Kafalar iyice karışık!

İsviçre’de sürdürülen müzakere süreci siyasi partileri böldü.

CTP Milletvekili Asım Akansoy, çok hassas bir süreçten geçildiğini belirterek, iki liderin de sorunu çözme konusunda irade ortaya koyduklarını ancak,  beklenen yakınlaşmanın sağlanıp sağlanamadığı konusunda kuşkusu olduğunu dile getirdi

UBP Milletvekili Tatar ise, "Kimse beni olumlu gidiyor diye inandıramaz"diyerek, "bir plan ortaya çıkacaksa, toplumsal varlığımızı riske atacak bir plansa bu plan biz  referandumda hayır diyeceğiz, Akıncı ve ekibinin herhangi bir durumda evet demesi  bir şey ifade etmez. Buna halk referandumda karar verecek. Bizim önümüze ne gelecek? Önemli olan budur” dedi

TDP Milletvekili Angolemli de,  müzakereler konusunda iyimser olmak gerektiğini ifade ederek, hafta sonuna güzel bir haber alınacağını umduğunu söyledi. Angolemli, BM Genel Sekreterinin de ifade ettiği gibi sürecin çok iyi bir noktaya gelindiğini kaydetti

DP Milletvekili Arabacıoğlu ise, İsviçre’den olumlu bir sonuç beklemediğini ancak müzakerelerin ise kopma noktasına geleceğini düşünmediğini ifade etti. Arabacıoğlu, "pompalaya pompalaya bu işi götürecekler. Olası bir çözümde ise toplumda ekonomik, sosyal ve psikolojik anlamda büyük bir travma yaşanacak” dedi

Deniz ABİDİN

 İsviçre’de sürdürülen müzakere süreci siyasi partileri böldü. Koalisyon ortakları UBP ile DP yetkilileri Mont Pelerin’den Kıbrıs Türk tarafının leyhine bir şey çıkmayacağına inanç belirtirken, Ana Muhalefet CTP ve TDP’nin yetkilileri çok kritik ve önemli gelişmelerin yaşandığı bir süreçten geçildiğini kaydetti. Mecliste temsil edilen 4 siyasi partinin temsilcileri Kıbrısİsviçre’de devam eden müzakere sürecini Yeni Bakış’a değerlendirdi.

 CTP Milletvekili Asım Akansoy: Çok hassas bir süreçten geçiyoruz

Kıbrıslı Rumların dönüşümlü başkanlık konusunda Kıbrıslı Türklerin beklentisini karşılamak durumunda olduğunu ifade eden Akansoy, güvenlik konusundaki hassasiyetlerin ise  beşli konferansta yeni bir formülle düzenleme yapılmasına razı olmak durumunda olduklarını belirtti. Akansoy, dengenin tam da bunlar üzerine kurulacak bir model olduğunu kaydetti. Akansoy, çok hassas bir süreçten geçildiğini belirterek, İsviçre'de masada yapılan görüşmeler hakkında halkların tam anlamıyla bilgi sahiibi olmadığını söyledi.

 "Hata yapmamak durumundayız"

Akansoy, alınan duyumlar neticesinde çalışmanın ciddi boyutta olduğu ve tarafların yapıcı yönde olduklarını belirtti. Akansoy, iki liderin de sorunu çözme konusunda irade ortaya koyduklarına dikkat çekerek, beklenen yakınlaşmanın sağlanıp sağlanamadığı konusunda kuşkusu olduğunu dile getirdi. Akansoy, "Kıbrıs Rum Sözcüsünün açıklamaları biraz beklentilerin henüz karşılanmadığı yönünde bir hava yaratmaktadır. Bu süreci biz de çok hassas bir şekilde değerlendirmek durumundayız. Hata yapmamak durumundayız. Tarafların siyasi liderlerinin hata yapmadan ve masada uğraş veren liderlere ve heyetlerine zorluk çıkarmadan davranış göstermesi gerektiği düşüncesindeyim"diye konuştu.

 "Masada elimizi zayıflatacak bir açıklama"

Akansoy, Başbakan Özgürgün'ün TC Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşme sonrasında basına yapılan açıklamalarında güvenliğin nasıl olması gerektiği ve bazı yerlerin verilemeyeceğinin ifade edilmiş olmasını talihsiz olarak değerlendirdi. Akansoy, KKTC Başbakanının böyle bir açıklamayı TC Cumhurbaşkanına dayandırarak  yapmasının  kabul edilebilir olmadığını belirtti. Akansoy, bu denli yüksek bir hassasiyetin söz konusu olduğu dönemde Türkiye'nin kaynak gösterilerek Başbakanın açıklama yapmasının  Kıbrıs Türk tarafının hem elini zayıflattığını hem de olası bir olumsuz durum karşısında Türkiye'yi suçlayan bir durum ortaya çıkardığını söyledi.

 "Talihsiz ve tehlikeli"

Akansoy, şöyle devam etti, "Yapılan bu açıklama çok talihsizdir ve çok tehlikeli bir açıklamadır. Bu kabul edilebilir değildir. Türkiye'yi bu kadar zor durumda bırakacak bir çözümsüzlük siyaseti bizim açımızdan asla kabul edilebilir değildir. Bu noktada siyasetçinin sorumlulukla hareket etmesi esastır. Bu tür açıklamalar bizi hem Türkiye bağlamında hem de Kıbrıs Türk tarafı bağlamında zor durumda bırakacaktır"

 UBP Milletvekili Tatar: “Kimse beni olumlu gidiyor diye inandıramaz”

UBP Milletvekili Ersin Tatar ise, toprak konusunda, garantörlükte, güç paylaşımında ne olacağı açıklanmadan Kıbrıs müzakereleri ve İsviçre görüşmelerinin  olumlu seyrinde gittiğini düşünmenin doğru olmadığını belirtti. Tatar, "Kimse beni olumlu gidiyor diye inandıramaz"diyerek, "bir plan ortaya çıkacaksa, toplumsal varlığımızı riske atacak bir plansa bu plan biz buna referandumda hayır diyeceğiz"dedi.

Tatar, şöyle devam etti, "Akıncı ve ekibinin herhangi bir durumda evet demesi  birşey ifade etmez. Buna halk referandumda karar verecek. Bizim önümüze ne gelecek? Önemli olan budur. Heyetler arası yakınlaşma ve hava büyük tavizlere yol açabilir. Benim için önemli olan detaydır. Detayda önümüze ne koyacaklar ona bakacağız. Bizim garantörümüz olan Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan yüzde 30'un altında toprağı kabul etmeyiz dedi. Ben bu açıklamadan memnun kaldım. Biz Türk tarafı olarak büyük toprak tavizi verme niyetinde değiliz. Mülkiyete de çok dikkat etmek gerekir. Buradaki düzeni sarsacak bir gelişme ekonomiyi kötü etkiler. Garantörlük de en önemli konudur. Bu tartışmaya açık değildir ama ne olacağı bilinmelidir. Biz hiçbir zaman Kıbrıslı Rumlarla bu adada Türkiye'nin garantörlüğü olmadan, güvenlik sağlanmadan böyle bir maceraya giremeyiz. Dolayısıyla çok dikkat edilmesi gereken konulardır. Rum tarafının açıklamalarını  değerlendirdiğimde, bir planın ortaya  çıkacağını ve 2017 yılında bir referandumun olacağına ihtimal vermiyorum"

 TDP Milletvekilli Angolemli:“İyimser olmak gerekir”

TDP Milletvekili Hüseyin Angolemli de , Kıbrıs müzakereleri çerçevesinde yapılan toplantıların tutanaklarına bakıldığında iyimser bir havanın olduğununun görüldüğünü ve bir ilerlemenin söz konusu olduğunu kaydetti. Angolemli, BM Genel Sekreterinin bu konuda sıkça vurgu yaptığına dikkat çekerek, çok iyi bir noktaya gelindiğini kaydetti. Angolemli, Kıbrıs müzakereleri konusunda iyimser olmak gerektiğini ifade etti. Angolemli, hafta sonuna güzel bir haber alınacağını umduğunu söyledi. İsviçre Zirvesi'nden beşli görüşme talebinin çıkmasının iyi bir haber olacağını belirten Angolemli, bu talebin çıkmamasının sonuç vermedi anlamına geldiğini kaydetti. Angolemli, takvimin belli olduğuna dikkat çekerek, Aralık'ın 15'ine kadar beşli konferansın tarihinin açıklanmasının beklenmekte olduğunu belirtti. Angolemli, Kıbrıs müzakerelerinde önü alınamayacak bir ilerleme sağlandığını söyledi.

 DP Milletvekili Arabacıoğlu: “Pompalaya pompalaya bu işi götürecekler”

DP Milletvekili Mustafa Arabacıoğlu ise, olumlu havanın Rum'a talep doğrultusunda yaklaşım anlamına geldiğini belirterek, Kıbrıs Türk tarafının masada temkinli olduğuna inandığını kaydetti. Arabacıoğlu, İsviçre zirvesinden olumlu sonuç çıkacağını düşünmediğini söyleyerek, 42  yıldan sonra çözüm yapmanın çok da kolay birşey olmadığını belirtti. Arabacıoğlu, şunları söyledi, "Rum tarafı 40 bine yakın geri dönüşten bahseder. Biz de deriz ki ne kadar az insanı yerimizden edersek. Yani arada bu kadar büyük bir fark var. Toprak demek aynı zamanda yerinden göç etmek demektir. Rum tarafının beşli görüşmesi ile Türk tarafının beşli görüşmesi arasında fark vardır. Bizim beşli görüşmemiz, Türk ve Rum tarafı ve garantörlerdir. Rum tarafı ise  çoklu görüşmeden bahseder. Bu da Kıbrıs Cumhuriyetini temsilen bir kişi, toplumları temsilen birer kişi, garantörler, AB'yi temsilen bir kişi, BM Genel sekreteri ve BM'nin beş daimi üyesidir"

Müzakerelerin kopma noktasına geleceğini düşünmediğini ifade eden Arabacıoğlu, "pompalaya pompalaya bu işi götürecekler"diye konuştu. Arabacıoğlu, olası bir çözümde toplumda ekonomik, sosyal ve psikolojik anlamda büyük bir travma  olacağını dile getirdi.