Birleşik Krallık ve denizaşırı bölgelerini kapsayan en kapsamlı araştırma olan State of the Nature (Doğanın Durumu) raporu, 10.000 memeli, bitki, böcek, kuş ve amfibinin yüzde 16'sının tehlike altında olduğunu ortaya çıkardı.
Bunlar arasında, Birleşik Krallık’ın yaban hayatının simgeleri sayılan kaplumbağa güvercini ve fındık faresi de var.
Hükümet, "doğanın gelişmesi için yaşam alanlarının sayısını artırmaya" kararlı olduğunu söyledi.
203 sayfalık rapor, yaban hayatı koruma grupları, devlet kurumları ve akademisyenlerin de aralarında bulunduğu 60’tan fazla kuruluş tarafından hazırlandı.
Onlarca yıl süren araştırmaların analizi, ürkütücü bir tablo çiziyor; doğal alanlar ve onlara bağlı olan yaban hayatı azalıyor.
Nesli Tükenmekte Olan Türler Vakfı'ndan Nida El Fulaij BBC’ye, "Bu raporun temel sonuçları çok endişe verici" dedi.
Raporda kullanılan binlerce çalışmanın Birleşik Krallık'taki yaban hayatının varlığını veya dağılımını nasıl incelediğini açıkladı.
'Karamsar bir görünüm'
Fulaij, "Mümkün olan yerlerde, türleri her yıl sayıyoruz" dedi.
"Bir bitki veya hayvan türünün ilerleyişini ölçmenin bir başka yolu da, bir alanı tekrar tekrar inceleyerek 'Tür burada mı, değil mi?' diye sormaktır."
1970'lerden bu yana izlenen bitki ve hayvanların sayısı ortalama yüzde 19 oranında azaldı.
Doğayı koruma alanında çalışan bilim insanları, bu eğilimin ülkenin yerli yaban hayatının büyük bir kısmı için kasvetli bir görünüme işaret ettiğini söylüyor.
Kraliyet Kuşları Koruma Derneği (RSPB) Genel Müdürü Beccy Speight, doğayı canlandırmanın iklim değişikliğiyle mücadeleye de yardımcı olacağını söylüyor.
Speight, "Toplum olarak doğa dostu kara ve deniz kullanımına doğru çok daha hızlı ilerlememiz gerekiyor" diyor.
"Aksi takdirde Birleşik Krallık'ın doğası ve daha geniş çevresi bozulmaya devam edecek ve bu da kendi yaşam tarzımız üzerinde büyük etkiler bırakacak.”
Bu eylem çağrılarına yanıt veren hükümet, 2030 yılına kadar arazinin yüzde 30'unu yaban hayatı için korumaya çalışacağını açıkladı.
Çevre Bakanı Therese Coffey, bu yılın başında en az 500.000 hektarlık yeni yaban hayatı yaşam alanının nasıl yaratılıp, korunacağını detaylandıran Çevresel İyileştirme Planı'nı yayınladı.
Hükümet ayrıca türleri hayatta tutmak için 40 milyon sterlinlik, ormanlık alan ve turbalıkların restorasyonu için de 750 milyon sterlinlik fon ayırdığını açıkladı.
RSPB Doğayı Koruma Bilimi Başkanı Profesör Richard Gregory, BBC’ye hükümetin hedefine ulaşabilmek için daha fazlasına ihtiyacı olduğunu söyleyerek, “Birleşik Krallık'ta doğayı kurtarmak için önümüzde bulunan görev büyük ve karmaşık; sistemleri değiştirmek ve çöküşün itici güçleriyle mücadele etmek için gerçekten gereken milyonlarca değil milyarlarca sterlinden bahsediyoruz” dedi ve şöyle devam etti:
“Bu yatırım gelecekteki büyük maliyetlerden ve zamandan tasarruf sağlayacaktır."
Raporda şu bilgilere de yer veriliyor:
- Birleşik Krallık’taki neredeyse 1500 yerli bitki ve hayvan türü artık yok olma tehlikesiyle karşı karşıya
- Ağaçlık alanlar, sulak alanlar ve yabani çiçek arazileri de dahil olmak üzere Birleşik Krallık doğası için önemli yaşam alanlarının çoğu kötü durumda
- Birleşik Krallık topraklarının yalnızca yüzde 11'i koruma alanları içerisinde, ve bunların tümü doğa ve yaban hayatı açısından iyi yönetilmemekte
- Balıkçılık malzemelerinin neden olduğu hasar nedeniyle Birleşik Krallık çevresindeki deniz tabanları "iyi durumda değiil.
İngiltere’nin kuzeyinde Nic ve Paul Renison, doğaya daha fazla alan yaratmak için çiftçilik yapma biçimlerini değiştirdiler; 400 dönümlük arazilerini küçük otlaklara böldüler ve ineklerini her gün başka bir otlağa götürüyorlar.
Nic, "Buradaki amaç inekleri her gün farklı bir otlağa götürüp, meraların iyileşmesi için 60 gün nefes almasını sağlamak" dedi.
Woodland Trust'ın yardımıyla, çiftlikleri boyunca “yaban hayatı koridorları" oluşturmak için çitler de diktiler.
Paul, "Ne kadar çok uğraşırsanız, doğa o kadar sizi kendine çeker, bağımlılık yaratır" dedi.
Yakın zamanda yapılan bir araştırma, Birleşik Krallık'ta yaşayan beş baykuş türünün artık Renison çiftliğinde bulunabildiğini ve 50 farklı kuş türünün burada ürediğini ortaya çıkardı.
Rapor, yaşam alanlarını yeniden canlandırmaya ve türleri korumaya yönelik ortak bilinçli çabaların işe yaradığını da ortaya çıkardı.