31 Mart yerel seçimleri sonrası İstanbul'da devam eden ‘mazbata’ belirsizliği, Türk Lirası’ndaki değer kaybını hızlandırdı. 31 Mart’tan bugüne kadar Türk Lirası, ABD Doları karşısında yüzde 5,5 değer kaybetti. TL’deki değer kaybı yılbaşından bu yana yüzde 9,5, geçen yıl bugüne göre ise yüzde 40’a ulaştı.
DW Türkçe’ye konuşan ekonomistler, İstanbul’daki seçim belirsizliğinin yalnızca dolar kurunda artışa neden olmadığını, Türkiye’nin kredi risk primini de (CDS) artırdığına işaret ediyor. Ekonomistlere göre, YSK’nın bir an önce karar vermemesi halinde, piyasalardaki dalgalanma sertleşecek.
Dolar 5.80’e dayandı
Yaklaşık son 1 yıldır gelişmekte olan ülke paraları içerisindeki en kötü performansı sergileyen Türk Lirası, haftanın son işlem gününde kayıplarını artırdı. İstanbul seçim sonuçlarına ilişkin belirsizlik ile birlikte ABD ile S-400 gerilimi ve Türk şirketlerinin Nisan ve Mayıs aylarındaki yüklü dış borç ödemesi gibi etkenler, dolar kurunu 5.80 seviyelerine taşıdı. Euro kuru 6,55 TL seviyelerini aşarken, borsadaki kayıplar ise yüzde 1 seviyesinde seyrediyor.
Dolardaki yükselişin nedenlerini DW Türkçe’ye değerlendiren Alnus Yatırım Araştırma Müdürü Yunus Kaya, “Seçim sürecinin uzaması hem dolar kurunu hem de Türkiye’nin risk primini artırıyor” diyor. Piyasalarda YSK’nın bu akşam bir açıklama yapacağına dair beklenti oluştuğunu dile getiren Kaya, “YSK’nın olası açıklamasının piyasalar kapandıktan sonra ya da hafta sonu yapılacak olma ihtimali, tedirginliği artırıyor” diye konuşuyor.
Türkiye'nin risk algısı artıyor
Seçim belirsizliğinin yanı sıra Türk şirketlerinin Nisan ve Mayıs aylarında yüklü dış borç ödemesi yapacak olmasının da dövize olan talebi artırdığına işaret eden Kaya’ya göre, kurlardaki yüksek seyir Mayıs sonuna kadar devam edecek.
Türkiye’nin artık uluslararası piyasalarda Arjantin ile birlikte değerlendirmeye alındığını ifade eden Yunus Kaya, “Her iki ülkedeki ekonomik ve siyasi ortam birlikte izleniyor. Dün Arjantin’in CDS’i yükseldi, bugün Türkiye’nin. Her iki ülke içinde küresel risk algısı artıyor” değerlendirmesinde bulunuyor.
“Albayrak’ın programı işe yaramadı”
DW Türkçe’ye konuşan Ekonomist Haluk Bürümcekçi’ye göre ise, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın hafta ortasında açıkladığı yeni ekonomik paketin beklentileri karşılamaması da dolardaki artışta etkili oldu.
“Henüz seçimler sonuçlanmadan açıklanan paket, hem içerik hem de zamanlama olarak yanlıştı” diye konuşan Bürümcekçi, öte yandan Merkez Bankası rezervlerindeki azalmanın da piyasalarda kaygı uyandırdığını söylüyor. Merkez Bankası verilerinde göre, net uluslararası rezervleri 5 Nisan itibarıyla 1,8 milyar dolar düşüşle 27,9 milyar dolara geriledi. Merkez Bankası'nın net döviz rezervleri üç haftada toplamda 9,1 milyar dolar azaldı.
Bürümcekçi’ye göre, YSK’nın İstanbul konusunda ne zaman karar vereceği piyasaların gidişatı açısından kritik önemde. “Ancak CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu mazbatayı alsa da almasa da, Türkiye piyasalarındaki olumsuz görünüm sürecek” diye konuşan Haluk Bürümcekçi, ekonomi ve siyasette eşgüdümlü bir iyileşme olmadığı sürece TL’deki hassasiyetin süreceği görüşünde.
“Seçim sonucu bir an önce açıklanmalı”
ABD ile Türkiye arasında yaşanan S-400 füze sistemlerine ilişkin gerilim de piyasaların yakından takip ettiği konu başlıklarından biri. ABD makamlarından son birkaç günde gelen ‘yaptırım’ açıklamaları ve özellikle ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’nin “Türkiye NATO’da kalıp kalmamaya karar vermeli” şeklindeki açıklamaları, iki ülke arasında yeni bir ‘yaptırım krizi’ yaşanabileceği olasılığını gündeme getirmiş durumda.
Ekonomist Murat Sağman, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, Türkiye’nin ülke risk primindeki yükselişin ekonomide yarattığı tehlikelere dikkat çekiyor. Hem İstanbul’daki belirsizlik hem de ABD ile yaşanan gerilim sonrasında Türkiye'nin 5 yıllık CDS'lerinin dün 19 baz puan artışla 431 baz puana çıktığını hatırlatan Sağman, “Türkiye’nin borçlanma maliyeti her geçen gün artıyor. Seçim süreci uzadıkça da Türkiye’ye olan negatif bakış büyüyor. Seçim sonucu bir an önce açıklanmalı” şeklinde konuştu.
Aram Ekin Duran
© Deutsche Welle Türkçe