İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanları Birliği (İSG-BİR), dün Gazimağusa Sanayi Bölgesindeki bir işyerinde meydana gelen iş kazasında 33 yaşında bir çalışanın elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetmesinin üzüntüyle karşılandığını belirtti.
İSG-BİR Başkanı Güvenç Yüksel, Birlik olarak bugüne kadar ısrarla ve önemle üzerinde durulan risk değerlendirme raporunun ve rapor gereği alınması gereken önlemlerin, çalışanlara verilmesi gereken eğitimlerin, talimatların ve bilgilendirmelerin ne kadar hayati önem arz ettiğini bir kez daha çok acı bir kayıpla görüldüğünü ifade etti.
Ülkede gerek çalışanların, gerek işverenlerin gerekse devletin, işyerlerindeki çalışma koşullarına ilişkin çok ciddi güvenlik tedbirleri almasının zamanının çoktan geldiğini ifade eden Yüksel, ancak bu üç aktörün de yetersiz seviyede girişimde bulunmasının korkunç sonuçlarıyla sürekli yüzleşmek zorunda kalındığını belirtti.
Yüksel yazılı açıklamasında “Denetimler sürekli ve planlı değil ancak kazalardan sonra ve veya ihbar üzerine yapılmaktadır” ifadelerine yer verdi.
“EĞİTİME ÖNEM VERİLMELİ”
Eğitim konusuna önem verilmesi gerektiğini de kaydeden Yüksel, firma ve çalışanların inisiyatifine bırakmadan tüzüklerin hazırlanmasında işverenin çalışanın yapacağı iş ve işyerine özgü riskler ile korunma tedbirlerini içeren konularda öncelikli olarak çalışanların eğitilmesini sağlamasının yasal olarak düzenlenmesi gerektiğini ifade etti. Yüksel, şöyle devam etti:
“Çalışanlarda, tehlike sınıfına göre davranış değişikliği yaratacak, risklerin farkına varabileceği eğitimlerin verilmesi gerekmektedir.
“KURALCI YAKLAŞIM YERİNE ÖNLEYİCİ YAKLAŞIM ESAS ALINMALI”
Bu konuda Devlet tarafından kuralcı yaklaşım yerine önleyici yaklaşım esas alınmalıdır. En etkili önleyici yaklaşım çalışanların eğitilmesidir. Çalışanları korumak, eğitmek ve kazaları önlemek, kaza sonucu ortaya çıkan zararları tazmin etmekten daha kolay, ucuz ve insancıldır.
Çalışanlar ve işverenler ise bu çerçevede devleti beklemeden kendi iş sağlıkları, işletme ve can güvenlikleri için gerekli önlemleri almalı, İSG uzmanlarının desteği ile işyerlerinde tehlikeleri analiz etmeli ve risk değerlendirme raporu hazırlamalı ve çalışanları eğitmelidirler.
Ülkemizde ne yazık ki tehlikeli iş kollarında özel çalışma koşulları ve meslek hastalıklarına ilişkin hiçbir şart, koşul ve sağlık raporu aranmamaktadır, hiçbir tedbir de alınmamaktadır. Risk değerlendirme ve kontrol çalışmalarından beklenen olumlu gelişmenin sağlanabilmesi için bunların katılımcı bir yaklaşımla hazırlanması gereklidir. Yönetim ve iş gücünün katılımı ile, tehlike ve risklerin ortak algılama ile belirlendiği, çalışmanın gerekli ve işe yarar olduğu, istenmeyen durumları önlemede başarılı olunacağı fikri herkes tarafından kabul edilir hale gelebilecektir.
Çok basit tedbirler, basit talimatlar, kontrol ve denetimlerle bu ve diğer elim kazaların önüne geçmek mümkündür, şöyle ki iş kazalarının %98’i önlenebilir kazalardır ve olayın en vahim tarafı da bu acı gerçektir.”