[caption id="attachment_24474" align="alignleft" width="100"] OSHAN SABIRLI[/caption] Önümüzdeki günlerde sanıyorum gazeteyi kapayıp mahkemenin yolunu tutacağız. Üstelik, cümbür cemaat, tüm ekip şeklinde. İlk kez yaptığımız bir haberden dolayı mahkemeye verildik. Üstelik sayfacılar dışında, eksiksiz, neredeyse tüm Detay ailesi olarak dava edilmiş olmanın enteresan şaşkınlığını yaşıyoruz. DAÜ’de işçilerin haklarını ve rahatsızlıklarını savunduğumuz için hakkımızda zem ve kadih davası açıldı. Üstelik davalıların listesi bir hayli kabarık. Öncelikle zem ve kadih ne demek hemen bunu araştırmaya koyuldum. İngiltere hukukuna göre defamation diye tanımlanıyor.. Ülkemiz yasaları “fasıl 148”haksız fiiller yasası tahtında inceleniyor... Demiştim ya davalı listesi oldukça kabarık diye, hem Detay Medya Grubu şirket olarak, hem ben şahsen ve/veya Gazete Genel Yayın Yönetmeni olarak, hem Taner Ulutaş şahsen ve/veya Detay Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür sıfatıyla, Erkut Yılmabaşar, Mehmet Eş, Oya Gürel ve Rana Sarro da davalılar olarak mahkemeye verilenler arasında. Üstelik bize röportaj veren Doğu Akdeniz Üniversitesi Birlik ve Dayanışma Sendikası (DAÜ Bir-Sen) Eş Başkanları Kazım Hakverdi’de bizimle beraber dava edildi. Dava sonucunda, bizden 100 bin TL üzerinde bir tazminat isteniyor. 4 Haziran 2014, Cuma günü, gazetenin manşetinde “DAÜ’de Köle Pazarı” başlığı altında DAÜ’de farklı alanlarda hizmet veren işçilerin içinde bulunduğu durma dikkat çektik. Bu haber için hem işçiler ile hem de üniversitenin önde gelen sendikalarından DAÜ-BİR-SEN ile de görüştük. Yayınımızın ardından haber büyük yankı uyandırdı. Birçok kesim bu haberden oldukça rahatsız oldu. Hatta DAÜ Rektörü Prof.Dr.Abdullah Öztoprak’ın gazetemize yaptığı ziyarette de bu konu üzerine konuştuk. Şimdi mahkemenin yolunu tutmaya hazırlanıyoruz. Detay Medya Grubu olarak, etik değerlere her zaman bağlı kalmayı ilke edindik. Haberin yayınlanması sonucu, bugün bizi dava eden şirketin yetkilisi, beni telefonla arayıp rahatsızlığını bildirmişti. O görüşme sonrasında muhabirimiz Rana Sarro’nun kendisini arayacağını, haberde yanlış olduğunu düşündüğü noktaların kendi ifadesi ile yeni bir haberle okuyuculara aktarılacağını belirtmiştim. Sevgili Rana, bu görüşmenin hemen ardından bu şirket yetkilisini arayıp kendi yorumlarını almak istedi, ancak şirket yetkilisi telefonda bilgi vermek istemedi, ofisimize gelmeyeceğini söyledi. Tehditlerini Rana’ya da aktarırken, yazılı bir tekzipte göndermedi. Şimdi 6’sı Detay’dan olmak üzere toplam 7 kişi, işçinin ve emekçinin haklarını savunduğu için mahkemenin yolunu tutacak. Adam öldürmedik, banka soymadık, rüşvet yemedik, taciz, tecavüz ve benzeri suçlar işlemedik. Biz gazetecilik yaptık. Biz hak gazeteciliği yapacağız demiştik. Hak gazeteciliği yapmaya devam ediyoruz. Medya Etik Kurulu tarafından henüz hiçbir haberimiz eleştirilmedi. Bu yaşananlar ve bu dava doğru yolda olduğumuzun göstergesi değil de nedir? Teşekkürler güzel ülkem. Sizin için haber yapmaya devam edeceğiz.
Göze ÇARPANLAR Sayın Mehmet Ali Talat, CTP’nin sizi resmen gözden çıkardığını görüyoruz. Şimdi CTP bayrağı altında yarışa girme düşüncenizin olup olmadığı merak ediliyor. Aday olmamanız durumunda, CTP’nin içindeki sizin dostlarınızın, CTP’ye alternatif bağımsız aday çıkarma eğiliminde olduğunu öğrendik. Eski partiniz anlaşılan daha çok karışacak. Sayın Raziye Kocaismail, Lefkoşa’da onkoloji merkezinin en sonunda hayata geçirilmesi bizi oldukça sevindirdi. Ülkemizdeki kanser hastaları için çok önemli bir şans olan bu merkezde, 56 yatak kapasitesi olması umarız en azından başlangıç olarak sizi mutlu etmiştir. Sayın Ulaş Barış, Mandıra Times bizi oldukça eğlendiriyor. Üstelik haberlerinizin gazeteciler arasında büyük paniğe neden olduğunu da belirtmemiz gerek. Ülkede bu kadar çok sorun ve kötü haberler varken bir mizah gazetesinin veya dergisinin en arken zamanda çıkması şart oldu. Sayın İsmail Arter, toparlanma sürecini biraz uzun tutmanıza kaşın yavaş yavaş taşları yerine oturtmaya başlamışsınız. Mağusa Hendeği Projesi’nin ne şekilde tamamlanacağını biz de çok merak ediyoruz. Ancak en büyük desteğimizin Laguna projesi için olduğunu belirtmekte fayda görüyoruz. Sevgili Tayfun Çağra, ‘Köylerimiz ve İnsanları’ isimli kitap bizi de heyecanlandırdı. ‘Başlangıç’ kitabı sonrasında son kitaba hangi arada fırsat bulup yazdığınızı oldukça merak ediyoruz. Tez zamanda imzalı olarak kitabınızı okumak arzusundayız. Sevgili Niyazi Kızılyürek, bir zamanlar sizin sesiniz ile ve sizin gitar çalışınızla dinlediğimiz “İki parça can” isimli Fikret Kızılok şarkısı şüphesiz Kıbrıs tarihini en iyi anlatan şarkı olarak tanımlanabilir. Akademisyenliğin ve yazarlığın yanı kültür sanatın birçok alanındaki yeteneklerinizi daha sık görmeyi diliyoruz. Yeni kitabınız hayırlı olsun. Sayın İlkay Diren, RTÜK başkanının ülkemize gelmesi radyo ve televizyon temsilcilerini biraz korkuttu. Türkiye medyasında çok iyi ünü olmayan RTÜK’ün sizi de kendisine benzetmesinden endişe duyuluyor. Ü kemize ulaşan Türkiye yayınlarının reklamları konusunu da masaya yatırmanızı ve haksız kazançlara son verilmesi yönünde girişim başlatılmasını bekliyoruz.
ESKİ FOTOĞRAFLAR Lefkoşa’nın eski çınarları bir bir göçerken, eski yüzlerin, eski simaların yeni nesillere aktarılamaması üzüyor. Resimde, Asaf Bağdadi, Ahmet Becerikli, Ahmet Altıparmak, vay be dedirtircesine müzik yapıyor.
DİKKAT ÇEKEN Eski arşivlere bakarken bu fotoğraf karşıma çıktı. Adeta kimler geldi kimler geçti dedirtiyor. Rauf Denktaş, resimde de eksikliğini ciddi şekilde hissettiriyor. Alvaro de Soto, Serdar Denktaş,Tassos Papadopoulos, Costas Karamanlis, Kofi Annan, Recep Tayyip Erdogan, Günter Verheugen, Mehmet Ali Talat, Abdullah Gül, 31 Mart 2014 tarihinde, yani referandum öncesinde objektiflere poz verdi. De Soto, Denktaş samimiyeti, Talat’In kiloları, Papadopulos’un hayatta olması, Erdoğan’ın ciddiyeti enteresan şekilde fotoğraf karesine yansımış.