BURSA - Vedat Yücebaş İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB) Genel Koordinatörü Cihangir İşbilir, internette 100 milyon kişi tarafından paylaşılan "Rabia işareti"nin basit gibi görülebileceğini ancak İslam dünyasının kendi özünden çıkan bu hareketin bile Müslüman coğrafyasında yaşayanların tüm dünyaya "Artık benim de söyleyecek sözüm var" demesinin bir başlangıcı olduğunu söyledi. İşbilir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Rabia sembolünün, son günlerde tüm dünyada çok hızlı yayıldığını ve benimsendiğini, sosyal medyada, internetteki diğer platformlarda 100 milyon kişi tarafından paylaşıldığını söyledi. Ekonomik ve siyasi bakımdan ciddi sorunlar yaşayan İslam dünyasının, son 20 yıldır "kendini keşfetme" sürecinde bulunduğunu belirten İşbilir, bu arayış ve kalkınma hamlesi çerçevesinde Tunus'ta 3 yıl önce başlayan "Arap Uyanışı", "Arap Devrimi" veya "Arap Baharı" olarak adlandırılan hareketin, diğer bazı Arap ülkelerine yayıldığını hatırlattı. Kimi İslam ülkelerinin on yıllardır diktatör rejimler tarafından yönetildiğini, çoğulcu, demokratik, insan haklarına saygılı, şeffaf, hesap verebilir yönetimlerin bu bölgelerde fazla yer almadığını vurgulayan İşbilir, şöyle devam etti: "İzzetine, onuruna düşkün olan Arap halkları, Müslüman halklar, yönetimlerini meşrulaştırmak, onurlu, refahlı bir hayat sürmek için ayağa kalktı. Bu ayağa kalkışı, devrimleri, dönüşümü engellemek için gerek bazı Batılı odaklar gerekse bunların yerel uzantıları, yani eski rejimlerin kalıntıları, İslam dünyasındaki çıkarlarının zedelendiğini gördükleri için bu uyanışı ittifakla boğmak, devrimleri geri çevirmek istedi. Amaç; Suriye duvarına gelip duran Arap dalgası henüz neticelenmemişken Mısır'daki devrimi duraklamaya uğratıp aslında tüm devrimleri boğmaktı. Bu, beklenmedik bir şeyle karşılaştı. Mısırlıların olağanüstü direnişi ve İslam dünyasındaki halkların, toplumların fevkalade bir şuur uyanıklığıyla ve bir nevi dirilişiyle beklenmedik bir harekete dönüştü." "Rabia kuşağı" Mısır'ın başkenti Kahire'de, Rabiatul Adeviyye Meydanı'ndaki diriliş ve direniş ruhunun, Rabia işaretiyle tüm İslam dünyasında bir diriliş mevsimini de ateşlediğini bildiren İşbilir, bunun önemine dikkati çekti. İşaretin benimsendiğini dile getiren İşbilir, şunları kaydetti: "Rabia işareti basit gibi görülebilir ama İslam dünyasının kendi özünden çıkan bu hareket bile İslam dünyasının tüm dünyaya 'Artık benim de söyleyecek sözüm var' demesinin bir başlangıcıdır. Rabia işaretinin sosyal medyada, internet dünyasında 100 milyon kişi tarafından hem de her kesimden benimsenmesi aslında doğal olarak İslam dünyasındaki birlik ihtiyacını ifade eden bir duruştur. Bu duruşun iyi okunması lazım. Demek ki İslam dünyası kendi iç dinamikleriyle meşruiyet kazanabildiği gibi kendi dünyasını da değiştirebilir. Rabiatul Adeviyye Meydanı'nda yükselen güçlü sesin, İslam dünyasına çok hayırlar getireceğini düşünüyoruz. Mısır ve Suriye'de gerçekleşen devrim veya devrim sonrası gelişmeler, İslam dünyasındaki problemli yapıları gün yüzüne çıkardığı gibi ittifak ihtiyacının da en yüksek seviyede hissedilmesini sağladı." İşbilir, Rabia işaretinin, bir kurum, parti, devlet ya da halkın değil, tüm dünyanın sembolü haline geldiğini belirtti. Bu işaretle "Rabia kuşağı" olgusunun ortaya çıktığını söyleyen İşbilir, "Bunu iyi okur, iyi değerlendirebilirsek ve bu rüzgarı arkamıza alırsak inanyorum ki İslam dünyasındaki diriliş hareketini boğmaya çalışan tüm odaklar da bundan sonra iki kere, üç kere düşünmek zorunda kalacak. Önemli olan İslam dünyasının kendisine güveninin olmasıdır. Dünyanın pek çok zenginliklerinin, en önemlisi genç nüfus zenginliğinin bulunduğu İslam dünyası, Allah'ın izniyle Rabiatul Adeviyye figürü öncülüğünde tekrar ayağa kalkabilir" ifadesini kullandı.