Osmanlı; Bilim, kültür ve teknolojide Batıdan çok geri kalınca, önce gerileme devrini yaşadı. Yirminci yüzyılın başlarından itibaren ise çöküş sürecine girdi! Çöküş dönemi padişahları, tahtlarını ve saltanatlarını koruyabilmek için vatana ve halka ihanet etmekten çekinmediler! Kurtuluş savaşı başladığı zaman, padişahlar ve saltanat üyeleri yurt dışına kaçtılar. Yaşamları sığındıkları ülkelerde son buldu! Balkanlarda, Arabistan’da, Kuzey Afrika’da terkedilen topraklarda yaşayan Osmanlılar Anadolu’ya göç etmek zorunda kaldılar. Göç yollarında binlerce Müslüman Türk katledildi. Açlık, soğuk ve bulaşıcı hastalıktan ölenlerin sayısını bilen olmadı bu güne kadar. Özellikle Sırplar, Bulgarlar ve Yunanlılar soykırım derecesinde katliam yaptılar! 1915’teAnadolu’daki Ermenileri Suriye ve Lübnan’a taşıyan Osmanlı idaresi soykırımla suçlanıyor da… … Anadolu’ya kaçanken yollarda katledilen Müslüman Türklerden hiç kimse söz etmiyor. Kıbrıs’ın dört tarafı deniz olmasaydı eğer; Yani; Türkiye’ye kara yolu bağlantısı olsaydı, 1963’ten sonra, hepimiz Anadolu’ya göç ederdik! Geldiğimiz topraklar bizi kabul eder miydi? Denizler engeldi kaçışımıza… Ancak; Aylarca süren gemi yolculuğundan sonra, İngiltere’ye, Avusturalya’ya ulaştık. Fabrikalarda, konfeksiyon atölyelerinde ve en pis işlerde İngiltere’nin kalkınması için çok çalıştık, çoook! Birinci ve ikinci dünya savaşlarında, İngiliz Ordusunda savaşa katılan kaç Kıbrıslı Türk öldü? Londra’da ve İngiltere’nin diğer büyük kentlerinde ölen Kıbrıslı Türkler, oradaki Müslüman mezarlıklarına gömüldüler. Büyük göçün başladığı 1930’lu yıllardan sonra, oradaki mezarlıklara kaç Kıbrıslı Türk’ün gömüldüğünü bilen var mı? Elli bin mi, yoksa daha fazla mı? Başta İngiltere ve Avusturalya olmak üzere, dünyaya dağılmış kaç Kıbrıslı Türk var? Bilen olmadığı gibi; soran, araştıran da yok… Bilinen tek gerçek şu: Kendi yurdumuzda azınlık olduk. Ve dış ülkelerde yaşayanlar buradakilerden daha mutlu oldukları içindir ki; Kimse, “ giden gelmiyor acep ne iştir? ” sorusunu sormuyor… Bu güne kadar, ırkçılıkla suçlanmamak için konuşmadık, konuşamadık… ...Kıbrıslı Türklerin dramını, birkaç cesur adam dışında kimsemiz dillendiremedik! Emperyalistler tarafından aşağılanmayı sineye çektik de… … Türkiye’de siyasilerin ve soyadı koyun - kuzu - koç olanların hakaretlerini asla kabul etmiyoruz… Bize, “ –Türkiyelileri niye sevmiyorsunuz?” sorusu soruluyor da; Zat-ı muhteremler kendilerine, “ – Kıbrıslı Türkler bizi neden sevmiyor?” sorusunu sormadılar! Bize hakaret etmeyen, Beceriksiz, tembel, hazır yiyici, besleme görmeyen herkesi sevmeye devam edeceğiz!