Başöğretmenim,
Bu gün 24 Kasım.
Yani Öğretmenler Günü
Biliyorum, bir darbenin en karanlık yüzünü, senin adını kullanarak sakladıkları için kızıyorsun.
“Ben öğretmenlere, gelecek nesilleri emanet edecek kadar güvendim” diyorsun. Senin geleceği emanet edecek kadar çok güvendiğin öğretmenlerin, 12 Eylül darbesiyle, düşüncelerinden dolayı tutuklatılmalarını; bazılarının da öldürülmelerini ve bu yapılan faşizmi de, senin başöğretmenlik unvanını aldığın gün olan 24 Kasım gününü kullanarak saklamaya çalışmalarını kabul etmiyorsun ve kızıyorsun biliyorum.
Hatta öğretmeni yerden yere vuranların;
Öğretmeni toplum önünde küçük düşürmeye çalışanların;
Öğretmenlik mesleğini ve öğretmenleri, itibarsızlaştırmaya çalışanların,
Hak aradılar diye, ya da eğitim sorununu dile getirdiler diye, öğretmeni polise dövdürüp; topluma şikayet edenlerin,
Evlatlarını öğretmensiz bırakarak eğitimini çalanların, her 24 Kasım’da çıkarak, senin adını kullanıp, öğretmenler günü mesajları yayınlamalarına kızıyorsun; biliyorum.
Bu mesajları, samimiyetten uzak ve sahte buluyorsun.
Ülkenin bu samimiyetten uzak kişiler tarafından yönetilmesine de kızıyorsun. Onu da biliyorum.
Gelecek nesillerin, karanlık günlere taşınmak istenmesinden, endişe duyuyorsun.
Hatta en çok, ülkenin kızlarının, kadınlarının gelişmesini istediğin halde, onların okullardan ve çağdaş yaşamdan uzaklaştırılarak; köleleştirilmek istenmesine de kızıyorsun.
Sen, çocuklara bayram hediye ederek onları yüreklendirdiğin halde, bu gün çocukları küçük yaşta evlendirmek için yasalar hazırlanmasına da kızıyorsun.
Hele ki, tacizcilerin ve tecavüzcülerin korunup, tecavüz gibi bir rezilliğin meşrulaştırılmaya çalışmasına hiç dayanamıyorsun.
“Ben öğretmenlere inandım, onlara gelecek nesilleri emanet ettim, ne oldu da bu günün çocukları bu hale geldi?” diye öğretmenleri sorguluyorsun.
O yüzden de en çok, toplumun mimarları olan öğretmenlere kızıyorsun.
Biliyorum.
Çünkü, ben de, bir öğretmen olarak bize kızıyorum.
Toplumsal yozlaşmadan nasibimizi fazlasıyla alışımıza kızıyorum.
Duyarsızlaşıp, bana neci oluşumuza kızıyorum.
Eğitim politikasının, değiştirilerek “toplumu gütme politikası” haline getirilmesine sessiz kalışımıza kızıyorum.
Sorgulamayan gençlik yetiştirsin diye sorgulamayan öğretmen yetiştirilmesi politikalarına karşı çıkmayışımıza kızıyorum.
Yeni öğretmenlere, öğretmenlik duygusu aşılayamadığımız için kendimize kızıyorum.
Siyasilerin, öğretmeni toplum önünde itibarsız hale getirip, toplumsal sorunlarda, toplumdan korkar hale getirip susturmalarına seyirci kalışımıza kızıyorum.
Örgütlü olmaktan vazgeçip, bireysel davranmaya başladığımız için kızıyorum.
Eğitim sistemi bilinçli olarak değiştirilmiş olsa da, “akademik öğretim” kısmına hapsolup, eğitimi yok sayışımıza kızıyorum.
Kendimizi ve toplumun geleceğini, topluma anlatamayışımıza kızıyorum.
Oysa biz öğretmendik.
Siyasileri yetiştirendik.
Siyasilerin, öğretmeni itibarsız hale getirerek susturma çalışmalarını, topluma anlatmayı, gerçekleri öğretmeyi bilmeliydik.
Yapmadık.
Sinmeyi tercih ettik ve toplumun tümünün susmasına öncü olduk.
İşte bu yüzden kendimize bir kez daha kızıyorum.
Bu günkü karanlığı yaratanlar, aydınlıktan korktukları için, eğitimi ve öğretmenleri hedef aldılar, bunu biliyorum.
Ancak, aydınlıktan korkan ve geleceği karanlıklara gömmek isteyen bu zihniyetin de, yine senin bize bıraktığın ışıkla yok olacağını da biliyorum.
Ama şimdi kaşlarını çatarak, “Toplumu düştüğü bu vahim durumdan çıkaracak olanın yine öğretmenler olduğunu” söylüyorsun.
Biliyorum.
İşte o yüzden bu günü öğretmenler günü olarak kabul ettik.
Senin geleceği emanet edecek kadar güvendiğin öğretmenler olarak, hem yıllar önce yapılan darbe ile öğretmenlere yaşatılanları ve sonrasında da yapılanları gizlemek için senin başöğretmen oluşunu kullandıklarını gelecek nesillere taşımak için kabul ettik bu günü.
Seni unutturmak isteyenlere fırsat vermemek için , öğretmenlik mesleğinin, hak ettiği değere kavuşmasını sağlamak için, biz senin başöğretmen olduğun 24 Kasım’ı Öğretmenler Günü olarak kabul ettik.
O yüzden bize kaşlarını çatarak kızma.
Biz, hiç kimsenin, çocuklarımızın geleceğini karartmasına izin vermeyiz.
O yüzden , sen rahat uyu Başöğretmenim.
Başöğretmenlik aldığın bu gün kutlu, ruhun da şad olsun.
Tüm öğretmenlerin de, öğretmenlik mesleği kutlu olsun…