Salgının ortaya çıkması ve hızla yayılmaya başlamasıyla birlikte dünyanın dört bir yanında fabrikalar durdu, iş yerleri kepenk kapattı, insanlar evlerine kapandı. Ekonomik aktivitenin azalması ve trafiğin azalması gibi nedenlerden ötürü hava kirliliği de önemli oranda azaldı. Ancak salgının çevreye olumlu etkisi şeklinde yorumlanacak bu durum, karantina önlemlerinin yumuşatılmasıyla birlikte, salgın öncesi döneme göre daha kötü bir yöne doğru gidiyor. Bunun başlıca sebebi, insanların korku nedeniyle toplu taşıma yerine işe özel araçlarıyla gitmek istemelerinden kaynaklanıyor.
Son dönemde yapılan birçok araştırma, salgın döneminde hava kirliliğinin azamasıyla binlerce kişinin hayatının kurtulduğuna işaret ediyor.
İngiltere'nin başkenti Londra'da yapılan bir araştırma, karantina sonrası toplu taşıma kullanmak isteyenlerin oranında yüzde 40 oranında azalma olduğunu ortaya koydu. Bu sonuç toplu taşıma gibi kalabalık gruplar halinde seyahat etmek istemeyen halkın, daha çok özel araçlara yöneleceklerine işaret ediyor.
Çin'de karantina önlemlerinin yumuşatılması sonrası yollarda araç trafiği gözle görülür şekilde arttı. Bu da, dünya genelinde hava kirliliğini ölçen Swiss IQ sitesine göre, beraberinde son dönemde düşen hava kirlilik oranlarını yeniden yukarıya çekmeye başladı.
Uzmanlara göre sorun sadece garaja çekilen araçların yeniden yollara dönmesi değil. Daha önce toplu taşıma kullanan ancak salgın sonrası otobüs, tren gibi ortamlarda yolculuk yapmak istemeyenlerin oranında görülen ciddi düşüş.
Fransa'da araştırmalara göre hava kirliliği her yıl ortalama 48 bin kişinin erken ölümüne yol açıyor. Yine son dönemde yapılan bilimsel çalışmalar, hava kirliliğinin yüksek olduğu bölgelerde virüsün daha hızlı yayıldığını ortaya koydu.