İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Trabzon'daki bayramlaşma programındaki konuşmasında, "Milletin aklı bu millete yeter ama bir kişinin aklı anca kendine yeter" dedi. "Sizinle bir sözleşme yapalım" diye kalabalığa seslenen İmamoğlu, "Her şey çok güzel olacak" ifadesini kullandı.
İmamoğlu'nun konuşmasından başlıklar şöyle:
"Bu güzel en büyük sorunu karalamak oldu. Bir belediye başkanı da vatandaşı ayıramaz. Memleketi yönetenler de vatandaşı ayıramaz.
Hiçbir evladımızın hakkın yedirtmeyeceğiz. İstanbul’da insan ayırmadan hizmet ediyoruz, hizmet etmeye devam edeceğiz.
Önümüzde zor bir süreç var, bir yıl dişimizi sıkacağız, hep beraber mücadele vereceğiz. Aynen. İstanbul’da olduğu gibi.
Ne yaptık, beni partim İstanbul’a aday gösterdi. Buna vesile olan Genel Başkanım Kemal Kılıçdaroğlu’na minnet duygularımı iletmek istiyorum. Bayramın birinci günü kendisini aradım, tebrik ettim. ‘Trabzonlu hemşehrilerine kocaman selamlarımı söyle’ dedi. Adaylaştıktan sonra dedi ki, ‘Biz bu işi ittifakla başarabiliriz’ Ne oldu? Millet İttifakı tesis edildi. İyi Parti, tereddütsüz destek oldu bu kardeşinize.
İyi Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener, bize kayıtsız şartsız, en zor anlarımızda en önde katkı sunarak destek oldu. Bayramın birinci günü kendilerini de aradım, bayramını tebrik ettim. Sayın Meral Akşener’in de sizlere selamlarını getirdim.
Hep birlikte kazandık. Ancak, yetmez dediler. Biz bu ittifakımızın adını İstanbul ittifakı koyalım dedim. Sağ olsun kabul ettiler. İstanbul İttifakı olarak yola çıktık. Ben AK Partilinin de MHP’linin de Saadet’in de oyunu aldım. Sonra o oylar sandığa atıldı ya oylar sandıkta karıştı. Kimin oyu belli mi değil. Ben zannediyorum ki
16 milyon İstanbullunun hepsi bana oy verdi.
Bu 1 yıllık süreçte olağanüstü bir adım atılmıştır. Başta az önce söylediğimi iki genel başkanımızın liderliğiyle beraber 6 siyasi parti ihtiyacımız olan, eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin, adaletin, hukukun, liyakatin var olması için bir mücadele sürecini başlattılar, çok kutsal bir masa. İlkeleri çok önemli, onların bu mücadelesine hep birlikte destek olmakla yükümlüyüz.
Bu kardeşiniz şimdi Trabzon’un bu meydanında hepinizin huzurunda söz veriyorum. Bu sürecin en çalışkan neferi olacağım. Bu siyasi birlikteliği büyütmeliyiz, hep beraber mücadele etmeliyiz.
Milletin aklıyla, toplumsal bütünlüğümüz, çağdaş geleceğimiz, birlik, beraberliğimiz, bayrağımız, cumhuriyetimiz, bize bu güzel emanet eden hepinizin ninesi, dedesi, gazi annesi, dedesi, Mustafa Kemal Atatürk için mücadele edeceğiz. Öyle yanlış işler oluyor ki, dış politika sürecindeki yanlış hamleler bugün milyonlarca mültecinin ülkemizdeki varlığına sebep oldu. Biz dua ediyoruz. Allahım hiç kimseyi vatansız bırakma, herkesi vatanında mutlu kıl. Yanlış dış politika süreçleri olmasaydı bugün bu duruma düşmezdik. Bu kadar olmazdı. Bu sorunu da biz çözeceğiz. İtibarlı dış politikayla çözeceğiz. Öyle bugün kötü, yarın iyi, işine geldi kapısına git, işine gelmedi düşman yap olmaz. İtibarlı dış politika, biz o terbiyeyi Atatürk’ten aldık.
Allah aşkına, şu Boztepe’ye dikilen viyadükler bu şehre yakıştı mı? O nedir ya! Biz doğduk doğalı Boztepe bizim şehrimizin manzarası değil midir? Ne işi var o kazıkların orada ne işi var? İçim yanıyor söylemek zorundayım.
O süreç sadece Türkiyemizi iyi yapmayacak aynı zamanda Trabzonumuza da kazandıracak.
Şimdi bir sözleşme yapalım. Ben geldim, bayramınızı kutladım, akşam da Yomra’nın açılışını yapacağım ve döneceğim. Allah şahit ki enerji doldum, zımba gibi dönüyorum İstanbul’a. Ama sözümüzü olarak buradan gideceğim.
Her şey çok güzel olacak. Oluyor, oluyor. Allah bu şehri korusun."