ŞAM - Alaa Velid Kasım ayında adını duyuran ve kuruluş bildirisinde kendisini "İslami, siyasi, sosyal ve askeri bir oluşum" olarak tanımlayan Cephe, en büyük hedefinin Esed rejimini düşürerek, İslami hukuka göre yönetilen bağımsız bir devlet kurmak olarak açıklıyor. Aynı hedef ve vizyonu paylaşan pek çok gruptan oluştuklarını bildiren Cephe yetkilileri, El-Kaide'yle temel noktalarda ayrıldıklarını ifade ediyor. Kendisini Suriye topraklarında ortaya çıkan bağımsız bir oluşum olarak tanımlayan "İslami Cephe", dış kaynaklı hiç bir örgüt ya da devlete bağlı olmadığını belirtiyor. Tek çözüm silahlı mücadele Cephe, rejimin savaşa devam etmekte ısrar etmesi ve uluslararası camianın Suriye halkına sahip çıkmaması nedeniyle krizin çözümünde "tek yolun silahlı mücadele" olduğunu savunuyor. Silahlı mücadelenin yanı sıra Suriye halkının meşru haklarını müdafaa etmek için siyasi bir hareket olarak da faaliyette bulunulması gerektiğini dile getiriyor. "Ahraru'ş Şam", "Şam'ın Şahinleri hareketleri", "Ensaru'ş-Şam", "Ceyşu'l-İslam Taburu" ile "Tevhid ve El-Hak Tugayları"nın kuruluşunda yer aldığı, sonrasında "Kürt İslam Cephesi"nin de katıldığı Cephe, kendisiyle aynı hedefleri paylaşan herkese kapılarının açık olduğunu dile getiriyor. Ahraru'ş Şam Hareketi'nin lideri Hassan Abbud'un "siyasi", Ceyşu'l-İslam Taburu lideri Zehran Alluş'un "askeri" kanadını yönettiği Cephe'yi başkanlığını Ebu İsa eş-Şeyh'in yaptığı "Şura Meclisi" yönetiyor. Daha önce Saydnaya Hapishanesi'nde siyasi tutuklu olarak hüküm giyen bu 3 kişi, devrimin başlarında çıkarılan bir genel afla serbest bırakılmıştı. Cephenin vizyonu İslami Cephe'nin kuruluş bildirisinde ülkenin bir an önce kurtuluşunun yanı sıra demokrasi, laiklik, Kürt meselesi, dış ilişkiler ve azınlıklar konusuyla ilgili düşüncelere de yer veriliyor. Laiklik'in "din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılması" anlamına geldiği için İslam'la çeliştiği savunulan Cephe'nin bildirisinde, demokrasinin de İslam'daki "hükmün Allah'a ait olduğu" ilkesiyle çeliştiği iddia ediliyor. Cephe, yönetim biçimi olarak "Şura sistemi"ni tercih ediyor. Kürt meselesinde ise Cephe, Kürtlerin kurulacak adil bir yönetimde haklarını kazanacağı ifade edilerek, ülke topraklarının "ırkçı ve milliyetçi" temeller üzerinde paylaşılmasına kesinlikle karşı çıkılıyor. Devletin çıkarlarını zedelemeyecek şekilde bütün devletlerle iyi ilişkiler geliştirmek istediğini ifade eden Cephe, "dine aykırı olan" tüm siyasi faaliyetlere karşı olduğunu savunuyor. ÖSO ile ilişkiler Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile İslami Cephe, Esed rejiminin düşmesi için koordineli bir şekilde savaşan 2 hareket olsa da geçen hafta ÖSO'ya ait merkez ve depoların Cephe'ye bağlı birlikler tarafından ele geçirildiği yönündeki haberler, 2 grup arasındaki ilişkileri yeniden gündeme getirdi. Söz konusu haberler ABD'nin, Suriye'nin kuzeyine yönelik "öldürücü nitelikte olmayan" ekipman yardımını durdurmasına neden oldu. İslami Cephe'nin askeri sözcüsü İslam Alluş, sosyal paylaşım sitesindeki sayfasında yaptığı açıklamada, "ÖSO Birleşik Komutanlığı'nın kendilerinden silahlı grupların saldırılarına karşı depolarını korumasını istediğini", ancak kendilerinin bölgeye ulaşmadan önce depolardan birinin silahlı kişilerce yağmalandığını belirtmişti. ABD Dışişleri Bakanı Sözcüsü Marie Harf da geçen hafta, Amerikan yetkililerinin İslami Cephe'yle görüşmeye açık olduğunu, bunun gerçekleşmesi durumunda ise gündemin Cenevre-2 Konferansı ve ÖSO'nun depolarının ele geçirilmesiyle ilgili olacağını ifade etmişti.