İsveç siyasetinde sağ popülizm yükseliyor

İsveç'te hafta sonu yapılan seçimlerde hiçbir parti hükümet kuracak çoğunluğu elde edemedi. Mülteci tartışmaları üzerinden seçim kampanyası yürüten sağ popülistler ise gücünü artırdı.

İsveç'de hafta sonu yapılan parlamento seçimlerinde Başbakan Stefan Löfven liderliğindeki Sosyal Demokratlar yüzde 28,4 ile en fazla oyu alan parti oldu. Ilımlı muhafazakârların yüzde 19,8 oy aldığı İsveç'te sağ popülist parti İsveç Demokratları (SD) ise üçüncü güç haline geldi. Hükümetin mülteci politikasından memnun olmayan İsveçlilerin oylarını kendine çeken SD'nin yüzde 17,6 oranında oy aldığı bildirildi.

Şimdiye kadarki en iyi seçim sonucunu elde eden sağ popülist SD'nin oy oranı beklentilerin üzerinde oldu. Partinin bir önceki seçimde oyu yüzde 12,9 seviyesindeydi.

SD'nin lideri Jimmie Akesson, seçim sonuçlarının belli olmasından sonra yaptığı açıklamada partisinin üzerine düşen rolü güçlendireceğini ve partinin önümüzdeki aylar ve yıllarda artık duymazlıktan gelinmeyeceğini söyledi. Akesson, "İsveç siyaseti üzerinde etkili olacaklarını" ifade etti.

Hükümetin kurulması uzun sürebilir

İsveç'te hükümeti kimin kuracağı belirsiz. İktidardaki Sosyal Demokratlar, Yeşiller ve Sol Parti'nin oyları yüzde 40,6 oranını bulurken merkez sağın ittifakında yer alan partilerin toplam oy oranı ise yüzde 40,3 civarında. Her iki ittifakın da parlamentoda 143 sandalyaye sahip olacağı tahmin ediliyor. Bu sonuçlar hükümet kurulmasının haftalar sürebileceği şeklinde yorumlanıyor. Parlamentoda çoğunluğu sağlamak için 175 sandalye gerekli.

Başbakan Löfven de seçim sonuçlarının ardından yaptığı açıklamada istifa etmeyeceğini söyledi. Löfven, siyasi kördüğümü çözmek için diğer merkez sağ partileri işbirliğine çağırdı. Ancak dört merkez sağ partiden oluşan ittifak bu çağrıya sıcak bakmıyor.

Sağ popülistler yükselişte

Avrupa'da mülteci akını tartışmaları nedeniyle sağ popülist partiler yükselişte. İsveç on milyonluk nüfusuna oranla Avrupa'da en çok mülteci kabul eden ülke konumunda.

Sağ popülist SD, seçim kampanyasını hükümetin göç politikasından memnun olmayan İsveçlilerin kaygıları üzerinden yürüttü. İsveç'te ekonomik gelişmeye, işsizlik oranın düşük olmasına rağmen, halkın bazı kesimlerinde gelecekle ilgili kaygılar yaşanıyor.