YKP Sekretarya üyesi Alpay Durduran kamu reform adıyla yapılan yasa değişiklik çalışmasını değerlendirdi.“Dünya çapında yolsuzlukla mücadele savaşı var ve sorumluları üst kademede de olsa suçlayıp yargılayabilmek mümkün olsun diye uğraşılır ama bizdekini geriye götürmek isteniyor” denilen yapılan açıklamanın devamında şöyle denildi:
“Kamuda reform diye kamu görevlileri yasası yeni baştan yazıldı ve şiddetli tepkilerle karşılaşıldı. Ancak esas sorun reformun gerekliliğini kabul eden siyasilerin bu gerekliliğin nedenlerini değil personel sorunları ve karmaşaya neden olan teknik şeylerin çözümünü kendi anlayışlarına göre çözme çabasıyla ilgili düşüncelerini ele aldılar.
Yasa yapma tekniğindeki her maddenin gerekçelerini kaydetmek zorunluluğu maskaralığa çevrildi. Gerekçe diye maddenin ne ile ilgili olduğu yazıldı. Hep öyle davranıldığı için madde gerekçeleri tamamen gereksiz kaldı.
Reform etkin ve verimli, hesap verebilir bir düzen getirmek için gerekli görülüyor ve kamunun hesap verecek durumda olmadığı, başarılı iş yapılıp yapılmadığının ölçülemediği ve görevlerin verimlilikle ele alınamadığı gerekçeleriyle ele alınacaktı ama görev tanımı ve başarı göstergelerinin adı bile yasaya konulmadı. Kimseye görevinin tanımını vermek ve yapılışının niteliğini gösterecek kayıtların ne olduğu bildirilecek denilmedi ve sicil amirlerinin kayıt görevlerinin izlenmesinden bahsedilmedi.
O kadar boş iş yapıldı ki irdelemeyi yapılması gereken olarak değil yapılmayanı irdelemekle yerine getirmek durumundayız.
Gerekmediği halde tüm maddeleri ele alıp geçerken siyasileri rahatsız eden kamu görevlilerinin basına yansıyan açıklamalarını suç haline getiren değişiklik yapıldı. Şimdiki yasada kurumu adına açıklama yasağı kişisel açıklamaya da getirildi. Artık memurların basında yayımlanan düşünceleri ve değerlendirmeleri suç sayılabilecektir. Yani kamunun işlerini duyurmak da tehlikeli olacaktır.
AB reformuna göre üst kademenin yolsuzluk ve kayırmalarını duyuracak olan suçlanmamalı ve savcılar suç araştırmasında engellenmemelidir ama ceza yasasındaki AB değişikliği hiçe sayılacaktır çünkü memur konuşmak için amirinden izin almak zorunda kalacaktır. Kimin aklından çıktıysa bu tehdit kaldırılmalıdır.
Hükümette hukukçular var ama bu nasıl iştir. Dünya çapında yolsuzlukla mücadele savaşı var ve sorumluları üst kademede de olsa suçlayıp yargılayabilmek mümkün olsun diye uğraşılır ama bizdekini geriye götürmek isteniyor. Bu yasa tasarısını öncelikle başbakan engellemelidir.
Dikkat edilsin! Konu o kadar önemlidir ki Türkiye’nin AB üyeliğinin engellenmesi için Parlamentoya sunulan raporda yer almıştır”