CENEVRE -Murat Ünlü Anayasa ve yasa değişikliklerinde referandumun sıklıkla kullanıldığı İsviçre’de bu gelenek 100 yılı aşkın bir süredir başarıyla sürdürülüyor. Ulusal, kantonal ve komünal düzeyde yapılan referandumlarla sadece vatandaşların kendi geleceğini belirleme hakkı değil, aynı zamanda politik sistemin istikrarı da garanti altına alınmış oluyor. Sıklıkla yapılan referandumlarla, küçük gruplar bile bir yasanın çıkmasını sağlayabiliyor ya da engelleyebiliyor. Yeni bir yasa teklifi için 7-27 kişi arasındaki bir gruptan oluşturulacak bir inisiyatif komitesi kurulması başlangıcı teşkil ediyor. Teklifin Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından geçen 18 aylık süre içerisinde 100 bin imza toplanması gerekiyor. Yeterli imza toplandığı kanıtlanırsa, referandum teklifinin verildiği günden itibaren 54 ay içinde referandum yapılıyor. Son yıllarda başarılı olan referandum teklifi kampanyalarının yaklaşık 150 bin İsviçre Frangına mal olduğu belirtiliyor. Parlamento tarafından kabul edilen anayasa değişiklikleri mutlaka referandumda oylanıyor. Buna zorunlu referandum deniyor. Burada hem geçerli oyların çoğunluğu hem de kantonların çoğunluğunun da kabul etmesi gerekiyor. Diğer taraftan bir kişi bile, bir referandum komitesi kurarak, parlamentoda yapılan yasal değişikliğin iptali ile ilgili kampanya yürütebiliyor. Ancak bu, pratikte pek işleyebilen bir formül değil. Yasa Resmi Gazete’de yayımlandıktan sonra 100 gün içinde 50 bin imza toplaması gerekiyor. Bu yüzden daha çok referandum kampanyaları partiler ve sivil toplum örgütleri öncülüğünde yürütülüyor. İsviçre'de federal düzeyde geçen yıl 12, bu yıl beş ayrı konu referanduma götürüldü. İsviçre en son 9 Haziran’da ülkenin yürütme organı olan Federal Konsey’in halk tarafından seçilip seçilmemesi ile, göçmen haklarına getirilen bazı kısıtlamaları oyladı. Oylama sonucunda Federal Konsey’in parlamento tarafından seçilmesi geleneği değişmezken, göçmen haklarına getirilen kısıtlamalar kabul edildi.