İSTANBUL Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, "Gazetelerin kuponla gaz maskesi dağıttığı hava kirliliğine karşı başka önlem alınamadığı günleri İstanbullular çok iyi hatırlarlar. Onun için İstanbul AK belediyeciliğin üstüne titriyor, onun için gerçekten İstanbul'un dönümünde iki önemli tarih var, biri 1453 biri de 1994" dedi. Bağış, Conrad Otel'de düzenlenen Dünya Akıllı Şehirler Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, akıllı şehirlerin ülkenin geleceğine sermaye olduğunu belirterek, toplantının önemine vurgu yaptı. Bugün kulaklarının Paris'te olduğunu ifade eden Bakan Bağış, İzmir'in EXPO 2020 adaylığıyla ilgili güzel haberler beklediklerin söyledi. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ile Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik'in orada yoğun bir kulis çabası içerisinde olduğunu anlatan Bağış, şunları kaydetti: "Ama maalesef biz İzmir'de EXPO 2020'ye hazırlanırken, İzmir'in aslında akıllı şehirciliğe başlamasının önemini de son günlerde İzmir'in bir sel felaketi sonrası yaşadıklarıyla bir kez daha gördük. Maalesef bu sel felaketi İzmir'in on yıllardır nasıl kötü yönetildiğini net bir şekilde ortaya koydu. İşte bu yüzden ümit ediyorum ki 30 Mart İzmir'de akıllı şehirciliğin başlamasının dönümü olacaktır. Ümit ediyorum ki artık yıldırım gibi bir milat ortaya konacak ve İzmir de inşallah yeni bir heyecanı akıllı şehir olması yolunda atması gereken adımları atacaktır. Ümit ediyoruz ki hem EXPO 2020 hem de 30 Mart sandık neticesi, İzmir'in ve İzmirlilerin de yüzünü güldürür, İzmir de akıllı şehir olarak dünya tarihinde yerini alır." Şehirler hala ortaçağ aklıyla yönetilemez Bakan Bağış, Filozof Seneca'nın "Kentler uzun yıllarda kurulur fakat bir saatte yıkılabilir" sözünü hatırlatarak, "Bu yüzden bireyler her açıdan 21. yüzyıla uçarak girmişken, şehirler halen ortaçağ aklıyla yönetilemez" ifadelerini kullandı. Bağış, bu nedenle İzmir'de yaşanan sorunları insanların hak etmediğini kaydetti. Bugün Parissiz Fransa, Londrasız İngiltere, Berlinsiz Almanya, Newyorksuz ABD'yi, Sn. Petersburg'suz da Rusya'nın düşünülemediği gibi artık İstanbulsuz Türkiye'nin de düşünülememesinin doğal olduğunu anlatan Bağış, şöyle devam etti: "İstanbul tarih boyunca üç farklı medeniyete başkentlik yapmış, Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti olduktan sonra 2010 yılında Avrupa'nın kültür, 2012 yılında Avrupa'nın spor başkenti olmuş asırlar boyunca ticaretin hoşgörünün merkezi olmuş bir şehir. Sadece bizim değil, insanlığın üzerine titremesi gereken bir şehirdir. İşte bu yüzden İstanbul aslında bir yenilik şehridir. İstanbul'un kendisi bir reform şehridir. Bu yüzden Avrupa'da can güvenliğinden söz etmek mümkün olmadığı bir dönemde İstanbul'da tabuları yıkarak gayrı müslümlere can ve mal güvenliği veriliyor." Bakan Bağış, bugün Avrupa Birliği standartlarını yakalamak uğruna atılan adımları gerçekleştirirken aslında bir yandan da özlerine döndüklerinin altını çizerek, "Bizim özümüzde de 'insanı yaşat ki devlet yaşasın' anlayışı hiçbir ayrımcılığa yer vermemiştir" dedi. İstanbul'un mega köyden mega kente geçişi İstanbul'un geçmişin mega köyünden bugünün mega kentine geçişindeki emeklerin hiçbir zaman unutulmaması gerektiğine vurgu yapan Bağış, "Çok değil 20 yıl önce bu şehirde çöp dağları patladığında 38 kişi hayatını kaybetti" dedi. Bakan Bağış, 15-20 yıl öncesine kadar berberlerin gazozla tıraş yaptığı, susuzluktan insanların bel fıtığı olduğu bir dönemin yaşandığını anlatarak, sözlerine şöyle devam etti: "Gazetelerin kuponla gaz maskesi dağıttığı, hava kirliliğine karşı başka önlem alınamadığı günleri İstanbullular çok iyi hatırlarlar. Onun için İstanbul AK belediyeciliğin üstüne titriyor. Onun için gerçekten İstanbul'un dönümünde iki önemli tarih var, biri 1453 biri de 1994... Gerçekten birinde peygamberimizin müjdesine nail olundu, İstanbul fethedildi. İkincisinden itibaren 1994'den bu yana da Tayyip Erdoğan ve arkadaşları İstanbullular'ın gönlünü fethediyor. Çünkü İstanbul'a hak ettiği hizmeti vermek için muazzam bir çaba ortaya konuluyor."