi kapsamında Yakın Doğu Koleji öğrencilerine ‘Dünyayı Anlamak İçin Bilim’ başlıklı konferans verdi.
Yakın Doğu Koleji öğrencilerine bilimin nasıl ortaya çıktığı ve nasıl geliştiği konusunda bilgiler aktaran Prof. Dr. Kerem Cankoçak, konferans sırasında ‘‘Elma ağaçtan neden düşer’’? ‘‘Kütle çekimi nedir?, Neden vardır?’’, ‘‘Bilimin temel yasalarının çıkış kaynağı nedir?’’, ‘‘Simetri kırılması nedir, nasıl oluşur?’’, ‘‘Bilim ve felsefe arasındaki ilişki nedir?’’ gibi bir çok önemli konuya değindi.
Sunum sırasında, tüm teknolojik gelişmelerin öncelikle temel bilimsel araştırmalara dayandığını belirten Prof. Dr. Cankoçak, ‘‘Çevremizdeki her şey nerden meydana gelir? Neden varız? Evrenin bir başı ya da sonu var mıdır? Güneş nasıl parlar? gibi sorulara 4000 yıllık bir geçmişi olan bilimin cevap verdiğini öğrencilerle tartıştı.
Bu soruların cevaplarının daha sonra teknolojik gelişmeler olarak karşımıza çıktığı, Röntgen’in X-ışınlarından evlerimizdeki televizyonlara kadar bütün cihazların CERN benzeri laboratuarlarda çalışan bilim insanlarının evreni anlama çabası sayesinde keşfedildiği ve bilimsel merakın nasıl teknolojilere dönüştüğü anlatıldı.
Bilim ve Felsefe Arasındaki İlişki Konuşuldu…
Prof. Dr. Kerem Cankoçak konuşmasının devamında, bilim ve felsefenin neden-niçin sorularının cevabının hiç bir zaman tam olarak verilemeyeceğini, fizik yasalarına dayanmayan bir felsefenin sadece idealist bir felsefe olarak ayakları yere basmayan bir spekülasyon düzeyinde kalacağını ifade etti.
Bu bağlamda felsefe ile bilimin farkının sordukları sorularda ya da aradıkları cevaplarda olmadığı şeklindeki çıkarımlardan söz eden Prof. Dr. Cankoçak, 18. yüzyıla gelene kadar entelektüellerin kendi zamanlarındaki bilimsel gelişmelere yabancı olmadıklarını, daha sonra ise felsefenin temel bilimden ayrıldığı ve temel bilimlerin fizik, kimya, biyoloji olarak birbirlerinden koptuğundan söz etti.
Daha sonraki yüzyıllarda her bir alanın içinde de pek çok farklı uzmanlık alanlarının ortaya çıkmaya başladığını anlatan Prof. Dr. Cankoçak, günümüzde artık bu uzmanlık alanlarının çok fazla olduğunu, bir bilim insanının kendi alanı dışında başka alanları takip edemez hale geldiğini belirtti.