Trafik kazası haberi duyduğunuzda ne düşünürsünüz? Peki ölen kişiyi tanıyorsanız ne hissedersiniz? Trafikte ölümler uzam mı bize? Kaç ocak söndü bu topraklarda? Adına kaza demek ne kadar doğru? Musalla taşındaki yeşile sarılmış kutunun ardından ne söylersiniz? Sözün bittiği yer işte. Sonrası yok. Kaç dostumu kurban verdim trafikte Azrail’e? Arzu öleli tam 11 yıl oldu. Acısı hala dipdiri yüreğimde. Erdal abinin gülüşü, motoru ile yanımdan geçişi ve “Oshancığım nasılsın?” deyişi ve tebessümü şu an bile aklımda. Onur’un yeni yıl sürpriz ve 31 Aralığa göz yaşları ile girişimizin acısı. Ahhh Çağılcığım böyle mi olacaktı? Ölüm bizi bu kadar erken mi ayıracaktı. Arabım seni nasıl unuturum. İsimleri sıraladıkça daha da geriliyorum. Çoğu, daha çok gençti. Ölmemeleri gerekiyordu. Şaka gibi. İnanılmaz, anlatılmaz bir acı. Hiç unutamam, yıllar sonra yaşamını kaybeden bir dostumun annesine “acısına alışabiliyor mu insan? Acısı azaldı mı?” diye sormuştum. Cevap aslında oldukça açıklayıcıydı, “acısına insan alışmıyor ama o acı ile yaşamaya alışıyor”. Kaç can daha vereceğiz diye düşünüyorum. Üstelik ne hız kameraları, ne polisin radarla yollara düşmesi çözemeyecek galiba bu sorunu. Geçtiğimiz gün yaşamını kaybeden Cuma’yı hiç tanımasam bile acısını içimde hissettim. Tıpkı her kazada duyduğum derin acı gibi bu da canımı yaktı. Bir daha, bir daha ve bir daha diyoruz. Neredeyse her evde trafik kazasından bir can kaybı var. Neredeyse herkesin en az 3-5 dostunu kurban vermişiz yollara. Çözüm ne bilemiyorum ve işin acı yanı yetkinin kimde olduğu dahi bilinmeyen bu topraklarda, yetkili diye geçinenlerin de fikri yok kazaların nasıl önleneceğine dair. Çarpık düzen içerisinde, korku imparatorlukları ile kazaların önüne geçilmeye çalışılırken, devletin ortaya koyduğu para düzenine dönüşen trafik cezalarında, konu cezaya takılıp kalıyor. Rutine giren haberler şeklinde veriyoruz trafik kazalarını. Ekrandaki son dakika haberi, Cep telefonumuza gelen son dakika SMS haberi, Web sitesine giren flaş haber olarak karşımıza çıkıyor. Ateş düştüğü yeri yakıyor ve biz yeni güne merhaba diyoruz sonrasında. Bugün mü? Polis raporları gelecek yine. Yine sıradanlaşacak trafik kazaları. “Kan yoksa haber yoktur” diyecek gazeteciler. Bir gün daha acı ile geçecek….