Son yazılarım hep sağlık sistemi üzerine çünkü sağlıktan ötesi teferruat.
Evet sağlık konusundaki sorunları yazma gereği duyuyorum çünkü sağlık konusuna önem vermeyen zihniyetlerin de politikalarında sağlıklı olmadığı kanaatindeyim.
Eğer bizi idare ettiğini savunanların politikaları sağlıklı olsaydı Dr Burhan Nalbantoğlu devlet hastanesindeki hastalar soğuktan titriyor olur muydu?
Lefkoşa Devlet Hastanesi’ndeki Ayaktan Tanı Merkezi’nin klimaları 2 haftadır çalışmıyor.
Bu merkezin giriş-çıkış kapıları da, arızalı ve 24 saat açık kalıyor.
Koskoca bir hükümetin (!) klimaları ve bir kapıyı yaptırması bu kadar mı zor?
Eğer ki ülke yönettiğini iddia edenler bu kadar basit bir soruna çözüm üretemiyorlarsa ülkenin daha büyük sorunlarına nasıl çözüm üretecekler?
Soğuktan etkilenen sadece Ayakta Tanı merkezindeki hastalar da değil aynı zamanda Kardiyoloji, Göğüs ve Dişçilik polikliniklerinin yanı sıra, EKO, EFOR, HOLTER ve ENDOSKOPİ odalarıyla, küçük müdahale üniteleri de etkileniyor.
Dolayısıyla özellikle kalp hastaları büyük bir risk altında.
Bir kapıya çözüm bulmak bu kadar mı zor?
Ama ne yazık ki mesele çözüm bulamamak değil.
Samimiyetsizlik ve sorumsuzluk.
İnsanların hayatının önemsenmediğinin en büyük örneği .
Tamam hastanedeki tüm araç gereçler hatta ve hatta ameliyathane gibi hayati önem taşıyan birimdeki aletler adeta bizi çöplüğe atın artık diye yalvarıyor insana ve diyelim ki bunları düzeltmek büyük iş.
Gerçi düzeltmenin o kadar da büyük bir iş olduğunu düşünmüyorum ama velev ki öyle.
Bu durumu anladık ve kabul ettik diyelim, peki ya bir kapı?
Bir kapıyı tamir etmek bu kadar mı zor?
Hayır söyleseler bir hayır sahibi tamirci gelip onarırdı.
Ama mesele o değil zaten.
Mesele zihniyet ve sorumsuzluk.
Düşüne biliyor musunuz, vatandaş gidip Başbakana durumu anlatıp şikayet ediyor, başbakan Ersin Tatar’ın cevabı:
“Sağlık Bakanı gelecek, ona anlatın” oluyor.
İyi de siz kimsiniz?
Siz bu hükümetin dolayısıyla da bakanların başı değil misiniz?
Neden hemen gerekli talimatları verip olayı çözmüyorsunuz?
Bu yaptığınız bir ast- üst ilişkisiyle kendini beğenmişlik yani ego patlaması mı yoksa insanlara ve sağlığa vermediğiniz önem mi?
Hava zaten soğuk ve bir çok insan hasta olduğu için hastaneye geliyor.
Hadi sorumsuzluklarınızla hastanelere yeterli sağlık elemanı almıyorsunuz, gerekli araç gereci almıyorsunuz, hijyen sağlamıyorsunuz, sağlık koşullarını düzeltmiyorsunuz, bir kapıyı dahi yaptırmayarak insanları daha fazla hasta etmeye ne hakkınız var.
Sorun üzerine sorun ekleyerek mi yöneteceksiniz bu ülkeyi?
Bir çocuğun vefalı ve doğru yetişmiş olduğunu yani insanlara faydalı olup olmayacağını anasına- babasına yani atasına gösterdiği değerle anlarsınız.
Bir ülkeyi yönetenlerin yeterliliğini ve zihniyetini de halkını önemseyip önemsemediği ile.
Halkının sağlığını bile önemsemeyenlerden ülke adına ne beklenebilir ki?
Ne yazık ki bizim bu durumlara düşmemizin asıl sebebi bu işte.
Bize değer vermeyenleri sırf partimiz adına ya da tanıdık, eş , dost olduğu için desteklemek.
Ancak yapılan yanlışlar, bizim desteklediklerimiz tarafından yapılınca doğru olmuyor.
Yanlış yanlıştır.
Elbette ki dilemiyorum ama bu günkü sağlık koşullarından dolayı biri hayatını kaybetse, tek suçlusu bu koşulları yaratan ve çözmeyen siyasiler midir, yoksa onların yanlışlarına göz yuman bizler de bu suça ortak mıyız?
İnsan olmak sadece “ahlarla”, “vahlarla” üzülüp ancak yine de yanlış yapanları desteklemek midir, yoksa yanlışı yapan kim olursa olsun samimiyetle doğruları savunup, yanlış yapanları yanlış yapmaktan vaz geçirmek midir?
Bu konuda kim ne düşünür bilmem ama bence insanlık vicdanın adaletidir.
İnsanın sevdiklerine ve desteklediklerine yapabileceği en büyük iyilik de yanlışlarını yok saymayıp, doğru davranışları öğretmektir.