Uçtu, uçuyor, uçacak… Yalan! Arşivlere bir bakın. KTHY battıktan sonra her gün “üfürükçüler” tarafından tekrar uçuruldu. Hiç utanıp sıkılmadan, bunu “Milli Havayolu” diye isimlendirenler de vardı aralarında. Vatan, Millet, Sakaryacılar… Milli Havayolu ’nu el birliğiyle onlar batırdılar. Yiyip, yutup, tıksırarak. Ağzınızdan sular akarak. Dünyanın neresinde çok büyük bir pislik varsa eğer; Orada mutlaka çok büyük bir bayrak da yaratılır. Nedeni çok basittir aslında; Altına saklanmak! KTHY’nın konduğu mekânı bile peşkeş çektiniz. 13ncü maaşları ödemek uğruna büyük büyük çek resimleriyle pozlar verdiniz. Sonra da, yalancıktan; Geri alacağım diye siyaset yürüttünüz. Bunu seçim yalanlarınıza da, hükümet programı romanınıza da yazdınız. Yüzleriniz hiç kızarmadan ve hiç utanıp sıkılmadan. Bugün bir bakanınız açıklama yapmış. “En çok eleştirenmiş kendisi aslında, amma…” deyivermiş. Külliye açılışına katılan “büyük kanat” bugün temel atmaya katılmamış. Temeli atılırken ülkenin kaybedilişinin, onlar aldıkları paraların hesabını vermekle meşgulmüşler. El, pençe, divan… Esas duruş vaziyetinde. Diğerleri kırlangıçlar gibi dizi dizi ipin gerisinde. Yanında size bir de eşantiyon demiş kahraman, Verdiği sözü tutamamanın verdiği azapla. Aspir tanıtımı yapılmış tüccar için ya beleşe! Unutmuş “Şehitler Abidesi’nin” önünde imza topladığını, “Evimizin Ehendisi(!) Olacayık Teranennisini” Siyasetin yalancısı olmak zor meslek. Ama esas kabahat; Bende, sende, ötekinde… Bunlara oy veren ellerimizde.