Evlilik amacıyla gerekli belgeleri almak için 2 Ekim 2018'de İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’na gittikten sonra burada öldürüldüğü belirlenen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'yla ilgili davanın Suudi Arabistan'a devredilmesi konusunda önemli bir gelişme yaşandı.
Mahkeme, Adalet Bakanlığı'nın Cemal Kaşıkçı davasının Suudi Arabistan'a devredilmesi yönünde verdiği olumlu görüşün iptali istemiyle açılan davayı, “konunun idari bir işlem olmadığı" gerekçesiyle esasa girmeden reddetti.
Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz tarafından davanın devri işleminin iptali istemiyle yapılan itiraz Ankara 14'üncü İdare Mahkemesince reddedildi.
Mahkemenin 15 Nisan tarihli kararında, Kaşıkçı davasının Suudi Arabistan’a devredilmesine ilişkin İstanbul 11'inci Ağır Ceza Mahkemesince Adalet Bakanlığından görüş talep edildiği belirtildi. Kararda, yargılama kapsamında sanıklar hakkında iade talebinde bulunulmasına rağmen Suudi Arabistan makamlarınca olumsuz yanıt verilmesi nedeniyle 6706 sayılı Kanunun 24'üncü maddesinde yer alan şartların mevcut olduğundan "kovuşturmanın Suudi Arabistan adli makamlarına devrinin uygun görülmesine ilişkin 1 Nisan tarihli Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü kararının İstanbul 11'inci Ağır Ceza Mahkemesinin dosyası kapsamında yargılama faaliyetine ilişkin bir karar olduğu" kaydedildi.
Oy birliğiyle reddedildi
Kararda, "İdari davaya konu olabilecek işlem mahiyetinde olmadığı görüldüğünden davanın esasını inceleme olanağının bulunmadığı sonucuna varılmıştır" ifadesi kullanıldı. Mahkeme heyeti bu nedenle başvurunun oy birliğiyle reddine hükmetti.
Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz, davanın Suudi Arabistan'a devredilmesine, cinayette bizzat Suudi yetkililerin doğrudan etkisi olduğu gerekçesiyle itiraz ediyor. Cengiz, Suudi Arabistan'da davanın bir sonuca varmadan kapatılacağını savunuyor.
Cengiz'in avukatı Gökmen Başpınar tarafından sunulan itiraz dilekçesinde şöyle denilmişti:
"Onlarca hukuki, ahlaki ve siyasi nedenden ötürü bu kovuşturmanın herhangi bir ülkeye ama, Suudi Arabistan'a hiçbir şekilde devredilmemesi gerekmektedir. Buna rağmen 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kovuşturmanın devri kararı verilmiş olup, hatalı ve eksik tesis edilen ilgili kararın kaldırılması zorunluluğu hasıl olmuştur. Türkiye Cumhuriyet egemenlik haklarında bu şekilde vazgeçemez. Olayın oluş şekli bellidir. İnsanın kanını donduran ses kayıtları dökümleri ortadadır. Yazılanlar ve söylenenler ortadadır. Sayın mahkeme yargılama yetkisini Türk milleti adına kullanmaktadır. Tarihe ne şekilde geçeceği belli olan bu şekilde bir kovuşturmanın devri kararı, Türk milleti olarak çocuklarımıza ve torunlarımıza bırakacağımız miras olmamalıdır."