KKTC’de özellikle son yıllarda meydana gelen Trafik Kazaları milli servetin yok olmasının yanısıra insanların yaralanmasına ve ölümlerine de neden oluyor. Ülke genelinde meydana gelen trafik kazalarının birçoğu ölümle sonuçlanırken, kazalara neden olan sebeplerin azaltılmasına çalışılacağına, kazalara davetiye çıkartan uygulamaların hayata geçirilmesine çalışılıyor. Anayollar dâhil birçok yolların affedici olmaması ve sürücünün yaptığı bir hata sonrasında kazalara sebebiyet vermesinin, yanısıra yol kenarlarına konulan ışıklı ve ışıksız tabelaların sürücünün dikkatini dağıtması kazalara neden oluyor. TÜRKİYE İLE BİZİM DIŞIMIZDA ÜLKE YOK Avrupa’nın birçok ülkesinde Motor Way ve trafiğin yükünü çeken Anayollara bırakın ışıklı ışıksız reklam panoları konmazken bizde birçok Anayola yasaların uygun görmediği yerlere konulan ışıklı ve ışıksız tabelalar sürücüleri zor durumda bırakıyor. Hükümet yetkililerin yasalarda düzenlemeye gitmemesi ve kontrol mekanizmasının kimde olduğunu açıkça belirtmemesi karmaşa yaşanmasına sebep oluyor. TABELALAR TEHLİKE SAÇIYOR Girne – Lapta Anayolu üzerinde Alsancak bölgesindeki çember üzerine, bir İranlı iş adamının istemiz sonrasında Alsancak Belediyesinin izni ile konulamaya çalışılan ışıklı tabelalar çember üzerine ve yolun hemen kenarına konulacağı için sürücülere büyük tehlike yaratacağı ileri sürülüyor. ŞEHİR MERKEZLERİNDE DE VAR Şehir merkezlerinde birçok şirket tarafından konulan ışıklı tabelalar sürücülere zor anlar yaşatırken levhaların yasalar çerçevesinde düzenlenmesini sağlayan tüzüklerin tadil edilmemesi isteyenin istediği yere tabela koymasına neden oluyor. AS TV’de yayınlanan Akşam Üzeri programında masaya yatırılan ışıklı ve ışıksız tabelalara tepki yağarken birçok vatandaş gönderdiği mesajlarda yaşadıkları sıkıntıları dile getirdi. VATANDAŞ NE DİYOR? Hüseyin Çamur gönderdiği mesajda şimdi bu Led pano reklamlarının trafiği ne kadar olumsuz etkilediği ve çok büyük trafik kazalarına ve insan hayatının tehlikeye neden olduğu hepimizin bilgisindedir. Kaymakamı dinledim ve üzüldüm. Bu işin bilimsel tarafını ben size söyleyim. Bu panoların derhal sökülmesidir dedi. ismimi vermek istemiyorum taner bey ama lütfen Girne bölgesinde Rocks Hotelin koymuş olduğu büyük televizyon led ışıklı plazma geçen gün bir sürücü yoldan geçen çocukları basıyordu. Lütfen yetkililer bu konuya el atsın aksi takdirde birileri allah korusun ölecek ifadesinde bulundu. Mustafa Sarpten Taner abi cok guzel bir konu Alaykoy yolunda olan gece kulüp tabelaları cok kotü çünkü yol aydınlatmaları yanmadığından sürücüye çok etki yapar. Pembe Gürçağlar Taner abi selam, Dereboyuna dönülen yolda da Telsimin reklam panosu var plazma ondan çıkan ışıklar gece sürücünün dikkatini dağıtır ve kazaya sebebiyet verir. Yasa ne diyor ‘Reklamlar ve Teşhir Denetim Yasası Fasıl 50 altında hazırlanan Tüzük 8/1 tahtında 3 madde iskân edilmemiş bölgelerde reklam tabelaları 30 ayak iskân edilmiş bölgelerde 15 ayak içeride olmalı kavşaklarda ise 250 metre geride der. Ayırca belediyeler için Belediye Meclisi üyeleri yeri ve parayı belirler açıklamasına karşın tüzükte yetkili kimin olduğunu açıklamaz ***** Sahibine Mesajlar Sayın Ahmet Sennaroğlu elde yalın kılıç Fatihin Fedaisi Malkoçoğlu gibi savaşarak The Pine View Sosyal Tesislerinin eteklerine kadar geldin. Fatih Sultan Mehmet’e sen bu İstanbul’u zapt edemezsin dediler. İstanbul’u alarak bir çağı kapatarak yeni bir çağ açtı. Sana da devler ile güreşme ezilirsin dediler. Sen sanal görüntüye kanmayıp aslında dev gibi görünenlerin birer gölge olduğunu herkese gösterttin. Ha gayret kalenin düşmesi için bir hissalık işi kaldı. Sevgili Ahmet bağ çapa, tarla sapan ister. Sen de bu işin ustası olduğuna göre kar taneleri gibi birbirine zarar vermeden de yol almanın mümkün olduğunu bilmeyenlerin üstüne bir ‘ÇIĞ’ gibi düştün. Gazan mübarek olsun ** Sayın Ayşe Kurt, sana baskı yaparak yalan beyanda bulundurdular. Eşin Adem Kurt eşimin üzerine yürüdüler açıklamasında bulundu ancak onu bile nerdeyse yalancılık ile suçladılar. Biz ilaçları kesinceler böyle olmaz bu insanlığa sığmaz dedik. Yalancısınız dediler. Özgürlüğünü kısıtladılar kızı odasından dışarı çıkartmazlar özgürlüğü yalnız mahkeme kaldırabilir dedik. Aldırmadılar. Sonuçta Polis gelerek seni kurtardı ve biz doğrucu onlar yalancı çıktı. Kimin yalancı olduğu da ortaya çıktı. Sayın Ayşe Kurt hastayı bal alacak arı gibi görenler arının kuyruğunda iğnesinin de olduğunu nihayet gördüler. ** Sayın Barbaros Savaşçı, YDÜ hastanesi tarafından hastanede rehin tutulan Ayşe Kurt’un esirlik ve esaretten kurtulmasını sağladınız. Kendini bu ülkede her şeyin üstünde görenlere, hukuk denince guguk sananlara onların da üstünde bir gücün yani kanunun olduğunu gösterttiniz. Ünlü düşünür Demekritos aklın üç işareti vardır; İyi düşünmek, iyi söylemek, iyi yapmak der. Ayşe için iyi düşünerek hareket ettiniz. Efendiler burada kanunun sözü geçer diyerek iyi söylediniz. Ayşe’yi esirlikten kurtararak da iyi yaptınız. Dolayısıyla Polisin prestijini yükselttiniz. ** Sayın Bektaş Cangil, öncelikle size sayın dediğim için tüm insanlardan özür dilerim. Prenses isimli zavallı bir hayvanı av tüfeği vurmanın size ne kazandırdığını bilmiyorum. Sanırım bir canlıyı öldürmek ile egonuzu tatmin ettiniz. İnsanları seven bir canlıyı insan demekte zorlandığımız birisinin öldürmesi sanırım insanlık adına büyük utançtır. Düşünmeden helaya oturan, çömeldiği yerden taş toplar. Sanırım şimdi sizde başınızda polis çömeldiğiniz yerde taş toplamaya başlayacaksınız. ** Sayın Deniz Deniz benim iki küçük kopeğim var. Onlara bir şey olursa ben ne yaparım düşünemem bile onları canımdan çok seviyorum dedin. Ve bu bir cinayettir, hayvanları sevmeyen insanları asla sevemez, bu katil yargılanmalı açıklamasında bulundun. Tabi bu açıklamayı insanlar için yaptın. İnsan görüntüsünde insanlara ve diğer canlılara bakarken onları öldürülecek birer asalak gibi görenler için değil sanırım. Sevgili Deniz, bakmakla öğrenilseydi köpek kasap, trene bakan öküz de makinist olurdu. ** Sayın İsmail Beyoğlu, İskele Balıkçıları Kooperatifi Başkanı olarak kıyıda ağlar ile balık avlayan devlet memurlarının yarattığı bu sorumsuzluğa ne diyorsun? Ekmeğinize kan doğrayan bu çevre katilleri küçük balıkları bile avlayarak denizi ‘Kalahari’ çölünden beter yapmak için kolları sıvamış durumda. İskele Balıkçı barınağı ise ‘Bubi’ tuzakları ile dolu. Peki, şu denizlerden sorumlu birim olan su ürünleri yetkilileri nerelerde dersiniz? Sizden esirgedikleri şu İskele Balıkçı barınağı size verilmesi gerekmez mi? Ekmeğini çöpten çıkarana iğrenerek bakan halkım, para için soyunana alkış tutuyorsa, avuç içi kadar b alığı tutanlara ve sizin gibi denizi korumaya çalışanlara da boş boş bakması normaldir. ** Osman Erçiner, Büyükkonuk beldesindeki tesislere atıfta bulunarak herhangi bir belediye başkanı ve/veya bakan, kendi yasal yetkisi ve Sorumluluğu uhdesinde bulunmayan konularda yetki kullanamaz... Eğer, kullanır ise yetki aşımına veya yetki tecavüzü anlamına gelmektedir ki bu da idare hukukunda suç anlamına gelmekte ve cezası olmaktadır. Ayrıca, bakanlar kurulu da kendi yetkisinde bulunan konularda karar üretebilir... Bu hususta, hiçbir şekilde yetkiye sahip değildi... Bakan, Bakanlar Kurulu kararı ürettirerek, sorumluluktan kaçmayı ve yasal zemin hazırlamayı amaç etmiştir. Bakan, bakanlar Kurulu'ndaki değir Bakanları karar üretme notasında kötü kullanılmıştır dedin de bu dediklerinin aksini yapanlara uygulanan cezayı söylemedin. Sevgili Osman atalarımız balçığı duvara vur, tutarsa da hoş, tutmazsa da hoş demiş. Maşallah balçık duvarda olanca haşmetiyle duruyor. [caption id="attachment_49365" align="alignleft" width="650"] Günün Fotoğrafı[/caption]