Kadın Eğitimi Kolektifi, "yobazlığa ve yoksullaşmaya karşı" eylem yaptı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde gerçekleştirilen eylemde, konuşma yapan Kadın Eğitimi Kolektifi eğitmeni Cansu N. Nazlı, eyleme ilgi gösteren basın emekçilerine ve destek veren örgütler Baraka Kültür Merkezi ve Bağımsızlık Yolu'na teşekkür etti.
Nazlı, devletin sosyal politikalar alanından geri çekilmesine paralel olarak gerici kurumlara milyonlarca bütçe aktarıldığını savunarak, bunun gelmiş geçmiş hükümetlerin bilinçli bir tercihi olduğunu ileri sürdü. Kadınları, çocukları, yoksulları, LGBTI bireyleri ekonomik ve sosyal olarak koruyacak önlemler alınmadığını, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın görevini yapmadığını savunan Nazlı, gericiliğin ve yoksullaşmanın tırmandırılmasıyla bu kesimlerin istismara ve şiddete açık hale getirildiğini iddia etti.
Eğitmen ve aktivist Nazen Şansal’ın Kadın Eğitimi Kolektifi adına basın bildirisi okumasının ardından eylem sona erdi.
Kolektif açıklamasında, yükselen muhafazakarlaşma ve dinsel gericilik dalgasıyla bir yandan kadınların bedeni üzerindeki baskının artarken bir yandan da, düşük ücretle güvencesiz çalışma koşulları, hayat pahalılığı, yoksullaşma, ücretsiz kamusal eğitim, sağlık gibi hizmetlerin geriletilmesiyle kadınların emeği üzerindeki sömürünün arttığı ileri sürüldü.
Din İşleri Başkanı Ahmet Ünsal'ın açıklamaları eleştirilen kolektif açıklamasında, kadınları erkeklere tabi, onların ihtiyaçlarını karşılamak için var olan ikinci cins gören ve kadınları kamusal alandan izole edip özel alana hapsetmeyi amaçlayan zihniyetin adada boy vermesine kadınların izin vermeyeceği vurgulandı.
Camiler çoğalırken devlet tarafından tek sığınma evi kurulmadığı, bunun bilinçli olarak icra edilen bir devlet politikası olduğu savunulan açıklamada, Sosyal Hizmetlere bütçe ayrılmadığı ve uzun yıllardır personel ihtiyacının giderilmediği belirtilerek bu eleştirildi.
Kadına yönelik şiddeti önleyici ve kadınları şiddetten korucuyu önlemler alınmadığı da ileri sürülen açıklamada, camilerde çocuklara kuran kursu verilmesinin çocuk istismarı olduğu savunularak, Sosyal Hizmetler Dairesi Müdürlüğü tarafından bu konuda tahkikat başlatılması istendi.
Kadın Eğitimi kolektifi taleplerini de şöyle sıraladı:
Çocuk İzlem Merkezleri bir an önce kurulsun!
Her bölgeye Şiddet Önleme Merkezleri ve Kadın Sığınma Evleri kurulsun!
Alo 183 hattına derhal alt yapı kazandırılsın!
Hayat Pahalılığına karşı halkın alım gücünü koruyacak önlemler alınsın!
Asgari ücret en düşük kamu maaşına eşitlensin!
Kadınları hamileyken işten atmak yasaklansın!
Doğum izni her iki ebeveynin de dönüşümlü kullanabileceği şekilde ebeveynlik izni olarak düzenlensin!
Ücretsiz kamusal kreşler ve çocukların okul dışında vakitlerini sanatla, sporla, bilimle geçirebileceği ücretsiz kamusal etüt merkezleri kurulsun!
Din İşleri ve Vakıflar İdaresi'ne ayrılan bütçe Sosyal Hizmetlere Harcansın!
Kadın düşmanı açıklamalar yapan Din İşleri Başkanı ile Başbakanlık Denetleme Kurulu Başkanı derhal görevden alınsın!"