Ben söylediydim. Ben yazdıydım sözcüklerinden oldum olası nefret ederim. Ancak daha önce yazdıklarınızın bir bir gerçeğe dönüşmesi sonrasında lafa girmek için sanırım başka sözcük bulamazsınız. Bir süre önce Kıbrıs’ta adım adım çözüme gidiliyor. Türkiye bile garantörlüğünü sulandırdı ve bazı tavizler verdiğini dile getirmiştim. Kıbrıs’ta garantörün NATO olacağını, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığının bir anlaşma sonrasında kapatılacağını ve subaylarının kurulacak bir Polisiye gücü oluşturarak bunların NATO’ya bağlı bir güç olarak görev yapacaklarını belirtmiştim. Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığına bağlı bazı subayların da Yakın Doğu Üniversitesinde İngilizce ve Rumca dil eğitimi aldıklarını da dile getirmiştim. Sonuçta, garantörlük konusunda ısrarlı olmayan ve bunu sulandıran Türkiye’den sonra bir süre önce de Yunanistan garantör olmayacağını dile getirmişti. İngiltere’yi ziyaret eden Anastasiadis’e de dün İngiltere Başbakanı David Cameron biz Kıbrıs’ta garantör olamayacağız açıklamasında bulundu. Kısacası işin özü, İngiltere ve Yunanistan garantörlükten çekildikten sonra geriye bir tek Türkiye kaldı. Yani, işin Yannisi ve Nikolisi yok. NATO hafızam beni yanıltmıyorsa 2012 veya 2013 yılında yeni bir strateji belirledi. Bu strateji içerisinde Kıbrıs’ı da çok önemli bir ülke olarak nitelendirdi. Ortadoğu’da 5 ayrı bölge belirledi. Bu 5 önemli bölge içinde Kıbrıs en önemlilerinden birisi olarak belirlendi. İşte bu nedenle BM’nin Özel Danışmanı, NATO’da görev yapan ve Norveç Savunma Bakanlığını da bir süre önce ifa eden Eide Norveçli, Norveç eski Başbakanı NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg Norveçli ve Kıbrıs'taki Birleşmiş Milletler Barış Gücü - UNFICYP Komutanı Tümgeneral Kristin Lund Norveçli. Rusya, Suriye’de Özgür Suriye Ordusuna karşı savaşıyor. Tanksavar uçakları getiriyor. Yani ben Suriye’yi bir başka deyişle Esad’ı yalnız bırakmam diyor. Peki, Rusya’nın kol gezdiği Suriye Kıbrıs’a kaç Kilometre uzaklıkta dersiniz? Radikal İslam’ın kol gezdiği Ortadoğu’da, bu güçlere sürekli müdahale eden ABD ile İngiltere’den intikam almak isteyen bu güçlerin hedefinin İngiliz Üslerinin olmayacağını kim garanti edebilir ki? Şuanda Kıbrıs’ın etrafında 150 savaş gemisi cirit atıyor. Birbirlerinin bordolarına dokunurcasına dip dibe gezen bu savaş gemiler bu bölge önemli olmasaydı neden buralarda volta atıyor dersiniz?. Süveyş Kanalı genişletildi. İkincisi de açıldı. Bu nedenle Süveyş kanalının bölgede yaratacağı ticari yoğunluğu ve bölgedeki idaresinin ABD ve İsrail’in Rusya’nın kontrolüne bırakması düşünülebilir mi? Stratejik bir konuma sahip olan ve bölgeyi kontrol edebilecek bir konuma sahip olan Kıbrıs’ta ABD işte bu nedenle kavga ve patırtı istemiyor. Ve Kavga ve patırtı olmasın diye bir anlaşmanın biran önce yapılmasını istiyor. Birde buna Eski ipek yolunun yeniden canlandırılması söz konusu olurken gaz ve petrolü bıraktık, stratejik konumu itibarı ile ABD Kıbrıs’ı gözden çıkartabilir mi? Rusya’nın yeniden güçlenmesi ile dünya yeniden şekillendiriliyor. ABD bazı ülkelere ya bendensin yada değilsin diyor. Benden tarafsan benim ile birlikte hareket edecek ve birlikte yürüyeceksin. Benden değilsen benim karşımda bir başka deyişle düşmanım olacaksın diyor. İşte bu nedenle Kıbrıs’ın yolu çizildi. ABD bu nedenle Kıbrıs’ı yeniden dizayn ediyor. İşte bu nedenle Yunanistan ve İngiltere garantör değiliz diyor. Ve tabiki onlar ben garantör değilim derken topu pas olarak NATO’ya atıyor.