Hava sıcaktı. Vatandaşlar akın akın İnönü Meydanı’na geliyordu. Üstelik adanın dört bir yanından yola çıkılmıştı. Meydanda binler vardı. İnönü Meydanı’na gelen yüzlerin tümü mutluydu. Yıllardır İnönü meydanını böylesi hareketli, böylesi inançlı, böylesi mutlu görmemiştim. Birbirinden renkli pankartlar taşınıyordu. Elye Cumhuriyeti’nden mi istersiniz pankartları yoksa Akıncılardan mı? Avrupa Birliği bayrakları vardı, hatta hem Türkçe hem de Rumca yazılarla “Barış, Hemen, Şimdi” yazıları… Devrim dün sandıkta, gece de İnönü’de başladı. Çok uzun zamandır görmediğim Kıbrıslı Rum gazeteci arkadaşları gördün dün. Aslında meydana gelen bu insanların ayak sesleri, ülkede barışa, çözüme ve yeni bir döneme olan ihtiyacın ayak sesleriydi. Yeni Cumhurbaşkanı dün gece herkesi kucakladı. Eroğlu’nu yuhalamak isteyenleri durdurdu. Akıncı net konuştu ve “ben Eroğlu’na da oy verenleri, tüm halkın Cumhurbaşkanıyım” dedi. Oldukça netti. Dün Rum toplumu lideri Nikos Anastasiades ve BM Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’de Akıncı’yı arayanlar arasındaydı. Aslında süreç ve diyalog oldukça netti. Müzakereler yeniden başlıyor hem de çok daha hızlı. Biraz yorgun, tertemiz bir güne ilerlemenin huzurundayım. Oysa geçtiğimiz Pazar gününden bu yana gergin bir hafta geçirdim. Kimin kazanacağından çok, toplumsal kargaşa beni gerdi bu süreçte. Yalan, iftira, çirkef derken, küçük siyasi çıkarlar, “bir dolu bir boş” şeklinde oy satın alınacağı yorumları, internet üzerinden organize şekilde saldırılar ve daha bir çok şey geride kaldı. Bugün yeni bir sayfa açılıyor. Derviş Eroğlu ile bir dönem kapanırken Mustafa Akıncı ile yeni bir merhaba zamanı. Artık geleceğe bir zeytin fidanı diktik. Zeytin gibi köy salmak adına, Geleceğe yeni umutlar yeşertmek adına, Çocuklarımıza daha güzel bir ada bırakmak adına… Yeniden barışa merhaba…